- 950 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GAZEL ŞERHİ
Fe’ilâtün / fe’ilâtün / fe’ilâtün / fe’ilün
1)Ser-i kûyın kaçan ol serv-i dil-ârâ tolaşır
Yüz sürüp pâyına dâmân-ı temennâ tolaşır
2)Alasın gönlüm ala ‘aşık-ı üftâdelerün
Ol zamân kim hatuna zülf-i semen-sâ tolaşır
3)Ser-i kûyını olur gözlerümün yaşı muhit
Şol cezire gibi etrâfını deryâ tolaşır
4)Bezm-i gamda n’ola kan aglasa çeşm-i pür-hûn
Sâkiyâ leblerüne sâgar-ı sahba tolaşır
5)Enverî gibi meger kaşlarına meyl itmiş
Ser-i kûyın giceler mâh-ı şeb-ârâ tolaşır
1)Ser-i kûyın kaçan ol serv-i dil-ârâ tolaşır
Yüz sürüp pâyına dâmân-ı temennâ tolaşır
A) [O ser-i kûyın’ dan kaçan serv-i dil-ârâ tolaşır, dâmân-ı temenna ile yüz sürüp pâyına tolaşır]
B) “ Sevgilin semtinden kaçan görünüşü güzel olanlar ile dolaşır. Arzu, istek ile o güzellerin eteğinin dibine yüz sürüp dolaşır.”
C) Temennâ: Arzu, istek.
Dâmen: Etek, uç , kenar.
Ser-i kûyın: Sevgilinin semti.
Serv-i dil-ârâ: Görünüşü güzel olan, servi
D) Sevgilinin çevresinden uzaklaşan aşığın başka güzel (sevgililer) ile dolaşacağını belirten şair burada sevr kelimesi ile sevgiliyi anlatmaktadır. Divan şiirinde sıkça kullanılan bu kelime ile sevgilinin boyu kastedilir ve bununla özdeşleştirilir. Şairler daha doğrusu aşıklar sevgilililerini anlatırken tıpkı bir serviye benzetirler.
E) Şair beyitte teşbih, tenasüp, hüsn-i tahlil ve açık istiare sanatlarına başvurmuştur. Sevr-i dil-ârâ ve ser-i kûyın ifadelerini kullanırken sevgilinin oturduğu çevreyle teşbih ve hüsn-i tahlil sanatı yapan şair, sevr, dil-ârâ ve temennâ kelimeleri ile tenasüp sanatı yapmıştır.
2) Alasın gönlüm ala ‘aşık-ı üftâdelerün
Ol zamân kim hatuna zülf-i semen-sâ tolaşır
A) [Aşık-ı üftâdelerün alasın gönlüm ala, o zamân kim zülf-i semen-sâ hatuna tolaşır]
B) “Hastalıklı âşıkların düşkün ve biçarelerin gönlünü alasın, o zaman kim saçları yasemin gibi kadınlar ile dolaşır.”
C)Zülf: Saç.
Üftâde: Düşkün, biçare.
Semen-sa: Yasemin gibi.
Âşık: Sevgi duyan, meftun, seven.
D)Şair bu beyitte divan edebiyatında sıkça kullanılan ve yer alan aşıkların halini değinerek durumunu anlatmaktadır. Divan edebiyatında sıkça yer alan aşıklar daima üzüntülüdür ve sevdiği ile bir araya gelemez. Bu birliktelik daima hayali olduğu için aşık bitkin ve hasta olarak görünür yahut böyle tabir edilir. Yine zülf kelimesi de sevgiliyi anlatırken sıkça kullanılan mazmunlardandır.
E) Şair bu beyitte istiare ve tenasüp sanatlarına yer vermiştir. zülf-i semen-sâ ifadesinde saçları yasemine benzeterek istiare sanatı yapan şair aşık, üftâde ve gönül kelimeleri ile uygunluk sanatı yapmıştır.
