- 667 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLÜM
Pencerenin kenarında canı sıkkın oturuyordu. Günlerdir, haftalardır, hatta aylardır içini yiyip bitiren bir sıkıntı vardı. Halbuki daha 15’inde bir lise öğrencisiydi. Daha hayattın başındaydı; oysaki onu bu kadar sıkan ne olabilirdi ? Sonra birden bağrış sesleri duyarak irkildi ve salona doğru gitti. Akrabalarının ve ailesinin yaşlı gözlerle birbirine baktığını ve içlerinin kan ağladığını gördü.
Teyzesinin yanına giderek ne olduğunu sordu. Hepsi ona boş boş bakarak dilleri tutulmuşcasına hiçbir şey söylemeden kaldılar. Teyzesi irkilerek Burak’a döndü ve şöyle dedi:
- Deden Burak, deden....
- Ne oldu dedeme?
- ....
- Ne oldu teyze söylesene?
- Burak oğlum, deden vefat etmiş dedi ve başını Burak’ın omzuna yasladı,hıçkırıklarla ağlamaya başladı.
Burak, bu sözleri duyduktan sonra olduğu yere yığıldı kaldı, bir süre hareketsiz kaldı;ama sonra kendine geldi. Evde şaşırtan bir derin sessizlik vardı.Yattığı koltuktan kalktı ve evin odalarını usulca dolaşmaya başladı. Evde kimseyi bulamayınca hemen telefona sarıldı.Teyzesini aradı. Kadın telefonda ona:
- Oğlum sakinleşip dinlenmen için seni uyandırmadık, biz şimdi hastanedeyiz, dedenin işlemlerini yaptırıyoruz.Sana söylemeden geldik;çünkü gelecek durumda değildin.
Burak teyzesine bu sözler karşısında:
- Hastaneye gidip gidemeyeceğime ben karar verebilirdim, neden bana sormadınız, haber vermediniz, dedikten sonra telefonu teyzesinin yüzüne kapatıp dışarı çıktı. Evin arkasına doğru yürüdü, motosikleti çalıştırıp hastaneye gitti. O sırada teyzesinin aracını gördü, araç durdu ve teyzesi araçtan çıkarak Burak’ın yanına gitti ve şöyle dedi:
- Telefonu neden yüzüme kapattın? Sen eskiden böyle asi değildin. Deden vefat etmiş olabilir, senin deden benim babam ne olursa olsun büyüklerine saygını ve sevgini korumalı ve sakin kalmalısın.
- Dedem öldü, dedem! Benden sakın sevgi saygı gösterip sakin kalmamı isteme, dedikten sonra teyzesini iterek yoluna devam etti. Biraz gittikten sonra motosikleti benzinliğe çekti. Bu geceyi benzinlikteki pansiyonda geçirmeye karar verdi.
Bir anons ile uyandı, bu bir cenaze duyurusuydu. Dikkat kesilerek bu sesi dinledi. İlanı dinledikten sonra motosikletine atlayarak camiye doğru yola koyuldu. 15 dakika sonra camiye varmıştı. Dedesini gören Burak’ın gözleri dolu dolu olmuştu, ayağı titremeye başladı. Koşarak dedesinin tabutuna sarıldı, çevredekiler onu sakinleştirdi.
Cenaze defnedildi, herkes evine dağıldı. Burak eve geldi, evde herkes vardı, Burak duvara anlamsızca bakıyordu. O sırada teyzesi yanına gelerek:
- Bak, dün yanındayken fazla yüklendim, özür dilerim oğlum, böyle olmasını istemezdim, dedi.
Burak da:’’ Asıl ben özür dilerim, soğukkanlılığımı korumalıydım, teyze sen de beni affeder misin, dedi.
O da tabi ki dedi .
Burak, ona dedesine layık bir torun olup olmadığını sordu. Teyzesi de neden böyle bir soru sorduğunu merak etti. Burak layık olamadım diye kendine kızıyordu ve bir hafta sonra yapılacak mevlitte
onun için çok koşturacağını en azından son görevimi yapmak istiyorum deyince teyzesi duygulandı ve neden olmasın, dedi.
Burak hayatında ilk kez en yakın sevdiğini kaybedince böyle bir tepki vermesi normaldi; çünkü ölümün ne demek olduğunu çok iyi anladı.Bundan sonra da sevdiklerinin kıymetinin onlar hayattayken bilinmesini gerektiğini düşünerek yaşadı.
YORUMLAR
"fırsat elde iken alıp kaçmadım
beni öldürmeli dövmeli değil" diyor Karacaoğlan..
sevdiklerimizin kıymetini "var" iken bilmeliyiz.
tebrikler.güzel yazıydı.