- 961 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Sahipsiz Mektuplar 2 (Biliyor musun?)
Rüzgarsız bir yaz akşamı denizi kadar sessiz ve duruyum.
Hafifçe kıyıya vururken yüreğim, kulak kabartmalısın duyabilmek için sesini sensizliğimin.
Güneş’i batırıyorum yokluğuna.
Haa...
Bu arada; ışıkların kızıllaştıkça karanlıkta koybolacağını da biliyorum.
Bir kaç martı eşlik ediyor, gün batımına ve bana.
Haleleri halka halka uzaklaşıyor sudaki ayak izlerinin. Kıyıya varamadan kayboluyorlar.
Akşam yorgunu takanın motorunun sesi, teslim aldığı gibi teslim ediyor ortama sessizliği.
Uzaklaşıyor...
Tıpkı yaklaştığı gibi.
Tıpkı, benim senden uzaklaştığım gibi.
Yavaşça kayboluyor.
Tıpkı senin gibi.
Kendimle kalıyorum.
Düşünüyorum da bütün gürültü patırtının nedeni, aslında bir korkudan geliyormuş.
Seni kaybetme korkusu!.
Denizi bulandırıyor, en ufak rüzgarda bile fırtınalar çıkartıyormuş bu seni kaybetme korkusu.
Tıpkı şu gelen taka gibi.
Biliyor musun? Korkmuyorum artık. En sert lodoslar bile dalgalandırmayacak bu denizi, biliyorum...
Koskoca gemilerde.
Belkide seni kaybetmekten ilk defa korkmuyorum.
Sessizliğime ve sensizliğime alışıyorum galiba...
Özlemiyor muyum?
Tabiiki özlüyorum...
Durgunluğum bir yaz akşamı denizi gibi.
Fakat zamansız bitmeyecek dalgaları düşündükçe, özlemim doygunluğa dönüşüyor.
Hatırlıyorum da;
Beraberken bizi, kahkahalarımızı, dalıp gidiyorum...
Denizden gelen takanın çıkardığı sesler gibi , geldikleri gibi giderek kayboluyor anılarda sanırım zamanla...
Biliyor musun?
Hep seni gülerken hatırlıyorum.
Siluetin öylece kazınmış işte, sebebini bilmiyorum.
Bir de uyurken ne kadar masumdun sen. Küçücük kız çocukları gibi.
Hep saçlarını okşardım, sesizce, uyandırmadan.
Sen bazen hissederdin , uykunda gülümserdin.Sonra gözlerini açardın yavaş yavaş.
Keşke hep uyusaydın, hiç uyanmasaydın...
Neyse boşver.
Bu satırları sana, eski bir sevgilinin benliğindeki görüntüsünü sonsuza kadar hatırlatması için yazmadım.
İlk defa huzurluyum.
Rahatım.
Seni düşünmüyorum.
Ah şu taka ...
Tıpkı yaşadıklarımız gibi. Sessizce geldi bilmediğim sulardan.
Yaklaştıkça büyüdü gözümde...
Gürültüye boğdu gün batımını...
Denizi dalgalandırdı...
Halelerini yok etti martıların...
Güneşin ışıklarını yüklendi.
Uzaklaştıkça küçüldü,sessizliğe doğru.
Deniz duruldu...
Kayboldu Güneş´in son Işığını yüklenirken.
Martılarla birlikte...
Deniz yine durgun...
Ve ben,
rüzgarsız bir yaz akşamı denizi kadar duruyum...
Hafifçe kıyıya vururken yüreğim, kulak kabartmalısın duyabilmek için sesini sensizliğimin.
Hafifçe rüzgar başladı...
Bir ürperti...
Deniz sesi...
Çakılları geri alırken dalgalar...
Kadehimi senin için kaldırıyorum...
Ay doğarken geceme...
Sensiz ilk akşamda,
sigaramdan derin bir nefes çekiyorum...
Biliyor musun?
Seni artık hiç hatırlamıyorum...
Kağıtsız Şair.