- 494 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
O Önemli Bir Yer İçin Çok Didiştik
Bizim hemşehriler burada çoktur. Çok oldu mu da her sene beş on tane düğün olur haliyle... Allah razı olsun beni de severler hemşehrilerim ’’Kazım Ağabey ne yap ne et mutlaka gel bizim düğüne.’’ diye de hem davetiye verirler hem de sözlü iletirler isteklerini...
El Aziz’liyiz biz ağam. Eski adı işte, şimdilerde Elazığ derler ilimize... Güzeldir pek bereketlidir bizim oraları... Oğlanlarımız da kızlarımızda pek bir alımlıdır, pek bir gösterişlidir... Civan gibidirler hepsi maşallah... Bizler eski toprak sayılırız şimdiki yeni yetmelere nazaran... Bar kuruldu mu, halaya kalkıldı mı hemen yanaşırız birbirimize... Elele, omuz omuza dalarız oynamaya...
Elime mendili aldım mı hemen geçerim ben başa, başlarım sallamaya, davul zurna da girdi mi işin içine değmeyin keyfimize... Pek meraklıdır bizim millet halay başı olmaya... Düğünlerde halay kurulmadan önce herkes birbirini kollar başa geçmek için. ’’Oğlum durun hele acele etmeyin filan desek de durmazlar.’’ İte kaka biri geçer elinde mendille... Öbürleri de fırsat kollar ... Ne olacaksa başa geçmekle sanki? İşte hep beraber kızlı erkekli oynuyoruz haytalar... Ne dürtüyorsunuz birbirinizi başa geçmek için...
Önde ki mendil sallayan emmi arkaya bir yaslandı mı haliyle halay eğilir bükülür, yıkılacak gibi olsa da yine de yıkılmaz... O bir mesajdır aslında dosta düşmana, tabi mesajdan anlayana... ’’Biz böyle eğilir bükülürüz de yine de yere sağlam basarız yıkılmayız.’’ anlamına gelir o eğilip bükülmeler... Her birimiz diğerini tutar da birbirimizden destek alırız...
İçlerinde en yaşlıları bendeniz Kazım Amcaları olduğumdan halay başını da çoğu zaman ben çekerim. Beni de öyle zırt pırt ittiremezler ha diyeyim. Zibidilerin hepsi elime doğdu elime büyüdü, babaları bile benden yirmi otuz yaş küçük... Ancaaaak ben yorulur da bırakırsam halayın başını, o zaman zaten pusuda bekleyenler vardır halay başı olmaya, onlar hemen zıplarlar, mendilleri de hazırdır arka ceplerinde... Didişir durular, birbirlerine dalmacasına, ittirmecesine.... Halay başı dedin mi akan sular durur... Boru değil, öyle önemli bir mevkidir ki anlatamam. Hele de o videolarda bir de kendilerini seyrettiler mi, daha ileri ki yıllarda da çocuklarına torunlarına seyrettirdiler mi, zannedersiniz ki olimpiyatlarda halay dalında altın madalya almış bu adamlar...
Benim gitmediğim düğünlerde halay başı olmak için çok arbede yaşanıyormuş, duyuyorum zaman zaman kulağıma geliyor. Hatta aralarında öne geçen ’’Kazım Amca bana el verdi ben yokken halayın başı sana emanet oğlum dedi.’’ diye de birbirlerini kandırmaya çalışıyorlarmış. Yok ağam yok, ben öyle kimselere dememişimdir, el de vermemişimdir... ’’Ben yokken siz geçin de halayı idare edin ben gelene kadar, palavra sıkıyorlar bunlar birbirlerine.’’
Zamanında ben de çok didiştim durmuştum halay başı olmak için. Hem de bizim zamanımızda çok kuvvetli adaylar çıkardı halaybaşılığına... Biz onların arasından sıyrıldık da bileğimizin kuvveti yüreğimizin güzelliği ile ta buralara kadar geldik... O zamanlar bizim cebimizde bir tane değil beş on tane mendil olurdu, bir mendili kaptırdık mı öbürünü alırdık elimize... Halay Başı deyip de gülüp geçmeyin forsu vardı, havası vardı halayın başı olmanın hem de pek bir havası...
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.