- 891 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
AKTÜTÜN KARAKOLU
Hakkari ilimizin Şemdinli ilçesine bağlı bir köydür Aktütün Köyü.Aktütün Karakoluda .onun hemen yanıbaşında bir sınır karakolu.Ancak ne varki bu karakolun adını belleklerimize çakan,son yıllarda uğradığı hain terörist saldırılardır.
Özelliklede geçtiğimiz hafta ramazan bayramının hemen ardından yapılan saldırı.15 erin şehit,21 erin yaralı ve 2 sinin de kaybıyla sonuçlanan saldırı.
Daha bundan çok değil,5 ay önce de mayıs ayında aynı karakolumuz yine benzer bir saldırıya uğramış,ve 16 askerimiz şehit olmuştu.Aktütün karakolu bugüne kadar38 kez terörist saldırılara hedef olmuş.44 şehit vermiş.
Zira bu karakolun önemli bir özelliği var.
İran sınırına 40,ırak sınırına 4 km mesafede.Kandil dağ silsilesinin bir ucunda.Kandilin büyük bölümü ırak sınırları içerisinde.Sarp ve dağlık olan bu arazi içinde,teröristlerin geçiş noktaları üzerinde kalıyor Aktütün Karakolu.
Birbirine komşu üç ülkeye yayılan Kandil Dağı;sınırları çizen güçler tarafından adeta ,mahsus öylesine bölünmüştür ki;her ülkede dağın bir parçası bırakılmıştır.Dağlık arazi ve sarp yamaçlardan geçen sınırlar,kolay kolay denetlenemeyecek bir fiziki yapı arzediyor.
Bu nedenlede teröristler Kandil ve benzer özellikteki dağları mesken tutmuşlar.Buralardan sızarak İran ve Türkiyeye saldırılarda bulunuyorlar.
Bu değerlendirmeleri yaparken teröristlerin ellerinde bulunan ateşli silahların özelliklerini de iyi bilmek gerekiyor.Günün teknolojik imkanlarıyla geliştirilen silahların etkisi oldukca yüksek.Doçka marka uçaksavarlarla,yada havan toplarıyla yoğun ateş altında bırakılmıştır son saldırıda Aktütün Karakolu.Bu ağır silahların ve 300-400 kişilik terörist gurupların uydulardan görülmemesi ya da istihbarat örgütlerinin bunlardan haberdar olmaması mümkün mü?
Bu alçakca saldırıları önleyecek olan,teknolojik işbirliği,ne yazık ki,müttefiklerimiz tarafından engellenmektedir.Zira ,Kuzey Irak,stratejik ortağımız ABD denetiminde bir bölgedir.Ayrıca bölgede hemen bütün Avrupalı büyük devletlerinde ajanları,gizli servis elemanları vardır.Uydularla yapılan izlemeler,Heron adlı insansız casus uçaklar,termal kameralar,vs,vs,Bunlar nasıl olur da bu kadar kalabalık bir gurubu gözden kaçırırlar.Hem de yanlarında bu kadar ağır silahlar varken.Buna inanmak saflık olur.
Görünen o ki,terörü besleyen odaklar;Türkiyenin bu beladan kurtulmaması için ellerinden geleni yapmaktadırlar.O zaman Türkiye de kendi göbeğini kendi kesmek,kendi acılarını kendi dindirmek zorundadır.Bunun içinde en başta yıllardır yaşadıklarından dersler çıkararak bundan sonraki adımlarını ona göre atmalıdır.
En başta ,sürekli saldırıya uğrayan Aktütün Karakolu gibi sınır karakolları,eşkiyanın saldirisindan etkilenmeyecek yerlerde ve yapılarda inşa edilmelidir.Teröristleri her türlü hava şartlarında,sürekli takip edebilecek profesyonel kadrolar ve mobil
(hareketli )karakollar kurulmalıdır.Teröristlerle mücadelenin,bu işi meslek edinmiş ,profesyonel görevlilerin işi olduğu unutulmamalıdır.
Terörün siyasi destekleri de mutlaka kesilmelidir.Onlara destek olanlarda her kim olurlarsa olsunlar,sonuçlarına da katlanmak zorunda bırakılmalıdır.Nasıl oluyor da evlatlarımızı dağ başlarında katleden caniler;cenaze törenleriyle,belediye araçlarıyla taşınabiliyorlar?Bu görüntüler Türk Halkının sabrını taşırmaktadır.
İdam cezasının geri getirilmesi de dahil,teröre karşı en etkili önlemler bir an önce alınmalıdır.Çeyrek yüzyıldır devam eden bu tehlikeyi hiç kimse hafife alamaz..Bu işin şakası yoktur.Kimse bu görevden kaçamaz.Ödenecek hiçbir bedel de şehit kanlarıyla mukayese edilemez.
YORUMLAR
.edebiyatdefteri.com/index.asp?istek=tum_yazilar&k=detay&yazi_id=17083
Uyu! yasaları ile güvenlik güçlerimizin elinden alınan, anlık üst-baş aramanın yapılamaması; kendi kendimize harakiri yapma kânunu gibi!...
Polis, Jandarma ve Askerin üst- baş ve her türlü arama izni sınırları genişletilmeli ki; beklenen iyi sonuç elde edilebilsin.
Nâmusu ve Şerefi üzerine yemin edenlerden esirgenen yetkiler, kötü sonuçlar üretmeye, devam edecektir.
Türkiye Büyük Millet Meclisimizin üyeleri, çıkarttığı her kânundan sorumludur.
"Ya, Devlet Başa; Ya, Kuzgun leşe!"
Saygılarımla.
Kadir Yeter.
07.10.2008 Sâlı. TRABZON.
Öneriler bölümünüze bütünüyle katılıyorum.
Belki daha başka tedbirler de eklenebilir.
Ancak, istihbarat konusunda, son olaydan sonra yapılan askeri açıklamaya dikkat etmek gerekiyor.
Asker, Orgeneral Hasan Iğsız yani, yaptığı toplantıda " Bir istihbarat eksikliği, zaafı olmadığını" söylüyor.
Her felaketi ABd ye bağlama kolaycılığı bugüne kadar kendi tedbirlerimizi almamızı engelliyor sanırım.Kendi istihbarataımız mı, ABD nin verdiği istihbarat mı bilemiyoruz ama askeri kaynaklara göre istihbaratta bir eksik yok!!!
Yani istihbarat var, öyleyse tedbir ve müdahalede mi zaaf var acaba?
Teröristle mücadele stratejisinde, eğitiminde, planlamasında mı eksiklik var?
Teröristlerin sızdıkları yollardan, biz niye onların inlerine sızarak, onlara farkettirmeden baskın yapamıyor, daha inlerinden baskın için yola çıkamadan imha edemiyoruz bunu sorgulamamız lazım.
BU sahnelerin yıllarca, neden tekrarlanmasına rağmen hala gerekli askeri çalışmaların yapılmadığını sorgulamalıyız.
30 küsür yıldır uğraştığımız terörle mücadele konusunda Harpokullarında, uygun dersler, eğitimler veriliyor mu subaylarımıza?
Hala düzenli ordu stratejileri ile mi eğitim alıyoruz?
Sorulacak çok daha fazla soru var aslında...