- 937 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
DEİZM’İ ANLAMAK
Son zamanlarda gençler arasında deizm konuşulur oldu.Bir çoğu düşünce merkezli değil.Yani deizmi araştırıp mantık süzgecinden tam anlamı ile geçirmeden deistim diyebiliyor.Deizm gençlerin hoşuna gidiyor.Çünkü kural yok,sorumluluk yok.İstediğin gibi yaşa.Kuralları kendin koy.Oh..sonsuz sınırsız özgürlük.Sebeplerini sonuçlarını düşünmeden girilen bir yol.
Günümüzde kendisini dindar olarak niteleyen insanların yapmış olduğu yanlışlıklarda deizme yönelmede önemli bir etken.Dindar görünen insanlar bu cami imamı,kilise papazı da olsa yapmış oldukları hatalar inandıkları dine mal edilmektedir.Oysa insanların sorgulaması gereken dindar görünenlerin eylemleri değil dinin kendisi olmalıdır.Bizim toplumda ya kişiler,ya olaylar konuşulur.İnançlar,ya da fikirler çok az kişiler tarafından değerlendirilir.Kişiler ve eylemlerinden yola çıkınca doğruya ulaşmada zorluk çekiyoruz.
Falanca dindar hırsızlık yaptı,filanca dindar sahtekar,filanca dindar cinsel sapık.Din buysa ben dindar değilim arkadaş.Ben ateistim deistim,çalmıyorum,haksızlık yapmıyorum.Ben daha namusluyum,diyenler var.Peki bizim dinimizde hırsızlık yapın,rüşvet yiyin,cinsel sapıklık yapın,haksız adam öldürün diye bir ayet hadis var mıdır?Elbette yok.Bu sebeple gerçekte dindar olmayan,yani dini doğru olarak öğrenmemiş ve doğru olarak yaşamayan münafık yapıdaki kişiler dini temsil edemez.Gerçek dindar diyebileceğimiz söz ve eylemleri tutarlı Mevlana,Yunus Emre,Hacı Bektaş Veli gibi kimselerin değerlendirilmesi,daha doğru olacaktır.Şimdi kısaca deizm nedir,tutarsızlıkları nelerdir,kısaca bahsetmek istiyorum.
Deizm, Yaratanın varlığını ve âlemin ilk sebebi olduğunu kabul etmekle birlikte, akla dayalı bir tabii din anlayışı çerçevesinde peygamberliği, ahireti şüphe ile karşılayan veya inkâr eden felsefî ekolün adıdır. Bu düşünceye sahip olanlara da deist denilmektedir.
Deizm yukarda da geçtiği gibi doğaya ve akla dayanır, vahye dayanmaz. Diğer tüm dinler vahye ya da kutsal kitaplara dayalıdırlar. Deizmde bir rahibe papaza ya da imama gerek yoktur. Deizmde ihtiyaç olan tek şey kendi sağduyumuz ve düşünme becerimizdir.
Tanrı istediği kadar gücü olan ölümsüz bir varlık olarak görülür. Albert Einstein’ dan alıntı deizmin tanrı tanımı için iyi bir örnek olacaktır: " Benim dinim kendini zayıf aklımızla algılamamız zor olan sonsuz güç sahibi üstün ruha alçak gönüllü bir şekilde hayran olmaktan ibarettir. Bu üstün düşünen gücün duyguları derinden etkileyen ikna ediciliği, ki bu kendini anlamak mümkün olmayan evrende ifşa eder, benim tanrı anlayışımı oluşturur"
Deizm bir yaratıcı olduğunu ve evrende bir tasarım yaptığını kabul ediyor.Yaratıcı tüm varlıklar için kural koydu,yasa koydu ama insanlar hariçte mi kaldı?Bu gün herkes biliyor ki fizik yasaları,biyolojik,kimyasal yasalar var.Evrenin işleyişinde geçerli yasalar.Yaratıcı insanın biyolojik yapısı ile ilgili yasalar koyduğu gibi yeryüzünde yaşarken uyması gereken yasaları da koymuştur.Diğer canlılardan farklı olarak,akıl ve şuur vermiştir.Kendi varlığının farkında olan idrak,şuur,bilinç sahibi tek canlı türü insandır.Yaratılış sebebi yaratıcıyı tanımak ve onun koymuş olduğu yasalara uymak olan insana irade verilmiş bunun sonucu olarak imtihan sırrı belirlenmiştir.
Deistlerin mantığını basit bir örnekle açıklamak istiyorum.Bir okul düşünelim,okul müdürü okulu yaptırmış diyelim.Okulu düzenlemiş,kuralları koymuş ve kenara çekilmiş.Okulda tıkır tıkır işliyor.Müdür hiç karışmıyor.Böyle bir okul çalışmaz.Bütün hayatım okullarda geçti.En iyi kuralları koyun eğer takip etmezseniz kurallar işlemez.Bunun gibi yaratıcı kuralları koyup kenara çekilmemiştir.Yaratılış süreci devam etmektedir.Yaratıcı biyolojik yasaları koyduğu gibi toplumsal yasaları da koymuştur.Kromozom sayılarını ayarlayan yaratıcı aynı zamanda insanlar arası ilişkileri de düzenleyen yasalar koymuştur.Ancak insanların bu yasaları doğru uygulamamaları anlamamaları ,yasaların olmadığı ya da yanlış olduğu sonucunu çıkarmamalı.
Nasıl ki kromozomlarda kural olmaz ise biyolojik yapı bozulur,insanların yaşamı ile ilgili yasalar olmaz ise dünyada da düzen olmaz.
