- 1441 Okunma
- 2 Yorum
- 4 Beğeni
Üzülsek mi ,sevinsek mi?
ÜZÜLSEK Mİ SEVİNSEK Mİ?
Yazın aralığa gittim. Kahvede otururken bir adam elinde pamuk girdi içeri.
Ben nasıl şaşkın şaşkın bakıyorum. Dalmış gitmişim. O kadar mutluyum ki. Kısa bir film şeridinde bütün çocukluğumu,gençliğimi yaşadım. Dahada geliştirmişler her pamuk kolunda(bizim dilde)45kadar Koza oluyormuş. Olgunlaştığında ,yani kozalar patlayıpta pamuk o güzel beyazlığıyla göründüğünde ilaçlıyorlar .Yapraklar dökülüyormuş. Böylece pamukla yaprak biri birine bulaşmıyor.
Bunlar kim dedim. Antalyalılar burada pamuk ekiyorlar dediler. İşte o zaman üzüldüm. Bizimkiler kahvede çay parası bulamazken,kendi tarlasına pamuğu ekemiyor ,Antalya’dan Mersin’den gelip pamuk ekiyorlar.
Hatta en ilginci, onlara yerlerini ektirmek için aracı koyuyorlar. Birisi neşeyle bizim köyde de ekecekler bu sene dedi.
-Sen niye ekmiyorsun. Dedim.
-Kim uğraşacak dedi. O kadar üzüldüm ki!
Neydi o günler. Çeltik ekerdi dedemiz ,babamız. Ev yüzü görmezdi. Analarımız çapa yapmaktan ,pancar sökmekten,pamuk toplamaktan hiç şikayet etmezdi. Pamuğun sonu biliyorsunuz ekim, kasımda toplanırdı. Patlamayan kozalar sobanın yanına yayılırdı. Sonra geceler çoluk çocuk başlardı kozaların ağzını yılan ağzı açar gibi açıp pamuğu çıkarmaya. Annem rahmetli biz uyumayalım diye "heserecik ve tepegöz"ü anlatırdı. Ağzımız açık dinlerdik. O paraya dönüşürdü. Ramazan bayramında "yeddilevine"dönüşürdü. Çocuktuk kişmiş parasına dönüşürdü. Pamuk toplarken eşek arabasıyla üzüm satarlardı. Pamuk verir üzüm alınırdı. Arta kalan pamuğu başörtüsünün arasına koyar bakkala koşardık. Onun insafına teslim ederdik. Bir avuç kişmiş ,biraz bisküvi (pasta)verir gönderilirdik.
Bu gün sonu fıkrayla bağlamayacağım. Yaşadığım gerçek bir olayla bağlayacağım.
Bir arkadaşımız vardı. Benden dört veya beş yaş büyüktü. Herkes evlendi. Ondan küçüklerde evlendi. Örneğin ben. Bir gün:
-........ herkes evlendi. Sen ne bekliyorsun bak ananda çok istiyor. Hadi evlen dedim.
-Evlenecem. Dedi
-Ne zaman dedim
-Arkadaşlar arıyor. Bulduklarında haber verecekler. Dedi
Bizde o güzelim tarlaları kahvede oturmak ,tembellik uğruna Antalyalıya. Mersinliye vermişiz. Bizim bulamadığımız pamuğu onlar buluyor.
Saygılarımla. 25/01/2018.
Hüseyin Işık
YORUMLAR
Güzel yurdumun özel durumlarından bir kesiti hasret kokan duyguyla, öyle güzel anlatmışsınız ki..Kutlarım hocam.. Ben de toplanan mısırların komşuların yardımıyla soyulmasını hatırladım. Nerede o tarlalar.?/ Her taraf fındık bahçesi olmuş. Fındık da karın doyurmuyor artık. Saygılar, selamlar.