Globallik Mi Ne?

• 5 Ekim 2008 Pazar 15:56:10

Global Dünya, global ekonomi, global terör daha sayalım mı? Globallik uğruna verilen tavizler. Neymiş? Küresellikmiş efendim.
Elbette Dünya ailesinin bir büyük devleti Türkiye, elbette küresel rüzgârları izleyeceğiz, cahil miyiz? Şuna bakın, adı bile global, neden küresel değil? Tabi daha hoş geliyor kulağa, daha kolay cahil sandıkları bu büyük milleti kandırması, en azından öyle sanıyorlar. Sansınlar bakalım.
Şimdi de global kriz? Soru işaretim var farkındasınız. Nerde kaldı sizin güçlü ekonominiz? Önce üretimlerimizi durdurarak başladılar tarımda, sanayide her yerde. Sonra yabancı sermayenin akımı tüketime, hani hizmet sektörü ya? Ve finansal kurumlar, şükür borçsuz kalmıyoruz.
A.B. uyum yasaları? Ne uğruna belli değil. Biz katletmekten yana olmadık hiç olamayız da. Ama akan kanı nerde kalıyor şehit düşen on binlerce vatan evladının. Dana gibi besleyerek mi mükâfatlandırıyoruz çıbanbaşını İmralı’da?
Kırmızıçizgimiz kalmamış, silinmiş haritadan. Bizimkilerle mi dönecek Sevr, Allah korusun. Acı bunlar değerli okurlar, gaflet desem çok geride, varmıyor dilim ihanete.
Çete arıyoruz piyasada, varsa kahrolsun. Çete mecliste, ne arıyorsunuz? Demokrasi kisvesinin altında, kanunların boşluklarından yararlanarak milletvekili olup parti kuranları alsanıza önce, dokunulmazlıklarınızı kaldırıp Ergenekon’un içine. Açık seçik ilan ederken vatana kinini bir belediye başkanı, yok mu bu devletin hukukçusu? Alın, sorun hesabını. Hükümeti yıkmaya teşebbüs suç, elbette; Ya devlete alenen savaş açmak?
Bırakın Allah aşkına, kenarından bucağından çekiştirilip kalbura çevrilen yasalarla bu iş yürümez, hele A.B. adına.
M. Kemal ATATÜRKÜN Türk gençliğine seslenişiyle bitireceğim bu haftaki yazımı. Dilerim ibret alınır, dilerim iyi okursunuz. En kalbi saygılarımla değerli okurlarım.

“Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden, mahrum etmek isteyecek, dâhili ve harici, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.

Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler Millet fakr u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”