Hoşçakalın
"O güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık." Yaşar Kemal
Ben gidiyorum…
Bu gece yaşamınızdan, bir hikâye daha eksilecek. Sıradan bir hikâye… Sizce sıradan olan!
Bilin ki
Zaman zaman hırlamalı-gürlemeli iletişimimize ve hatta birçoğunuzla iletişimsizliğimize rağmen; En yakın, en güvenilir, en samimi, en bilge, en dolu, en sürprizli, en sadık, en vefalı, en şair, en duygusal, en entel, en sırdaş ve en adam arkadaşınız olmasam da iyi bir dosttur yitirdiğiniz… Hani ömrünüz boyunca arayıp arayıp bulamadığınız, o en hakiki, en yaren, en çok seven ve sevilen olabilme ihtimali..! Olabilir miydi? Olabilirdi elbet! Ama olmadı… Olamadı… Her insan kendi tercihlerinin ürünüymüş ya! İşte aynen öyle… Bu da sizin tercihinizdi!
Gidiyorum, umurunuzda olmasın da… Tıpkı umurunuzda olmayan kendi yaşamınız gibi… Sıradan ve değersiz… Şimdi herkes sahnedeki rolünü oynamaya devam edecek. Sufleler arkadan verilmeye devam edecek… İçinde bulunduğunuz deforme hayatın farkına bile varmayacaksınız. Leş, iğrenç ve çürümüş… Sorgulamak yasak… Yargılamak günah sayılacak hep…
Siz yapınca haram, köşe başlarını tutanlar yapınca mubah sayılacak her türlü alçaklık! Süslü kelimeler, çalıntı sözcükler, şiirlerin vurucu mısraları, sahte alkışlar, şakşaklar, yalan, dolan ve arkanızda dolanan yavşaklar, size yetecek… Ruhunuz ne kadar yiterse o kadar insan sayılacaksınız ve ancak ölümün eşiğindeyken ayılacaksınız… Bu uyuşma halinden!
Kusmuğa her gün biraz daha bulanarak yönetilen, size öğretilen bütün güzel değerleri birer birer yitiren, insanlıktan teker teker kopartılıp seyreltilen, çok da fifi’ci zombilere dönüştüğünüzü bilmeyeceksiniz… Arkadaşlık, dostluk, hak, hukuk, halkların kardeşliği, ayrımcılığa ve faşizme son gibi kavramları dillendirenlerin, bütün ayrımcılıkların baş aktörleri olduklarını anlamak, ne yazık ki çok kolay olmayacak sizler için… Çünkü kimliklerinize ulaşmış, kanınızı kirletmiş yozlaşmalar var. Hastalıklı ve tükenmişsiniz… Enfekte olduğunuzdan ve öldüğünüzden bihaber… Bir ex olma halidir, bu!
Yaşadığınızı sanmanız gayet normaldir… Gölgelenmiş bir alemde…
Artık, krematoryumlar paklar ancak, kirlenmiş benliklerinizin pisliklerini… Unutmayın ki varlıklarınızı yok edecek bu gaz odaları, var olduğunuzu sandığınız bu enkaz odalarından daha şerefli ve gerçektir…
O yüzden, bana müsaade…
Ben gidiyorum…
Bu gece yaşamınızdan, bir hikâye daha eksilecek. Sıradan bir hikâye… Sizce sıradan olan!
Uyanın…
Antakya, 19 Ocak 2018
Ali Asafoğulları