Deizm salt insan aklını ve bilimi rehber edindiğini söylerken bu düşünce temelsiz kalıyor.Hangi akıl,hangi düşünce?Dün atom parçalanmaz diyen akıl mı,dünya tepsi gibidir diyen akıl mı,Amerika yı yeni keşfeden akıl mı?Bu gün en akıllı dediğimiz ülkeler çevre kirliliği nükleer silahlarla ne yapıyor?Yani diyeceğim akıl yanılabilir.Bu demek değildir ki akla ve bilime gerek yok.Tam tersi bizim dinimiz aklımızı kullanmamızı bilim yolunda olmamızı ister. Zira aklın olmadığı yerde vahiylerle bezenmiş dinsel tabular vardır.Bu da yaratıcı kavramını değil,yaratılan tanrı kavramını getirecektir.Müslüman görünümlüler tersini yapıyorsa bu dinin suçu değildir.
Yaratıcı olduğunu kabul etmek,onun adaletli olmasını gerektirir.Mükemmel tasarımın adaletsiz olması düşünülemez.Peki insanlar arasında adalet var mı,yok.Peki yaratıcının adaletinin gerçekleşmesi için ahiret gerekmez mi?Adalet, dengelerin gözetilmesi manasına gelir. Gökleri ve yeri, atomları ve molekülleri, yıldızları ve sistemleri ve galaksileri harika bir düzen ve denge üzerine kurmakla sonsuz adaletini gösteren Allah’ın, öbür dünya hayatını yaratmayıp, zalim ile mazlumu aynı kefeye koyması mümkün müdür? Elbette her gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı olduğu gibi, ölüm gecesinin de bir mahşer sabahı ve kıyamet kışının da bir haşir baharı olacaktır. Bu da hak dinin doğruluğunun en açık kanıtıdır.
Ateizmin utangaç çocuğu deizm,bu gün ateizme zemin hazırlamakta.Ateizm ise yıllardan beri evrim ve big bang teorileri ile patinaj yapmakta.Güneşe gözünü kapatmakla güneş kaybolmuyor ki arkadaş.
Evet, hepimiz farklıyız. Parmak izlerimiz, kültürümüz, inançlarımız, varlık sebeplerimiz farklı. Milyonlarca yıldır yaşayıp ölen canlılar dünyasındaki uzun zincirde hala en akıllı varlıklar olduğumuzu düşünüyoruz. Ama büyük keşiflerin, düşüncelerin ağırlığının ötesinde hayatımız çok kısa,edebiyat sever olarak duygu dünyamızı es geçmeyelim.
“SEVELİM SEVİLELİM DÜNYA KİMSEYE KALMAZ.”Yunus Emre
YORUMLAR
Önceki yaptığım yorumun amacı sadece ve sadece deistle müslümanın tanrı inancının farkını belirtmekti. bu arada o ayet aklıma geldi yazdım. sayın kayzer beyin uyarısıyla ayeti googuldan inceledim. meğer bu ayet çokça tartışılan bir ayetmiş. deistlerinde bu konuda birçok iddilarını da gördüm. bu tartışmaya girmiyeceğim.
islamdan öncede evrenle ilgili birçok şeyin bilinmesi, kurandaki bu ayetin vahiy kaynaklı
olmadığı anlamına mı gelmiş oluyor? dahası aynı ayet tevrattada varmış, onlarda diyorlarki burdan kopyalamışsınız.
rivayetler muhtelif. inanmak inanmamak serbes..
aşagidaki selahattin beyin yorumunun üstüne bir iki laf etmek lazim, söz konusu ayeti buraya yazmakla olmuyor bazi şeyler.
İslamdan önce yörüngelere kadar tüm evren neredeyse biliniyordu.. çinliler, babiller, mısırlılar, sümerler ve mayalar bu işte iyice uzmanlaşmislardi.. öyleki bu yazdihim medeniyetlerin bugün bile bizi yaniltacak derecede takvimleri bile vardi.. ben takvim dedim gerisini siz anlayin. medeniyetler üstüne iki kitap yada makale karistiran herkes bu konuda bilgi sahibi olabilir.. söz konusu ayet yanliş yorumlanmış tarafınızdan.. sagda solda bu ayeti örnek verirlerse uyaralim derim.
yaratılan tanrı , evet artık herkes tanrısını kendi seçiyor, ne diyelim..
bir tanımda benden: Allah yaratan ve iş ve oluşiçinde olandır. bunun bilimsel ispatıda: “Göğü kudretimizle biz kurduk ve şüphesiz biz genişletmekteyiz.” (Zariyat, 51/47).ayetidir. bugün bilim evrenin genişlediğini ispat etti.
deistler samimi ise Allahın hala iş başında olduğunu burdan anlamalılar.
selam ve dua ile.
Hasan Türkistan
izm, izm, izm...alfabenin her harfinden başlayıp sonu izm olarak biten çokca izmler ortaya atıldı ama çok nadir kişiler hayatlarının sonlarına kadar o izmin mihmandarı olabildiler..
ya macera, ya maddi çıkar, ya şaşaa, ya şehvet, yada kısa süreli sosyal aktivite olarak hayatlarında tutabildiler..o izimlere tutkuyla, sadakatla daimi bağlı olanlar bağlı kalamayanların milyonda birleridir..
içerik olarak bütün izimlerin kısa ve joker sayılacak sloganlardan ibaret sadece anı yaşama hevesinin meraktan öteye gitmediğini ortaya çıkıpta, yere batan izimler bize sahteciliğini, geçersizliğini, kalıcı olmayacağını göstermiştir.
önemli bir yazı, anlamlı bir çalışma..
teşekkür ederim..