- 747 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
HANGİSİ İNSAN
Hoştur havası İzmir’ in. İnsanı da… Fakat kış mevsiminde kuru soğuğunun ve ayazının da hatırı sayılır doğrusu. Hele deniz kenarındaysanız, durakta otobüs beklerken yüzünüzü hissetmeyebilirsiniz bir ara… Yüz felci bile olabilirsiniz. İşte öyle günlerden birinde Göztepe civarındaydım zorunluluktan. Sabahın erken saatleriydi. İnsanlarda bir telaş, bir koşmaca. Kimi işe, kimi okula yetişme derdinde. Torunlarını kreşe yetiştirmeye çalışan nineler, dedeler. Ellerinde uyku mahmuru torunlar… Severim insanların yüz ifadelerini okumayı. Elbet beni de okumaya çalışanlar olmuştur zaman zaman.
Üst geçitten geçip sahilin acı soğuğundan kurtulmuş, Göztepe Parkına yaklaşmıştım hızlı adımlarla. Trafik akışı durdu. Yeşil ışık bizim için yandı. Yayaların arasına karışıp daha karşı kaldırıma ulaşamadan bir çığlıkla irkildim. Ne olduğunu anlamaya çalıştım. Karşı kaldırımda elinde kocaman köpeğiyle bir adam ve yanıbaşında yolun kıyısında kendinden büyük derme çatma arabasıyla kağıt toplayıcısı çelimsiz bir kız vardı. Çığlık sesi bu incecik kızın bedeninden umulmayacak kadar büyük ve acıydı. Belli ki köpekten korkup da bağırmıştı.
Adam kıza:
“Korkma, bir şey yapmaz, tasması bak benim elimde…” gibi yatıştırıcı sözler diyeceğine başladı bağırıp ağza alınmayacak sözler söylemeye. Bir adama baktım, bir de ağzından çıkan sözlere. Ne kalıbına, ne kılığına ne yaşına başına yakıştıramadım. Kızın sesi daha cılız fakat isyankârdı. Biraz uzaktım , ne dediğini tam olarak anlayamadım. Sanırım o da ters bir yanıt verdi adama. O sırada adam bıraktı köpeğin tasmasını falan, bir hışımla kızın üstüne yürüdü onca kişinin gözleri önünde. Kimseden çıt çıkmıyor, herkes yoluna devam ediyordu. Bense şaşkınlıktan donup kalmıştım. Kız, korkudan büzülüp ufacık oldu. Bilmem köpekten mi, adamdan mı daha çok korktu. Ama bir yandan adama homurdanmayı da sürdürüyordu… O konuştukça adam daha da delirdi. Yüzü morardı. Saçları dimdik oldu. Gözleri ateş püskürmeye başladı sanki. Ok gibi fırladı yerinden. Tam kıza saldıracakken köpek acı acı havlayıp aniden sahibiyle kızın arasına attı kendini. Arka ayakları üzerinde ayağa kalktı. Şimdi adamla yüz yüzeydi. Patileriyle sabinin göğsünü tırmalıyordu. Ama ne tartaklama… O pahalı eşofman yırtılacaktı nerdeyse. Adamı öyle tırmaladı ki, anlatmakla olmaz, ancak görmeniz, anı yaşamanız gerekirdi inanmanız için. Kalp atışlarım bilmem kaça çıkmıştı. Nefesimi tutmuş bekliyordum. Ve köpek, adamın kıza saldırısını engellemeyi başardı… Evet… İnanılmaz ama, başardı!...
Derin bir nefes aldım. Nerdeyse o kocaman siyah köpeği o ıslak burnundan öpecektim içime dolan sevinçle…
İnanın, elimden gelse o güzel dost köpeğe “ Üstün İnsan Madalyası” takardım.
Şimdi sormak istiyorum: “ Hangisi insan?”
Naime ÖZEREN