Dü$..
Günlerdir kendimi arıyorum.. Nefes aldığıma göre canlı olmalıyım peki neden öyLe hissetmiyorum?
Ne oldu ki bana?
Neden herşey bu kadar yabancı geliyor?
Kimsem yok mu benim, neden kimse arayıp sormuyor?
Neden rüyamda sadece bir yıldız görüyorum?
Bu kadar çok soru sorduğuma göre garip bir yaratığım ben!
Neden günlerdir bu duvarLar arasındayım ve bu yatakta yatıyorum biLmiyorum..
Nerdeyim, zamanın neresindeyim dahası kimim hiçbir fikrim yok..
Tanıdık gelen tek şey karanLık.. Tuhaf bir şekilde huzur veriyor gece, gün ışığından oldukça rahatsızım! Gece iyi, gece
sessiz, gece huzurlu çünkü gece karanlık.. Neden bu kadar seviyorum ben geceyi? ( Uyku yalnız onunLa geLiyor dolayısıyLa
o yıLdız da )
Ben nerdeyim peki?
Adım ne?
Kimim ’ben’?
Düşünüyorum, hatırlamam gerek çünkü içimde bi yerlerde acıyan şeyin sebebini merak ediyorum. DayanıLacak gibi birşey
değil bu.. Sebebini bulursam ondan da kurtulurum gibi geliyor ama önce kendimi bulmam gerek. ’Ben’ i bulursam herşey
çözülecek gibi..
Nerden başlamalıyım?
Nerdeyim ki?
Dahası kendimi neden terkettim?
Sorular beynimi kemiriyor! Birileriyle konuşmam gerek ama sesim çıkmıyor.. Hem, ya onlar hiç tanımamışlarsa ’ben’i ?
Korkmaya başlıyorum. Hiç böyle hissetmediğim geliyor aklıma.. Demek ki ’ben’ korkusuzdu. Eğer korkusu yoksa neden
gitti?
Kimden saklanıyor?
Bilmiyorum..
’Ben’i benin içinde bulabilirim gibi geliyor, gözlerimi kapatıp dalıyorum ıssız bir kör kuyuya.. Memnunum, burası alabildiğine
karanlık.. Güzel karanlık, cici karanlık, beni hiç üzmez karanlık..
Başta hiçbirşey yok karanlık ve de sessizlikten başka, biraz daha ilerliyorum.. İlerledikçe karanlık kızıllaşmaya başlıyor.
Sağır edici çığlıklar sarıyor dört bir yanımı. Ne yapacağımı bilemez halde koşuyorum oraya buraya çarparak, ruhum kırmızıya
boyanıyor baştan aşağı çünkü heryer kan! Anlıyorum ki yaralıyım.. Peki ne oldu da bu yaralar açıldı ve neden bu kadar derinler?
Yine hiçbir fikrim yok..
Bağırıyorum cevap alabilme umuduyla ’ben’i gören var mı? diye ama anlamsız çığlıklardan başka ses yok! Mahşer alanı gibi
karma karışık ortalık.. Rüyamda gördüğüm yıldız geliyor aklıma nedense, bu kez onu soruyorum ve ortalık iyice karışıyor,
gürültüler artıyor, çığlıklar dayanılmaz hale gelmeye başlayınca kan ter içinde açıyorum gözlerimi..
Üzgünüm hemde çok.. Canım yanıyor.
Neden hiçbir şey hatırlamıyorum?
Lanet olsun nerdeyim ben?
Kimim ben?
Neden yaralıyım bu kadar?
Etrafım karanlık anlaşılan gece olmuş. Seviniyorum sessizliğe.. Yalnız camdan ufacık bir ışık düşüyor odaya. Pencereye
yürüyorum nerden geldiğini görmek için ama o da ne?
Rüyamdaki yıldız bana göz kırpıyor karanlığın içinden! "Sen o’sun değil mi rüyalarımdaki yıldızsın sen!" diye sesleniyorum..
"Söylesene ’ben’i gördün mü?" Gülümsemesiyle daha bir aydınlanıyor gece..
"Evet burada yanımda o da seni çok özledi, gel.. " diyor..
Çok ama çok seviniyorum sonunda buluyorum, hem beni hem de yıldızı. Fakat camı aşmam gerek, elime geçen ilk şeyi
fırlatıyorum, kırılıyor.. İçinden geçerken kırıklar batıyor tenime.. İçimdeki yaralardan bedenimde de oluyor.. Canım yanıyor ama
kimin umrunda? Ben yıldıza gidiyorum.
O bütün masumiyetiyle beni çağırıyor üstelik ’ben’de yanında.
Bir kez daha "Hadi gel seni bekliyoruz" diyor. İkiletmeden belime kadar karanlığa sarkıyorum ve gürültüyle düşüp parçalanmaya
başlıyorum..
Başlıyorum..
Parçalanmaya..
Düşüp..
Düş-üp..
Düş...
’Ben’den geriye kaLan..