Bir insana iki türlü bilgi nasip olur : biri, başkaları tarafından verilen, diğeri ve en önemlisi ise, kendi kendine kazanılandır. -- gibbon
Selahattin YETGİN
Selahattin YETGİN
@selahattin-yetgin

Aşk Feraceli Bir Yangın Artığı

15 Ocak 2018 Pazartesi
Yorum

Aşk Feraceli Bir Yangın Artığı

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1633

Okunma

Aşk Feraceli Bir Yangın Artığı

Aşk Feraceli Bir Yangın Artığı



Zılgıt bir gülüş ekildi göğsüme, mor dağların yelesine tutundu ellerim
Leyli sabahlarda aşk ışıltısı, eskimiş bir sunakta yatıyor seven bedenim
Anlar dökülüyor bir kadının saçlarından, okşadıkça hayata gülümserim
Neyde dudak izi, kemanda ruhu, sazdaki elleriyle sevdikçe hep özlerim
İltica bakışlarının güvertesinden her sabah hayata imgelerimi serperim


Masal kuşunun dargın çehresine şiir sürer her gün bir adam, kınalı yüreğinin yorgun resim altlarına anlamlar katarak. Gün döner derin çizgilere doğru, aşk bir köşede eski sözlerden yeni anlamlar çıkarırken. Mevsim dalgalarını göğsünde isterken bir kadın, fay suyu emer, coşku anların kalburüstü odalarında tedirgin sarılışlarla ‘yum gözlerini’ der. Yanık çoğalışlar ferahlığıdır seni düşünmek, kekre özleyişlerin kanepelerinde mağrur bir edayla özlemine gülümsemek.

Mevsimin en ılık rüzgârı yüzümü okşarken uzak bir şehirde, ben kendi düşlerimin imitasyon odasında yalnızlığın kekre şerbetini içerim, kimi sıcak, kimi üşümüş. Buz tutan ellerime hüzünlü yüreğimin dalgasını çarparım, üşengeç bir edayla kavrulur güneş, fısıldar kulağıma aşk şiiri ve örerim sözcüklerden kendi kulemi. Masallar anlatır bir kadın, gözlerinde güleç bir eda ve ruhunda hüzzam bir eda. Öz kabından taşar, söz anlamla coşar ve sevinçlerimiz o uzak şehirlerde birbirimizi seçer.

Bazen, avuç içimizdeki o yokluk sendromuyla gölgeler çizeriz ardımıza, kırık uzantılarıyla özümüzü besleyen, yanık avuçlarıyla alnımızdaki ışıkları toplayan o devasa yaşam kilometrelerini aşmak isteriz. Yapışkan düşünüşlerin alaz penceresinden çok uzaklara bakar, ellerinden tuttuğumuz umudun usuna sırlarımızı gizleriz. Bölünmüş yakarılar akseder ruhumuza, şarkılar kelimelerle aşkı gönlümüze fısıldar, derinden bir tını gölgeleri toplayarak gönlümüzde sonsuza dek sabahlar.

O kangren bağıyla sarmalandığımız bir düşünüş yankısına umarsız telkinler yükleriz, avuç içimizdeki rüzgâr koynundaki bitimsiz özlemlerin rotasına sözler düşürürken anlar. Vakti çoktan geçmiş sarılışların elim ağrısıdır yalnızlık, umut koydukça bekleyişin adını an içimizde susar, gönlümüz bir hazin düşünüşle ruhumuzu kendi hicazıyla konuklar.

Mutluluk badesiyle onarılan hayat dergâhının adıdır yaşamak, güneş tohumu pişirir, tohum özüne sarılarak derinliğiyle öpüşür. Buruk yansımalar ruletini çevirir her gün rüzgâr, bitimsiz düşlerin yalnızlık kareleriyle aşk inadına yüzümüze gülümser. Ruhumuzun girdaplarına tutunur her keresinde umut, gül tohumunu toprağa düşürür, yağmur tohumu yâre götürür. Hicranlı bekleyişlerin mağrur günlüğüdür sevmek, en bıçkın naralarla bir odada coşkuların çığlığını yalnız kendisiyle bölüşür.

Yorgun bir düşünüş molasında, ağrılı yüreğimizin bizleri o mutluluk ülkesine götüren asil yasasında yangınlar mutluluğumuz olur, gidişlerin en hası en dönüşümsüzü olur... Giden gülüşlerini ve öpüşlerini bırakmıştır oysa ve yangın artığı bir masalın yapraklarına yazılacak çok şiir bırakmıştır. Bizler o menevişli kırlarda mutluluğa el sallayamayız hiç. Yasamız yüreğimizdeki o asil asamızdır ve o sonsuza dek tek dayanağımızdır.

İnsan, yoklukların o bekleyiş tüllerinin ardında kendine yabancı bir siluet, mecaz cümlelerin sırtında gitmek ister hep uzaklara. Yorulmuş bakışlarımızın o ipek yataklarında gözlerimizdeki her vurgun ve ömrümüzdeki her yangın ahraz bir çığlığın yankısıdır, işte bu yüzden sarılırız gönül okşayan şiirlere. Umut yarım ekmek arasındaki katıktır, her lokma açlığımızı pekiştirir ve her açlık yeni bir aşkın dil ağrısına karışır.

İmitasyon düşünüşlerimizin alaz rahlesine bir kuşun gölgesi düşer, yaz çığırtkanı çocukların elim ağrısını uzaklara taşır yağmalanmış gemiler. Gurbet yakarılı mektupların soluğunu önce açan el hisseder, sonra yürek dizginsiz suların içine dalarak bir selamı gizler... Dalgın gün ışımasının restini gizler ölmüş ütopyalarımız ve bundandır göğsümüzdeki o aşeren gelgitler.

Yanık tarlalarda koşuyor çocukluğum, avuç içlerinde bilyeler, kokulu simitler ve saf gülücükler. Savruk bir ömür türküsü dudağımda, yanıksı haykırışlar, kekremsi yaşlar ve yaşanmamış aşklar. Sancılı günaydınlar sunuyor hayat bana, içinde aldanışlar, savruluşlar ve gönülsüz çığlıklar var. Ey hayat, savur küllerimi gökyüzüne, çekilsin denizlerden sular, çürüsün yeşil ağaçlar, kırılsın bir çırpıda korkunun kaynağı faylar. Aşk feraceli bir yangın artığı, dikilsin yüreğimde artık, beni sonsuzluğa taşıyacak o yaşamak fısıltılı aşkın mavi yırtığı.


Selahattin Yetgin

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Aşk feraceli bir yangın artığı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Aşk feraceli bir yangın artığı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Aşk Feraceli Bir Yangın Artığı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.