- 651 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Oysa hayat
Hayat denen bu geçici seyahat mekanında bizler bir rüzgarın teni titrettiği kadar yüreğimizi titretemedik. Varlığa icap eden halleri hususiyetle yerine getiremedik.Asra meydan okuyamadık.biz insanlar yokluk vasıtası ile hep varlığı aradık.
Ne hükmedilen aklımıza bir çözüm,ne de hükmedilen mevkiye bir türlü sahip olamadık. Kapkara bir asrın içerisinde aklanmış bir sıfat kondurduk yüzlerimize,affa değer bir duaya dilimiz malik olmadı. Yaradılış fıtratında ki kalbe hırs,Yabancı,yalancı ve riyakar bir tedavi uyguladık.
Asrın kimyasına kaptırarak yüreğimizi özsüz bir çınarın kovuğunu doldurmaya çalıştık.Kişiliksiz bir sanat eseri gibi dolaşıp durduk şu altı günlük dünyada. Haşrolunduğumuz mevki sahipleri de bizden birer parçaydılar. Var olan kudrete sahip olamazken,Yirminci Asrın sıfatsız hurda yığınına nail olmaya kalkıştık.
varlığa teneffüs edildikçe vücut karbondioksit gibi zarara uğratıcı bir klip çekti dünyaya.Gülümsemek artık kahkaha başlığı altında senaryolara sürüldü.Kimimiz hayretler içinde hiç bilinmeyen bir lahikaya sürüldük,kimimiz ise avcının koltuğu altında ki silahı olduk yaşamak için öldürmek denen " Hayvanat" felsefesine.
Kimimiz aksayan dilin neler fısıldadığına kulak kabartırken,kimimiz yalan yanlış bürhan’lar ile kanıtladık kimliğimizi. Kaf dağına çıkan yolu bulanlar oldu aramızda ama sermayesi zannına yetmeye gördü.
Sevgi denilen tadı unuttuk aramızda Barış’ı şehit ettik.Ya dostluk ve merhamet ... O şatafat ve debdebeli hayatın içinde merhamet ve dostluğu hatırlayamadık.
Aranılan o maziler bu günkü harabelerin altında kaybolup gitti. Sevgi,dostluk ve merhamet sözü veren maddi hayat bizi nelere itti bilemedik.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.