Bencil kimse devamlı kendi çıkarını düşündüğü için başkalarını düşünmeye ayıracak vakti yoktur.
Selahattin YETGİN
Selahattin YETGİN
@selahattin-yetgin

Güller Kıskanır Gülüşlerini

24 Ocak 2018 Çarşamba
Yorum

Güller Kıskanır Gülüşlerini

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

1691

Okunma

Güller Kıskanır Gülüşlerini

Güller Kıskanır Gülüşlerini



Cemreler düşmüş gözlerinin, gizemli, derin denizlerinde
Sevdalı düşünüşlerle yüzerim, kaybolurum enginlerinde
Alışkanlığım olursun seni sevdikçe, yer ararım yüreğinde
Güller kıskanır gülüşlerini, saklarım seni en gizlilerimde


Sıcak düşlerin gül atıştırmalarıyla çiğnerdin yaşam lokmalarını, gözlerimdeki gün ışıklarına yaslanarak. Ocakta aş kaynar, gelgitlerimizle saatler hızla akardı. Güneş sessizce terk ederdi kentlerimizi, yüreğimizin ısısı ayaza çalardı ve biz bir veda havasıyla birbirimize el sallardık. Gecenin çağrıları okunurken minarelerden perde kapanır, usulca sokulurduk özlemin yatağına. Gün ağlar; yüreğimiz kanar, gerçeğin denizlerine tertemiz ağlar atardık.

Varlığınla donatılı bir kentte bütün renklerin izdüşümlerine yansır güzelliğin. Sesinin billur çeşmelerinden serin gülüşler akarken, sen dolar durmaksızın sevda testim. Kimi düşer gözlerinden yaş, kimi duyulur yedi düvelde restin, güneşler doğar sözlerinle, ay karanlığından utanır, bükülmez bir bilektir eşsiz asaletin. Sevginin ovalarında yetişir benzersiz çiçekler, asırlar geçse de gülüm, bitmez yüreğimdeki kutsal ve ölümsüz sevgin.

Kaybolmuş bir dünün raksını izlerken çoğul bekleyişlerle hırpalardık göz halkalarımızı. Ağrılarla donatılı yaşam soframızda hüzün gülümser, avuçlarımızda kalaysız kaşıklar titrerdi. Gecenin içinde avdayken yarasalar, göğsümüze konaklarken eskimiş sevdalar, yankımız gizlenirdi dağlarda, bakışlarımız sevgiyle birbirine ışıldardı uzaklarda.

Şimdi sen içimin dalgalarını aralayarak, coşkumun suskularını karalayarak uzanıyorsun yorgun göğsüme. Damarlarımdaki aleve dönüp bedenini, ruhumdaki gelgitlere dayayarak ömrünü dinle sevdalı yüreğimin gümbürtüsünü. Sessizliğin dilini kullanarak, gecenin gizlilerine sarılarak, ateşinin iksirlerini kırık bedenlere sarmalayarak kenetlen hayata. Göğsündeki çarpıntılar durulunca, bu aşk adamının da söyleyecek çok sözü olacak, unutma.

Dalga vurdukça taşa, azalır direnci özün. Damla düştükçe toprağa delinir gözleri hüznün. Can nefesle doldukça, kan dolaşır damarda düzgün. Her ağrının saati ayrıdır, avuçlarında birikmez ki sözün. Yürek dermansız bir hastadır, sevdayla beslenir, kış olsa da mevsim. Saklandıkça gerçeğinden, çıldırtan bir düş olur söyleyemediklerin. Her yaprak toprak olur bir gün, yeniden yeşermek için sayamasa da gün.

Dudağındaki kavla yaksan da denizleri, göğsündeki sularla göllere çevirsen de ovaları, yeşil bir bulut yükselir yüreğimden seni düşündükçe. Birikmiş hüzün torbalarına daldırdıkça elimi, ruhumdaki bekleyişin sabrıyla karada bile yüzdürürüm gemileri. Seni düşlerken, seninle güneşlere yürürken sevdandır rotam, sevgindir içimdeki en büyük destan, gülüşünün uzak ormanlarında ölü bir hazine gibi yatan, aşktır beni uğrunda sırılsıklam ıslatan.

Yüreğinin sihirli dalgalarından uzaklarına varınca sevda süreceğim özleminin çatlattığı dudaklarıma. Göğsündeki yeşil adalarda sana kapanacak, yorgun bedenimi kadın düşlerinle uyutacağım. Göz kapaklarıma sürdüğün aşk büyüsüyle sonsuza dek uyuyacak, lal kelimelerinin derin ninnileriyle kalacağım.

Söz düşünce gecenin ışıklarına, ürperir perde. Göz süzünce yüreği, ayna kırılır elde. Aşk sözle harlanır, söz gönülden çalınan bir sazdır, titrer kalpte, mızrap gözyaşı döker telde. Sevda yanan bir kütüktür gülüm, alev dansa kalkar, savrulur yelle. Özlem içli bir türküdür, yandıkça hüznü bırakır külde. Aşk derim, ah ederim, dilerim gülüşlerin kalır, kokunu bilmediğim güllerde.

İçi doldurulamamış nice boşluklardan süzüldükçe dünlerimiz, kırık bir anın sesini dinleriz. Oysa sesimizdir gerçek olan, nefesimizdir sevgiye dolanan ve aşktır bizi inadına yaşatan. Dünler tozlara sarılıp anılara karışan resimlerce sararken boşluğu, sen yarını düşlemezsen, umudunu yeşertmezsen, her şey boş bir slâyda dökülür. Dökülen binlerce parça sızıdır, o döküldükçe bizden çok şey götürür.

Büyük ırmakların kolları da küçülür bir gün hayata delice sarılmaktan. Kaçışımız imkânsızsa, gül boynunu büker toprağın yangınına. Her çiçek günü gelince tohumunun özünü içer, içtikçe desenlerini hayat belirler. Anlamını sorguladığımız yağmalanmış talanlarda sen olmasan, yargılar ne işe yarar. Haydi, kapa gözlerini geceye gülüm, seni özlemek bile bu yorgun yüreğe verir dünyalar.

Selahattin Yetgin

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Güller kıskanır gülüşlerini Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Güller kıskanır gülüşlerini yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Güller Kıskanır Gülüşlerini yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.