- 958 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ESKİŞEHİR'DE TRAMVAY YOLCULUĞU
Yaşamın yolculuğunun yanı sıra,üstelik bir de tramvaya binmiştim yaşama sevinçli!
Yılların yorgunluğu üzerime çökmüş olsa da;ben yine de yarı bitkin,yarı hevesli,eskisi gibi olmasa da yürüyüşlerim,vasıtalar yoluma devam dercesine destekteler.
Zamanın eylülünde,daha bir sıkı sarılışlarım var sevenlerime.
Sabahki programımdan sonra geldim tramvaya...
Gençlerde bir yerlere yetişebilme,öğrenmeye çalışma gayreti içerisinde hoş bir eda,seda.
Yaşlılarda yetiştiği yerlerin hüznünde,bildiklerini unutma telaşında,buruk bir gülümseyiş,derin susuşlarda.
Durakta ayakta beklerken oldukça yaşlı teyze,"yanıma gel kızım buraya otur" dedi ve biz yakınlaştık.
Yüzündeki haritada her çizginin bir anlamı olmalıydı.
Dertliydi,başta en çok değer verdiği göz bebeği evlatlarından.
Ağır kelimeler sarf ediyordu,bir taraftan da kendi ayakları üzerinde durabildiğini.
Gençlere inat onun hiç de acelesi yoktu.
Gideceği yerlere varmıştı.
Çok yorulsa da hala gidiyordu hayatın yokuşlarından zor da olsa.
Aslında esas onu yoran şeyler gözüydü,kulağıydı,yüreğiydi.
İşte geldi tramvay...
Gençlerde yer kapma telaşı...
Yaşlılarda binebilme gayreti...
Önümde oturan yaşlı bir amca bir elinde bastonu,diğerinde oldukça ağır poşeti içine doldurmuş dua kitaplarını,gençlere elinin ulaştığı herkese ücretsiz dağıtıyor.
Kimi alıyor memnun oluyor sağ ol amca diyor
Kimi de hiç umursamıyor...
Karşı yan koltukta hamile bir bayan oturuyor...
6 yaşlarındaki çocuğunu çağırıyor kalabalıklar arasından.
Ben dalmışken kendi dünyama bir çocuğun "pardon pardon" şavkı ile irkiliyorum.
Annesine öyle güzel diyor ki "bak nasılda pardon deyince herkes bana yol verdi değil mi anne?"
Sonra sever bakışlarımla beni fark ediyor.
Biraz utanıyor,çocukluğuna tekrar dönüyor.
Etraftakiler kendi düşüncelerinden uzaklaşıp çocuğu dinliyor,gülümsüyor.
Müjdeyi öğrenmiş bir yerden annesine anlamını soruyor.
Anne karnı burnunda hamile kucağının diğer yarısına oturtuyor çocuğu hiç yüksünmeden,anlatıyor hiç bıkmadan,usanmadan...
Çocuk da dinliyor can kulağıyla...
Bir an gözümün önünden sabahki programımdaki gördüğüm yaşlı kadının sesi kulaklarımda çınlıyor...
Şimdiki zamanda yaşlılık hiç iyi bir şey değil kızım.
Hiç kimse yaşlıyı can kulağıyla dinlemiyor,anlamıyor,görmek istemiyor.
Hep bir aceleci,telaşlı tavırlarla işimiz çok,vaktimiz hiç yok diyorlar.
Onların içi rahat herhalde!
Ben yine huzursuz,hala çocuklarımın sıkıntılarında,endişesinde,sevgisinde yüzüyorum hala.
Oysa aynı yollardan bende geçmiştim hayatın zorlu koşulları içinde.
Önceliğim hep onlardaydı.
Doğru ya onlar daha benim yaşlarıma gelmediler ki beni anlasın.
Şimdiki gençlik kızım,genelde kendi özünden kopmuş,değerlerini yitirmiş, yozlaşmada sınır tanımayan,ahlak değerlerini hiçe sayan,diğer insanların değerlerine,fikirlerine saygı duymayan,bir ideali olmayan,hoş görüsüz,merhametsiz,hayattan zevk alamayan,sevip saymayan,özentili,kısacası sonlarını pek hayırlı göremediğim bir gençlik ne yazık ki!
Gelelim annesinin göz bebeği çocuğa...
Çocuk müjdeyi kendini sevindirmek sanıyor.
Anne "yok hayır sen öyle bir şey yapmalısın ki,ben sevineyim seni ödüllendireyim "diyor.
Çocuk "haydi bana bir şey al" diyor sabırsız!
Anne "mesela okula gideceğim dersen bana müjde vermiş olursun" diyor.
Çocuk mızmızlanıyor "gitmeyeceğim işte gitmeyeceğim"
"O zaman kaydını sildiririz "diyor anne,çocuk onu da istemiyor.
Anne "neyse biz bu konuya evde konuşup karar verelim" diyor.
Tramvay duruyor durağında
Çocuk hızla iniyor
Anneden uzaklaşırcasına...
Yolculuk devam ediyor...
Zaten yolcu değil miyiz ki hayat denilen yolda?
AYLA CERMEN TÜFEKÇİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.