- 845 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BULUTLAR
Bugün gökyüzüne daldım.. Masmavi bir zemin.. Maviliğin üzerine atılmış, pamuk parçacıklarını andıran üç-beş bulutum var.. Güneş ışınları pırıl pırıl.. İnsan gönlüne ayrı bir huzur veriyor. Sanki aynaya bakıp kendimi mutlu hissediyorum.. Bulutlar hafif uykudalar, keyif ediyorlar o semalarda…
Halbuki, aynı gökyüzü değil miydi; birkaç gün önce koyu gri olan? Ufuk hattında kızıllaşmış, öfke kusan dağların üzerine yılan gibi çöreklenmişlerdi. Kapkara dev bulutlar, bir şeye kızmışçasına yıldırımlarını gönderiyorlardı.. Bazıları nazlı gelin gibi süzülürken, bazıları büyük bir hışımla yağmurlarını bırakacakları menzile koşar adım gidiyorlardı. Şekilsiz, ürkütücü bir manzaraları vardı.
Bulutlara, kahve falına bakar gibi bakıyorum bazen.. Genellikle duygularımı bir köşeye asıyorum. Bazen saatlerce aynı kalsada, bazen saniyede farklılaşıyorlar., değişik değişik şekillere giriyorlar. O şekilleri yorumlamak, onlardan bazı manalar çıkarmak çok hoşuma gidiyor. Farklı bir uğraş oluyor benim için..
Bakıyorum Van Gölü karşımda.. Suya hasret Afrika ilerde.. Sağ yanımda İngiltere, Grönland’la el ele tutuşmuşlar.. Oturduğum yerden dünyayı gezdiriyorlar bana… Bana mutluluk sunuyorlar; arz-ı endam ederek..
Dev gri bulutun arkasından baş veren küçük beyaz bulut, suçlu çocuklar gibi bakıyor. Diğer tarafta taşlara başını koymuş, uyuyan dev bir adam. Bayağıda göbeklice. Sarmaş dolaş iki sevgili, hiçbir şeyi önemsemeden rüzgarla dans ediyorlar. Hırçın, kara kara düşünen insan, biraz önceki mutluluk tablosuna inat ortaya çıkıyor..
Bu kalabalığın içinde bembeyaz kıvırcık bir kuzu. Heybetiyle büyük bir Arslan.. Bulutlar bir film şeridi gibi akıyor.. Bir film birden sahneye çıkıyor ama bir-iki saniye sonra kayboluyor..
Bazen Kandıra’dan gelen bulutlar gökyüzümü kaplıyor. Yüzemeyen insan gibiler bazen.. Bazen, rüzgarla oynaşan, dökülen yapraklarıyla dikkatimi dağıtmak isteyen birkaç ağaç olsada, benim gözüm ufukta.. Rüzgar, tozları havalandırsa da yine dikkatim ufukta..
Biliyorum ki; ufkunu iyi okuyan hayal kırıklığı yaşamaz.. Ama yaramaz bulutların ne yapacağını kim bilebilir ki..
İşte şimdi gökyzü olabildiğince gri.. Grinin her tonu var onda. Arada bir mavi göz kırpar ve hemen kaybolur. O dev gri-siyah bulutlar öfkesini kusar gibi sağnak halinde tüm yüklerini boşaltırlar. Koşuşan insanları vurmak istercesine daha da hızlanırlar. Ortalık göle döner.
Sonra gri bulutlar, şaka yapar gibi hafif bir yağmurla cilalarlar ortalığı.. Yavaş yavaş uzaklaşırlar. Yerini maviliğe bırakmaya başlarlar. Sonra beyaz bulutlar merhaba der size.. Sonra güneş ışınları gözükür, sıcaklığıyla güneşin, elinden tutup ufkunuza getirirler. Dünyayı ve ruhunuzu bir sıcaklık kaplar…
İnsanlarda aynı değil midir? Duygusal yapıları, düşünce ufukları gri-siyah renk alınca, önce ağlarlar, sonra güneşleri gelince hayatlarına hiç bir şey olmamış gibi devam ederler.
Bakıyorum İstanbul’dan gelen bulutlar, aceleleri var gibi Sakarya’ya doğru koşturuyorlar.. Hem de dev koyu gri bulutlar. Sanki bir yerin canını okuyacak gibiler. Kandıra’dan gelen bulutlar ise açık gri renkte.. Altta, yükünü atarak rahatlamış insanlar gibi yavaş yavaş Gölcük yönüne doğru gidiyorlar. İstanbul bulutları hırçın rüzgarla boğuşurken, Kandıra bulutları nazlı esen rüzgarla dost olmuş, vals yaparak gidiyorlar. Bu iki zır görüntü aynı anda gözlerime takılıyor.
Bazen gökyüzü değişik tonda mavilikleri aynı anda sunarken, bulutlar barsağı tıkanan hastaların karın filmi gibi yan yana, üst üste dizilmiş hava-sıvı seviyelerini andırıyor.. Öbek öbek, değişik büyüklükteler.. Üzerlerinde ana keçi, yavru keçiyle sohbet ediyor. 10-15 saniye sonra yavru keçi kayboluyor, arkadan ana keçide bakıyorum firar etmiş..
Uzaklarda bir yunus denizi yara yara geliyor. Etrafında küçük dalgalar. Çok geçmeden rüzgarın ayak oyunuyla başı kopuyor yunusun.. O başı topa çeviriyor rüzgar, o topla oynamaya başlıyor. Kundağa sarılı bebekse uyuduğu için olanların farkında değil. Kaplumbağa kafasını dışarı çıkarmış, bu kalabalığın içinde yürümeye çalışıyor.
Hiç bir işim yoksa, gökyüzü çağırır beni.. Bulutları incelerim.. Onlarla vakit geçiririm.. Ruhumu onlara teslim ederim bazen.. Bazen onlarla konuşurum.. Bulutlar gibi zamanda akıp gider farkına varmadan…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.