- 1167 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
SEVDA KAÇTI SON GİDEN TRENDE
Martılara selâm verdim geçenlerde!
Senden haber verdiler kanayan yüreğime, duydum ki suçlarmışsın beni. ‘Bırakıp gitti, ardına bile bakmadan.’ dermişsin. Varsın olsun, de nehir gözlüm.
Oysa, oysa gitmemek için ne çok çabalamıştım. Bilmezsin değil mi? Varsın olsun, bunu da bilme nehir gözlüm.
Gitmeye zorlandığımı hissetmesem, gider miydim hiç? Sevginin yüreğinden taştığı günler gelir aklıma, olmadık zamanlarda. Aklıma düşer sonra bahar gibi, dünyamda açan gözlerin.
Bilirim, bu aşk fazla geldi sana. İki beden büyüktü senin dünyana. Korkuların vardı senin, bitmek bilmeyen. Öğretmedi mi yoksa hayat sana? Aşk, tanımaz korku, tanımaz soru…
Hani, son görüşmemizde, çok acı konuştuğum yerde. Sormuştum sana, ‘gözlerime bakamıyorsun, aynaya nasıl bakacaksın’ diye. Kırık bir bakış fırlatmıştın, acıyan gözlerime.
-Ne çok severdin oysa gözlerimi, ‘ceylan gözlüm’, derdin, derdin ya!-
Sustun! Her zaman ki gibi, hep yaptığın gibi. Sadece, sadece sustun.
Sahi ne demiştim sana? O çok sevdiğim yazıdaki cümle, ‘ çocukların bir gün sorarsa, özgürlük nedir diye? Ne diyeceksin, sen hiç özgürlüğü yaşadın mı?’ Bilirim, kıramadığın zincirlerin, uçurumlarda gezindiğin bir hayatın var senin. Yıkamadığın duvarların, haykıramadığın denizlerin, kendin için yaşayamadığın günlerin…
Sahi, bir gün olursa bebelerin, büyüdüklerinde sorarlarsa sana, ne diyeceksin?
‘Sevgi nedir, baba? Aşk nedir, baba?’ Takılacak gözlerin, ‘ne çok sevmiştim, ne çok değer vermiştim, neler sığdırmıştık geçen bir yıla’ diye geçireceksin soluksuz bir ‘AH’la’, düğümlenecek sözlerin, nefes alamayacak, aynalara bakamayacak, kendinle yüzleşemeyeceksin.
Umarım bir gün, çok pişman olmazsın nehir gözlüm, umarım… Tek dileğim budur, bil isterim.
Biz başaramadık sevdadan yana, küçük hesaplar yaptık yok yere. Suçlayıp durduk birbirimizi, olmayacak şeylerle.
Aşk bize, hesaplarımıza, yakışmadı. Özgürlüğümü seçtim yine. Ya sen! Onu bile, yapamadın!
Varsın olsun!
Koş, korkularının peşinden, yıkama duvarlarını, kırama zincirlerini…
Üç beş kuruş değildir ki hayat! Çalış sadece, yok yere.
Geldiğinde seksenine, düşün şöyle dalarak ufkun derinliklerine.
Ne yaptım ben, diye.
Varsın olsun! Sevda şimdi bizim peşimizden koşsun.
Yakalayamayacak nasıl olsa, koşsun dursun!
Şimdi anlatırım küçüklere, sakın ola bırakmayın sevdanızı üç beş hesaba. Kırmayın kalplerinizi olmayacak yere. Biz kazanamadık, onlar kazansın diye!
Martılarla konuşurum yine! Simit kırıntıları atarım kuşların en güzeline, baktıkça yeni yetmelere, sevda düşer kalbime!
Dalarım mavinin sevgisine, sevdayı kaçırdım son giden trende!
Özgürlüğü bari, giydireyim bedenime!