- 468 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aşk da bir yoktan yaratılıştır
Şimdilerde kafamda şu dönüyor arkadaşım: Birşeyin farkına varmak, en azından varan için, bir ’yoktan yaratılış’tır. Daha önce âleminde olmayan birşeyin varedilmesidir. Ekleme değildir. Çıkarma değildir. Karıştırma değildir. Seyreltme değildir. Yani farketmek ’zaten varolan birşeydeki miktar artımı/azaltımı’ gibi değildir. Aşkındır. Üstündedir. Olanların fevkinde yeni birşeyin hilkatidir. Varlığa yeni bir dahil oluştur. ’Olandan olan’ değildir.
Salt öğretmen ile de açıklanamaz bu. Dışarının cinsinden kaşıklar içeriyi ’her istediğinde’ doyuramaz. Hem bazen insan görünürde hiçbir öğretmeni olmadığı halde de birşeylerin farkına varır. Hatta yürürken varır. Uzaklaşınca varır. Pencere kenarında düşünürken varır. Newton’a olduğu gibi başına elma düşünce varır. Arşimed’e olduğu gibi hamamda otururken varır. Beşerin kesbi ancak var’dan-var’a yol olabildiğine göre, en azından şu farkındalıkları, yani içindeki yoktan yaratılışları, onu Allah’a götürmelidir.
Bunu sadece ’fikir’ düzleminde tutmayacak ’duygu’ düzlemine de taşıyacağım. Çünkü bu iş akılda öyle olduğu gibi kalpte de böyledir. Hatta biraz cesaretle diyebilirim ki: İnsan ’aşk’ denilen şeyin varlığından Allah’a cadde bulur. Varlığına iman eder. Yaratışına âşık olur. Kudretine hayret eder. Aşkın bir hikmeti de budur.
Daha önce sinesinde hiç varolmamış birşeyin denk geldiği bir sûret üzerinden yaratılıvermesi, hele aralarında fiziksel hiçbir ’dayatma’ olmadığı halde böyle şiddetli bir hissedişin vuku bulması, bu bile tek başına Allah’a iman etmeye yeter. Zira bunun hammaddesi yoktur. Matematiksel oranı yoktur. Laboratuvar şartlarında tekrarı yoktur. ’Olandan olan’ birşey yoktur. İçinizde, sizde daha önce varolmayan birşey yaratılır, o kadar.
İnsan bu ’yoktan yaratılış’ karşısında şaşkınlığa düşer. Nasıl düşmesin! Allah’ı bu kudret ayinesinde daha önce seyretmemiştir. Daha önce hazinesinde böyle bir mücevhere rastlamamıştır. Demek hazine olandan ibaret değildir. Genişlemeye devam etmektedir.
En nihayet demem o ki arkadaşım: Yoktan yaratılışı görmek için en evrenin başına gitmeye gerek yok. Genişlemeler ’an’larda da devam eder. Küçük küçük ’big bang’ler bu âlemde de yaratılır. Her öğrendiği ayetle insanın kalbi genişler. Her vahiy inişinde insanlığın fehmi genişlemiştir. Benzersizlik, başkalık, aşkınlık, öncesizlik, yenilik, orijinallik, harikuladelik vs... Onlara rastladığımız her yerde ’yoktan yaratılış’ın kokusunu taşırlar bizlere. Hatta, o kadar detaylı bir farkındalığa inebilsek keşke, belki her an yaratılır bu patlamalar. Her anda bir ’daha önce varolmamışlık’ vardır çünkü. Tarihin tekerrürünü kanunlar seviyesinde yine okuyalım. Fakat şunu da görmezden gelmeyelim: Gelecek geçmişin aynısı değildir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.