- 384 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Atın Ölümü
Birçok atasözümüz var ve ben bunların çoğunu seviyorum. O atalarımız ki yüzyıllardan süzülüp gelen tecrübeleri ile bizi aydınlatıyor, yol gösteriyorlar.
Ne yazık ki bazı sözler çok da aydınlatıcı veya yol gösterici değil. Kimisini işimize geldiği gibi yorumladığımızdan, kimisi de belki zaman aşımına uğramış, anlamsızlaşmış. İşte bunlardan birkaçı: “Atın ölümü arpadan olsun.” Belki bizi aynı hataya düşüren diyebileceğim: “Bir günün beyliği beyliktir.”
Hani bilgi çağı diyoruz ya çağımıza. Öyle bilgi akışı var ki, bunları Sağır Sultan bile duymadım, diyemez. Cep telefonunun muhtemel zararları, televizyonun, bilgisayarın yaydığı zararlı ışınlar, sigaranın sağlığımıza verdiği zararlar…
Bu saydığım konularda, benim haberim yok,duymadım, diyen var mı içimizde? Peki tedbir alanımız kaç kişi?
Ne kadar yayın yapılırsa yapılsın, yasaklama getirilirse getirilsin bir türlü sigaradan vaz geçemiyoruz. Mazeret de hazır, ben bırakamam ki. Neden, bırakan nasıl bırakıyor? Sen bu kadar aciz misin? Allah sana irade vermiş kullan, Allah’tan yardım iste. Ama arkadaşım sen aslında bırakmak istemiyorsun. Bu kadar uyarıya rağmen, yolun hastalıklara doğru giderken sen inanılmaz bir duyarsızlıkla görmezlikten geliyorsun, o da yetmiyor bir de çevreni zehirliyorsun.
Bilgisayarın fiziksel zararları yanında zekaya, davranışlara verdiği zarar da anlatılıyor. Elbette ölçülü kullanınca bu zararlar azalıyor. Ama sen kaç saatini bu meretin karşısında geçiriyorsun? Ya da aile fertlerin bu zarara ne kadar maruz kalıyor? Yine acizlik mazereti hazır. “Ne yapayım hocam, çocuğu bilgisayarın başından alamıyorum ki.” Bu çocuk, Allah göstermesin kanser olursa yine aynı mazereti söyleyebilecek misin? O çocuktur, hata yapacak sen de ona doğruyu göstereceksin. Gerekirse zorlayacaksın. Korkma öyle psikolojisi falan bozulmaz. Gerçek hayatı öğrenir. Sen de biliyorsun gerçek hayat senin ona sağladığın sırça köşk değil. Sen bırakıp gittiğin zaman o çocuk hazırlıksız yakalandığında, hayata, emin ol daha fazla psikolojisi bozulacak, yıkılacak, hayata küsecek. Hazırlıklı olsa bunların hiçbirini yaşamayacak.
Cep telefonunu kulağına dayamış, bir marifetmiş gibi saatlerce konuşuyor. Daha ispatlanmamasına rağmen cihazın insan beynindeki olası hasarlarından bahsediyor uzmanlar. Sen ne yapıyorsun? İnadına daha da fazla konuşuyorsun.
İçki zararlıdır deniyor inadına içiyor, dünyada ön sıralarda yer alıyoruz. Trafik kurallarına uymuyor, bana olmaz diyor, ardından binlerce insanımızı toprağa veriyor ya da sakat bırakıyoruz. Delirmişçesine kredi çekiyor, ödeyemiyor, ardından büyük problemler yaşıyoruz.
Bunları gördükçe, bir çılgınlık dalgası mı sardı milletimizi, diye kaygılanmaktan kendimi alamıyorum. Aklımızdan bir zorumuz mu var, yoksa isyankar bir millet mi olduk, ne oldu bize?
İşte baştaki atasözleri bu çarpıklıklarımı destekliyor, diye sevmiyorum. Neden atın ölümü arpadan olsun? Bırakın hem arpa yesin, hem de yaşasın. Yeter ki ölçülü olalım. Kafamızsın doğrusuna değil aklın gereğine doğru hareket edelim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.