- 565 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Düğüncüler
DÜĞÜNCÜLER
Ellili yıllara gidelim efendim. Güz gelmiş. Harmanlar hasıl olmuş. Kış hazırlıkları son evresinde . Un öğütülüp ambarlara konuluyor. Kış ekmeği yapıyor Oğulcuklu hanımlar. İmece usulü. Kalabalık horantalı aileler iki üç gün ekmek yapıyor. Ekmek dediğim de kış için yufka. Kışlık yufkalar tepe gibi tandırlı evlerde. Bunlar serilip serinletilecek. İyice soğuduktan sonra kilerin uygun bir yerine kayılacak. Öyle gelişi güzel değil ha… Kitap gibi üst üste istif edilmeli. Sıçan mıçan bir dadanırsa yufkaları unutursun. O sebepten bu haşarata karşı da önlemler alınmalı. İhmale gelmez.
Tohumluklar hazır. O zaman at, öküz koşumu. Henüz tarım alanında motor sesi duyulmuyor. Ekeneği çok olanlar iki, hatta üç çift at koşumuyla reşberlik (rençberlik) yapıyor. Yoksa karasabanla, pullukla cızı cızı tarla sürüp ekin ekersen kara kışa yakalanırsın. İşi yarıda bırakmak zorunda kalırsın. Tohumu ekemezsin.
Kel Halil de Gısıggaya (Kısıkkaya)’nın önündeki tarlaya ekin ekti. Tarla sürüyor. Vakit öğle sonrası. Acele ediyor. Çünkü üç gün sonra bacısının düğünü var. Bacısı Ümmuğsün Taf’a nişanlı. Düğünü olacak. Ev büyüğü. Düğünün başında bulunacak. Tohumu ekip düğüne yoğunlaşacak.
İşi bitirmek üzere. Bir baktı ki aşağıdan Boğazlıyan yolundan beş altı araba çala kamçı geliyor. Geldiler. Kel Halil’in tarlası zaten yol üstünde. Durdular. En öndeki arabadan hısımı indi:
-Selamaleykum Hallağa (Halil ağa)! Golay gessin.
Kel Halil şaşırmış hallerde:
-Aleykumselam. Sağ olun… Hayrola? Gelecağanizden haberim yok. Sebebi ziyaretiniz?
Hısımı güldü:
-Yav Hallağa, gelinimizi almıya geldik.
Kel Halil’in tansiyonu tavan yaptı:
-Yav gardaşım, düğune daha üç gun var. Bennen ağleniyon mu sen?
Hısımı pişkin:
-Ha üç gun önce, ha üç gun soğna… Noğolacak sanki Hallağa?
Kel Halil’in sigortaları attı:
-Böyle davetsiz misafiri ben evime gomam. Hemi de siz şurdan dönün gidin ağzınızın dadıynan. Size gız mız yok.
Şaşrıma sırası düğün alayında. Yalvar yakar oldular Kel Halil’e. Kel Halil Nuh dedi de peygamber demedi. Köyün büyükleri araya girdiler. Ama Kel Halil’i ikna edemediler. Düğüncüler gelin yerine çıkmışını alıp gittiler. Düğün dürülü kaldı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.