3) Ser-i kûyını olur gözlerümün yaşı muhit
Şol cezire gibi etrâfını deryâ tolaşır
A) [Gözlerümün yaşı ser-i kûyını muhit olur, şol cezire gibi etrâfını deryâ tolaşır]
B) “Gözlerimin yaşı sevgilinin semtini kuşatır. Şu ada gibi etrafımı derya(deniz) dolaşır.”
C) Ser-i kûyın: Sevgilinin semti.
Muhit: Etrafı kuşatan.
Cezire: Ada.
Şol: Şu, o.
Derya: Deniz.
D)Bu beyitte şair aşığın dökmüş olduğu gözyaşlarını abartarak anlatmış ve akan gözyaşı ise denizlere benzetilmitir. Divan edebiyatında derya(deniz) aşığın gözyaşları ile oluşur. Bu manada derya kelimesi sıkça kullanılmaktadır.
E)Şair göz, ada ve derya kelimelerini kullanarak tenasüp sanatı, derya dolaşır derken mübalağa ve gözlerimin yaşı sevgilinin semtini kuşatır derken de hüsn-i tahlil sanatı yapmıştır.
4) Bezm-i gamda n’ola kan aglasa çeşm-i pür-hûn
Sâkiyâ leblerüne sâgar-ı sahba tolaşır
A) [Bezm-i gamda n’ola çeşm-i pür-hûn kan ağlasa, sâkiyâ sâgar-ı sahba leblerüne tolaşır]
B)“Gam meclisi nola kanlı gözlerim kan ağlasa, sakinin kadehi ile dudaklarına şarap dolaşır.”
C)Bezm: İçki meclisi.
Gam: Keder, tasa.
Çeşm: Göz.
Pür-hûn: Kanlı, kan dolu.
Saki: İçki dağıtan.
Leb: Dudak.
Sagar: Kadeh.
Sahba: Şarap, al.
D)Beyitte şair, yine divan edebiyatında sıkça kullanılan bezm, gam, leb, saki, sagar gibi kelimeleri kullanarak aşkını anlatmıştır. Bezm kelimesi divan edebiyatında gam ve dertten kurtulma müzik ve eğlence anlamındadır. Bezm’ de yer alan saki ise kişilere tek bir kadehte şarap sunar. Yine aynı şekilde leb Divan edebiyatında çoğunlukla güzelliği vurgulamak için kullanılır. Şarap ve kırmızılık ile özdeşleşmiştir.
E) Beyite baktığımızda şairin birden fazla söz sanatına başvurduğunu görürüz. Bezm- saki ve pür-hûn- leb arasında leff ü neşr ; bezm, saki, sagar, sahba kelimeleri arasında tenasüp; çeşm-i pür-hûn derken de mübalağa sanatı yapmaktadır.
5) Enverî gibi meger kaşlarına meyl itmiş
Ser-i kûyın giceler mâh-ı şeb-ârâ tolaşır
A) [Kaşlarına Enverî gibi meger meyl itmiş, mâh-ı şeb-ârâ giceler ser-i kûyın tolaşır]
B)“Sevgilinin semtinde ay geceyi süsler gibi dolaşır, meğer Enverî kaşlarına gibi meyl etmiş.”
C)Meyl: İlgi, yönelme.
Şeb: Gece.
Ârâ: Süsleyen.
Mâh: Ay.
D) Şair yine divan edebiyatında sıkça kullanılan şeb, mâh gibi mazmunları kullanmıştır. Yine beyitte mahlasını kullanarak geleneği bozmamıştır. Şair mâh, şeb ve ârâ kelimeleri ile tenasüp sanatına yer vermiştir. Şeb-i ârâ derken de istiare sanatı yapmıştır. Bu beyitte yine şair hüsn-i tahlil sanatını kullanmıştır. Gecenin ayı süslemesini sevgiliye bağlamaktadır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.