- 813 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
ADEM HOCA NE YAPSIN?
Anadolu’da yaşayan Davut Bey, Âdem Hoca’yı ziyarete gider. Âdem Hoca nazar için okur, bazen de nazar muskası falan yazarmış. Davut Bey’in Berat isimli bir oğlu vardır. Çocuk, yaşı gereği biraz yaramazdır.
Davut Bey, Âdem Hoca’ya:
“Âdem Hoca! Bizim Berat’a oku da çocuk biraz sakinleşsin. Çocuğun yerinde dur duracağı yok.” der.
Âdem Hoca:
“O! Davud’um! O iş, tam da benim işim. Ben ona bir okurum ki Berat sabaha kuzu gibi olur.” Der. Davut Bey de buna çok sevinir.
Âdem Hoca Berat’a bildiği duaların hepsini okur. Nihayetinde misafirlik biter, Davut Bey de çocuklarıyla evine döner. Âdem Hoca, çocuğun durumunu öğrenmek için Davut Bey’den sabah telefon bekler. Birinci gün Davut Bey, Âdem Hoca’yı aramaz. İkinci gün olur yine aramaz. Bu arada Âdem Hoca’nın merak ve endişesi de arttıkça artar...
Üç gün sonra Davut Bey, Âdem Hoca’yı arar. Âdem Hoca telefona kulaklarını açıp telefonu can kulağıyla iyice dinler.
Davut Bey:
“Âdem Hoca! Sen çocuğa okudun da”
Âdem Hoca:
“Evet” der. Âdem Hoca, aklından Davut’un şöyle cevap vereceğini geçirir:
”Çocuk iyileşti. Yaramazlığı bıraktı. İyi ki bizim çocuğa iyice okumuşsunuz. Üç gündür rahat uyku uyuduk. Çocuk gündüzleri de yaramazlık yapmıyor hocam.”
Âdem Hoca:
“Eee Davut! Anlat bakalım. Herhalde çocuk kuzuya dönmüş, sabaha kadar rahat bir uyku uyumuşsunuzdur.” Der.
Davut Bey:
“Hocam siz okuduktan sonra çocuğun yaramazlığı iki katına çıktı.” Der. Âdem Hoca, beklemediği bu cevap karşısında şöyle bir düşünür ve:
“Anadan ayrı, babadan ayrı çocuğa Âdem Hoca ne yapsın?” Bizim Anadolu’da bir tabir vardır. “Anadan ayrı babadan ayrı kimseye Çeltek Baba ne yapsın?” Âdem Hoca, uyanıklık yapar ve bu sözü kendine uyarlayarak söyler.
Davut Bey de gülümser:
“Tamam Hocam! Canınız sağ olsun.” der ve telefonu kapatır.
04.02.2018
Yozgat