- 890 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İÇİMİZDE Kİ ÇOCUK...
İçimizde ki çocuğun ne vakit elleri üşür ne vakit bize ihtiyaç duyabileceğini hiç düşünmüyoruz.
Sadece ona verdiğimiz bir sessizlik yada kendi çığlıklarımızın gölgesinde iki büklüm oluşuna hapis ediyoruz.
Çocuk denilince nedense hep el ayağı üşür, buz keser bütün parmak uçlarım.istemeye istemeye o ateş narına tarifsiz ve hissizlik Keza haklı olarak da.Bunun ötesine gitmenin bir çok yolu olduğunu da bilmiyor değiliz. Onun içindir ki bize ait olan bizleri bir an önce bulup,bizlere alıp teslim etmeliyiz.
Düşünsenize minicik beden bütününe parçalanıp,sızısını parmak ucuna bırakması bir tarafa ayırmakla başlanırsa işe;sonunu bizi direk doğrunun ayakucuna götürmemesini risksiz ve imkansız olarak görünecektir.
önemli olan ise dokunup, evrenin vicdan noktasına "Eeee be! canlının kör kuyusu seni seni"…bu kadarına da pes iki yakasından tutup, silkelenmenin dediğim gibi tam yeri ve zamanıdır.
ilk hareket doğal olarak ve anaç olmanın kişiye verdiği ilk tepki anaçlığa çevirir yönünüzü.ve karın tokluğuna doğurganlık kadar insanlığa faydalı olması adına.Kimlerin bu haklarına cılız ve ya güçlü bel dayadığına ve şu an ne aşamadadırlar.Bununla beraber hayattın o acımasızlığına keşke-lere yumruğunuzu sıkarken.Çok yerinde ve iyi düşünmek gerekli.
İnsanın yaradılışında" Güçlü zayıfı ezer"" Dili olan konuşur"" Mühür kimde ise padişah odur" mantığını geçeceksiniz.
İçimizde ki çocuğun haklarını savunurken dışar da ki çocuğun haklarını kısaca kimlik mücadelesini kendini bilmezlerin eline teslim etmenin vebalini çekeriz….
Bilimsel olarak insanda ki düşünce gücü evrenin kendi içinde pasife ettiği düşülse de. tamamlayıcı olan değerlerin doğruluğu önemli
Haaa! şu aşamada İnançlar kendini günümüze kadar. Ve beli kuralara kadar getirmesinin nedenlerini öncesini, sonrasına iyi analiz edebilmek kadar oluşmasında bir sakınca var mı?denildiğinde yek bir ağızdan çoğul sesler yükseliyor.bu ses kulaktan kulağa ısmarlanmış cümlelerdir.
Ve ötesine bakıldığında gelinen son nokta çağ çarkında yamalanmış o dönüş hakim
Benim dokunmadığım her şeyden çok his etmediğim o inanış şeklini kesinlilikle kabul etmiyorum. En önemlisi korkunun eşleştirildiği bir dinin ve ya dinlerin diyelim.küçük bedenlerin üzerinde hükmü olmadığını çıkıp söylese birileri,işte buna çoğul sesi der arkasında dururuz da.
Böylelikle doğuşuna sebep olduğun kişinin haklarını korumak anne baba kadar toplumun tümüne düşer. din alimleri çocukların evlenme yaşını son hali ile insanlara dayatırken…dokuz yaşında binlerce kendi hükümlerinin gölgesinde bırakılan çocukların o mahzun bakışlarının vebalini nasıl paylayacaklar …bu kararların arkasında çarpık bir zihniyetin varlığını kimse inkar edemez…
YORUMLAR
Güzel bir yazı,üzerinde düşünülmesi gerekiyor! Gündeme konu olan çocukların evlenme yaşlarına gelince "ne yaptığını pek bilmeyen,toplumun tepkisine göre şekillenen bir diyanet var ülkemizde"...İnternet sitesinde yayımladığı fetva ile bu günkü cuma hutbesinin birbirine uymadığı aşikarken;halen birşeyleri düzeltme çabasına düşmüş din adamlarımız var! Ben öyle düşünüyorumki dini otoritelermi Allah'tan korkarak görevini yapıyor? Yoksa din konusunda pek bilgisi olmadığı halde tefekkür sahibi halkmı? Bu sorunun cevabı elbetteki tefekkür sahibi ama dini otorite olmayan sıradan insanlardır! İçimizdeki çocuğun ölmemesi dileğimle,selam ve saygılar..