Çanakkale
tek bir kızım var.altı yaşındayken anaokuluna verdik.okulun Çannakkale gezisi vardı.eşimle birlikte ailece görmek istedik.ne kadar iyi yapmışız gittikten sonra farkettim.eksikmişiz bu nedenle.iki sınıftan oluşan bir kafilemiz vardı.bir sınıf biraz kalabalık olduğu için kura çekildi biz ve bir arkadaş sınıfımızdan ayrı diğe sınıfla gitmek zorunda kaldık.iyi ki kalmışız diyorum.okuyunca hak vereceksiniz.
gece saat 12’de yola çıktık.herkeste bir heyecan.çocuklar gidene kadar hiç uyumadılar.sabahın ilk ışıklarında vardık Çanakkale’ye.Güneş’in doğuşu bir başka güzeldi orada.önce hediyelik eşyalara baktık biraz, saatin erken olması nedeniyle vakit geçirmek için.oraya varıncaya kadar inanın hiç bir sorun yoktu gerçi bizim için hiç bir sorun olmadı ama diğer kafile için herşey o kadar güzel olmayacaktı.önce bir otele gittik kahvaltımızı ettik.bir an önce yola çıksaydı herkes onu istiyordu aslında.isimleri veremiyeceğim gezdiğim her yerin .şehit onbaşımızın 200 kilonun üzerindeki mermiyi sırtına alıp topa koyduğu yere geldik.rehberimiz çok genç ve pek bigili değildi açıkcası.yazılanlardan öğrenmeye çalıştık olanları.sıra sıra gezdik Çanakkalemi.olay nerde mi başladı?
anlatacağım.
herşey güllük gülistanlıkken öğlen yemeği için mola verdik.kızımın sınıfında olan ama ayrı düştüğümüz kafiledeki bir iki kişi o yemekte içki aldılar.şehitlerimizin mekanına gitmişiz amacımız belli tarihimizi görmek onların neler çektiğini anlamak ve hissetmek bir nebze de olsa.
herkes aslında onları arkadan yuhladı.ama kimse yüzlerine çıkıp birşey söylemedi bende dahil.sonra otobüslere yöneldik.bizim otobüs yol almaya başladı.bir baktık diğerleri orda kaldı.otoüsleri çalışmıyordu.biz heryeri zamanında gezip görürken otobüsümüzde marşlarımız söylenirken onlar can pazarındaydı.otobüsleri çok telikeler atlattı.bir çok yerde kazadan son anda kurtuldular.kimse otobüse binmek istemiyordu.
her yeri gezdik rehberimizde değişti.Çanakkale’yi bilen bir beyefendi bize eşlik etti.aslında rehberdi kendisi.onu dinlerken gezdiğimiz yerlerde herkes çoluk çocuk ağlıyordu.en çok ağladığım yer Conk Bayırı oldu.aynen şöyle dedi rehber’İngiliz uçakları Conk Bayırından inen mehmetçikleri görünce Türkler size uçarak geliyor dediler’ o bayırı görmeden kimse bilemez.değil inmek ordan orada kalmak bile mucize ister.şu anda bile titriyorum yazarken kusurlarım olursa affedin dostlarım.
Çannakkale şehitliği içimi cız ettirdi.evet mezarlıklar var ama simgesel.halbuki anzakların,fransızların,ingilizlerin ki öyle değil.yatan yattığı yerde gerçekten.ordan hani şu metrekareye binlerce merminin düştüğü yer var ya işte ordan üç adet çakıltaşı alıp öptüm ve cebime koydum.belki dedim belki bu çakıltaşlarında mehmetçiklerimin kokusu vardır.çok üzgünüm dostlarım.affedersiniz.
bizim kafilemiz geziyi bitirip otele yerleşmek üzere yola çıktık.diğer kafile saatler sonra gelebildi.yorgun, korkmuş ve isyanlardaydılar.o şahıslar otelde de güzelce onların tabiriyle yine içtiler.sabah olunca truva’yı gezmek için yola çıktık ama onların otobüsü yine malumunuz.
inanamazsınız her yerde kırmızı çiçekler.sanki burada Mehmetçik kanı var der gibiler.gezimin tamamını anlatsam yazımın sonu gelmez.bizim için canlarını vermiş Mehmedlerimize saygımız olmalıydı.bazıları bunun farkında ve bilincindeydi.bazıları ise hangi kelimeyi kullansam onlar için bilmiyorum siz karar verin iyisimi.
bir kötü yüzünden yedi yıl yağmur yağmamış bu dünya’da.belki hepsi suçlu değildi ama suç bazen susmaktı.
Allah’ım o her yeri kanla sulanmış topraklara basmak bile benim için günah gibi geldi.ciğerim yanıyor dostlarım.verilen 17 şehidim için değil, bugüne kadar bu topraklar için canını siper eden her şehit için.şöyle bir aynaya bakalım ve soralım kendimize biz bu canları hak ettik mi diye?
saygılar tüm acımla birlikte...
YORUMLAR
Yazınızı okumakta zorlandım gözlerimin neminden ve bugünlerde sadece gözlerimiz değil yüreğimiz kanıyor her giden şehidimizin peşinden...
Her karışı kanla yıkanmış ne canlar feda edilmiş sınırlarımız için, ne destanlar yazılmış.Aciz kalmanın acısıyla kıvranıyoruz sadece bugünlerde,elimizden gelen birşey yokmu? Bu vatan bizlere emanet değil mi? Birlik olma zamanı, güçlü olmak zamanıdır şimdi...
Çanakkale şehitliğini gezme görme imkanım olmadı ama siz ve çok yakın dostlardan dinledik ve görmüş kadar oldukk en az sizin kadar hissettik.sağolun.
Paylaşımınız adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Sevgi ve selâmlarımla...
Sevgili Makyevel,Çanakkale'mizin şanlı tarihi Romantik arkadaşımın da dediği gibi DUR YOLCU yazısını gördüğün anda canlanıyor gözler önünde.O hissi ben de tadanlardanım ve şanslıyım sanırım.
Ama her zerresinde mermi izi ve şehit kanı olan bu topraklara ne kadar sahip çıktığımız konusu da düşündürüyor ve acı çekiyorum her şehit düşerken toprağa,sanki alnımda şarapnel parçaları vücudum paramparça oluyor sızlıyorum.
Çanakkale gezinizi bizimle paylaştığınız için teşekkürler.Siz de farkındasınız yazıda ki imla hatalarının bu nedenle dil kuralları olarak değerlendirmeye almayacağım.
Saygılar