- 734 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KÖY ODALARI
KÖY ODALARII
.
Şefaatli’de “Köy odası” geleneği İnceşehir mahallesinde yaşatılıyor. Mahalle sakinlerinden Mehmet Doğan’a ait olan 104 yıllık köy odasında her yaştan insanlar bir araya geliyor. Yemekler yeniyor. Hoş sohbetlerin demi tutuluyor. Özellikle yöreye özgü kazlı pilav ve arabaşı ikramı oda müdavimlerini mest ediyor. Böylece kuşaklar arasındaki bağlar güçlendiriliyor.
.
Eskiden köye gelen misafirlerin ağırlandığı, köy halkının bir araya gelip sohbet ettiği, yöresel yemeklerin yendiği köy odası geleneğinin Şefaatli’de yaşatılmaya çalışılması her türlü taktirin üstündedir.
Oda sahibi Mehmet Doğan 78 yaşında. Mehmet Doğan diyor ki: “Bu oda bize dedemizden kaldı. Oda vatandaşımıza düğünlerde, bayramlarda, cenazelerde açık olur. Ziyafetler verilir, arabaşı içilir. Sazlı sözlü sohbetimiz de olur. Eski gelenek ve görenekleri burada canlandırıyoruz, yaşatıyoruz”
.
Ne güzel ediyorsunuz Mehmet Doğan. Atalarınızın yadigarı 104 yıllık odayı açık tutuyorsunuz. O oda yaşıyor. O oda da yaşayan insanların anılarıyla nefesleniyor. Keşke sizin gibi kadir kıymet bilir insanlarımızın sayısı sayılamayacak kadar çok olsa. Böyle kültürel değerlerimizi sahiplenebilsek…
.
Nefes alan bir “Köy Odası”na da Kepiç’te rastladım. Kepiç Köyü Sitesindeki fotoğrafta “Kelaligil’in Odası” tanıtılıyordu. Kelaligil’in Odası olduğu gibi korunmuştu. Yonu yastıklar, sedirlerin üstünde kaba minderler… İki tane duvara gömülmüş tahta dolap. Bu dolaplarda oda sahibinin zata mahsus eşyaları bulunurdu. Kilitli olurdu bu dolaplar doğal olarak.
.
Ali Kızıltuğ da çocukluğunda köy odasından kovulduğunu çalar söyler. Kovan kim peki? Kim olacak kendi dayısı yahu:
.
“Köyün sığırını babam yayardı
Yedi gardaş aldığıyınan doyardı
Odaya girdik miydi dayım guvardı
Benim o köylerde çok alacağım var”
.
Bizim Oğulcuk’ta Cafer Ağa’nın Odası meşhurdu. Çok gitmişliğim vardır. Çok oturmuşluğum. Komşumuzdu Cafer Ağa. İki katlı odası her daim açıktı. Biz yeni yetmeler kapıya yakın bir yere sekilenirdik. Su isteyene su verirdik. Arabaşı yenecekse yatsı sonrası sofra serip toplamak bizim işimiz. Biz yeni yetmeler hizmete yilerdik.
.
Bir kış akşamı Cafer Ağanın Odası dolu. Ahmet abim de kapıya yakın bir yere konuşlanmış. Hizmet görüyor. Su isteyene su ikramında bulunuyor. Çay demlenmişse çay süzmek de onun işi.
Ne olduysa oluyor. Boş bulunuyor benim can abim. Hafiften yelleniyor. Dur, en iyisi sözü ben ona bırakayım. Kendisi anlatsın:
-Yav nasıl olduysa oldu. Cıvvv diyi gitti. Olmaz ossun. Cafer emmi duydu. “Sesini seviyiiim.” didi. Bi utandım, bi utandım. Yir yarılmadı ki içine girsem. Odadan bir çıktım. Merdivanları ikişer üçer atladım. Bi daha da Cafer emminin odasına varmadım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.