Bir şiirde tek bir mısra ya da anılarda kalmış bir şarkı
Hani bazı bazı,bizi bulunduğumuz yerden alıp götürür ya Sözlerini unuttuğumuz bir şarkı ya da bir şiirde altı çizilmiş bir mısra
Asra damgasını vuran işte bu kırık dökük anılardır Bir asır yani yüzyıl; yüz yaşına kadar yaşamışsındır da, şöyle dişe dokunur ömürde bir kez olsun yaşadım mı yaşadım diyecek o kadar az anı vardır ki
İşte öyle bir akşamı hatırlatan bir diziyi izlerken, tam da yeni bir yıla girmişken gümişi bukleleryle annnciğimi hatırlıyorum
Küçük odamızdaki kuzinenin fırınında kare şeklinde kesilmiş balkabağı tatlısı ki, kabukları soyulmamış olup kaşıkla yenmek üzre hazırlanmıştır
Sonra yine mis gibi kokular yayan kestane veya patates kebap ettiğimiz günlerden neden aklımda çok az şey vardı, oysa en mutlu olduğumuz yıllardı o yıllar
Evet iki erkek çocuk ve onlara armağan gibi tatlı mı tatlı bir kızkardeş gönedermişti Tanrı
İki erkek ve bir kız kardeş fedakar bir anneden oluşan o küçük ailemizle pek bolluk içinde değilsek te illaki mutlu anlarımız da olmuştur
Kış gelince benden dört yaş büyük abimin kayak sevdasıyla, evde pek görünmemesi olağandı
Ondan bir yaş büyük abim de annemin sağ kolu olup babamız gibiydi Bodrum kattaki küçük fotoğraf atölyesinde fotoğraf tabeder bazı bazı beni de yanına çağırırdı
O günlerden kalma bir heves olacak ki fotoğraf çekmek hobilerim arasında oldu hep
Kış gelince lapa lapa yağan karlar, geceleri bahçede çamaşır ipine asılan her biri donarak korkunç şekiller alan beyaz çamaşırlar, gömlekler unutulmazdı
Abilerimin yaptığı evin ikinci kat balkonuna kadar uzanan, aylarca erimeyen kardan adamlar ve benim sokağa her adım attığımda paten gibi kayan aşkım ayakkabılarım
Annem, annem gümüşi bukleleriyle benim gözümde hep bir madonna idi
Şimdi hiçbiri hayatta değil her birinin mezarı ayrı, ayrı yerlerde
Eski yılın gidip yenisinin girdiği şu günlerde, yılbaşı akşamlarından öyle çok ta şaşaalı anılar kaldığını ,söyleyemeyeceğim
Sonunda çoklukla hayal kırıklıkları olacak olan, beklentileri yüksek olup sonu hiçte öyle sonlanmayan özel günleri pek sevmediğimden olacak ki hiç bir iz kalmamış
Oynadığımız tombalalar, şarkılar söylerken şarkının sözlerini unutup da nakarat deyip geçiştiren muzip abim ve küçük ailemiz, o gülüşmeli çekişmeli; itirazlarla hararetlenen akşamlar
İşte bir yılbaşı akşamı daha yalnızken unutkan vefasız bir maziyi anmak acı vericiydi
Yüksel Nimet Apel
13 Ocak 2018 İstanbul