- 889 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
KARABAŞ
Hava yine puslu, soğukdu bugün.
Ya evde oturup el işi yapacak, ya kitap okuyacak veya çay kahve içerek güzel bir film izleyecektim. Ama fikir değiştirip yürüyüş yapmaya karar verdim ve sıkıca giyinip attım kendimi sokağa.
Temiz hava gibisi var mı?
Taktım telefonun kulaklığını, açtım bir radyo kanalı ve başladım adımlamaya.
Oh Mis!!!
İyi ki bu kararı verdim derken, baktım bir kara köpek bana bakıyor karşı kaldırımdan.
İri mi iri. El ettim hemen gel bu tarafa diye. Hiç ikilemeden koşturup yanıma geldi.
Önce şöyle bir dişlerini gösterdi. Sanırım korkuttu mu diye sınadı beni. Uzatıp elimi kulaklarının arka bölgesinden okşadım başını. Anında yumuşadı, dilini bir karış dışarı çıkartarak yüzüme baktı.
Hadi gel dedim, karabaş birlikte yürüyelim.
Yine ikiletmedi. Belli ki eğitimli bir köpekti.
O önde ben arkada ilerlerken, başladı her gelen arabaya koşturup havlamaya ve hatta karşı kaldırımdan geçenlere göz dağı vermeye. Korumaya alıvermişti beni biraz sevgi gösterdim diye.
Bir ara su birikintisi gördü, koşturup içine girdi, şimdi suyla mı oynayacaksın kerata derken baktım pis demeden lıkır lıkır içti.
Ah canım ya!!!
Kim bilir ne kadar da açtı şimdi. Çok fena hissettim kendimi. Zira üzerime çanta almamıştım, bir şeyler alıp besleyebilseydim ne iyi olurdu yaramazı.
Birlikteliğimiz semt pazarına gelince bitti.
Zira kestirme olsun diye oradan yürüyecektim ve o da biliyordu ki bu kalabalığa giremeyecek, O topluluk içinde kabul görmeyecek. Arkamdan baka kaldı garibim. Tuttum evin yolunu İçim buruk aklım karabaşta.
Sokaktaki canlardan sadece biriydi karabaş işte ve onun gibi daha niceleri aç bilaç dolanıyordu etrafta. Ne olur ihmal etmeyelim, gereken ilgi alakayı bu garibanlara gösterelim her bulduğumuz fırsatta.
* * *
YORUMLAR
Onlar bizim sessiz dostlarimiz. Oysa ki cığlik çığlıgalar da duyanimiz yok.
Tebrikler Billur.
Billur T. Phelps
Ne kadar vurdum duymaz olduk değil mi?
İnsana saygı, sevgi kalmamışken, bu zavallıları kim
önemseyecek.
:(
Ülkemizde sorunlara bilimsel çareler üretilmez. Ya öteleme ya da geçici, kuralsız, baştan savma yollarla günler geçer. Yapılan çalışmalarla ne İsa'ya ne de Musa'ya yarar sağlanır.
Çözüm, sorunlara bilimsel ve akılcı yaklaşmaktan geçer. Cuma günleri camilerde yer bulunmaz. Halk sokağa taşar. Haktan, adaletten, yardımlaşmadan dem vurulur. Gerçek yaşamda bunların tersi yaşanır çoğunlukla...
Billur hanımefendi, insani yaklaşımınız ne kadar hoş. Kutlarım naif gönül güzelliğinizi.
Almanya örneği Avrupa ülkelerinde soksak köpeği olgusu yok. Köpekler korumaya alınmış. İsteyen bakımını yaptırmak koşuluyla köpek edinir. Ve edindiği hayvana en mükemmel biçimde bakar. İrade olsa bizde niye yapılmasın bu uygulama!
Emeğe ve sanata saygımla.
Billur T. Phelps
Bizim önce insana bakış açımız değişmeli ki, hayvanların da hakkını vermeyi bilelim.
Bu dünya tüm canlılara ait. Ama insan denen yaratık kendinden gayrısına
çektirmediğini bırakmıyor.
:(
Sokak hayvanları için çok üzülüyorum. Aslında doğanın bir parçası olan bu hayvanları aramızda yaşamaya biz mahkum ettik ve şimdi ne yapacağımızı bilemez bir haldeyiz. Onlar hızla çoğalırken bu birlikteliğin sorunları da aynı ölçüde büyümeye devam ediyor.Barınakların durumu çok kötü,sokakta da hiç güvende değiller...
Sevgilerimle...
Billur T. Phelps
Yürekler acısı durumlar Deniz'cim
Hele sosyal medya da onlara yapılan eziyetleri gösteren videolar
yok mu? Kahrediyor gördükçe.
Şu insan oğlu nasıl bir yaratıktır, dünyayı ne hale getirdik hep birlikte.
Evet biz de suçluyuz elbette. Görüyoruz, duyuyoruz ama ne yapıyoruz?
Seyrediyoruz milletçe. Tabi bireysel çıkışlar yapanlar var olmaz mı? Ama destek göremedikleri için bir an alev parlıyor ve tıssss... sönüp gidiyor.
:(