- 737 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
Makam'ı Saba
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Her iki gönül iklimine henüz çiğ düşmemiş,iki gönül eri farklı iki haneden aynı duyguyla aşağıyla,yukarıyı ortada buluşturmanın heyecanını yaşıyorlardı. Bu heyecanın tarifi mümkün dahilinde değildi.Sırlı seherin, sihirli sayfalarına sebepsizce sarılmaydı.Sorsanız söyleyemezler sevdalarının sonsuzluğunu...
Sabahlar, efsununu korurken,seherlerde en uzak menzile ulaşmanın ve daha fazla sevaba ulaşmanın mücadelesi başlıyordu iki gönül erinde.Görmeyen bilemez,bilmeyen göremezdi bunları...
Beş vakit temizliğin bilincini taşıyan ayaklardı menzile yürüyen. Köşe başında selamlaşmanın iç huzuru yaşanırdı her sabah. Saba makamında bedenler birbirine sırılsıklam sarılırken, gönülden gönüle nağme nağme sevgi akışı olurdu. "Essalat’ü hayr’ün minen nevm"di işin püf noktası,
" Salât uykudan hayırlıydı" iki gönül kesme taşlı sokak başında hayırda yarışıyor seherin iç huzurunu,dostluk köprüsüyle birleştiriyorlardı.Manevi duyguların püfür püfür estiği yüzyıllara şahitlik eden Taş mescitte sabahı Hakk’ın huzurunda secdede karşılıyorlardı.
Öylesine hafifti ki ruhları,bedenlerine bir numara büyük geliyordu,üflesen uçacak kadardı.
Huzur ummanına yelken açmış gemi kaptanı gibiydiler.Kıyam terazisi kurulup,rüku paralelinde "subhanerabbiyelazim"le coşuyor, alınlar secdede Hakka en yakın mertebede "subhanerabbiyelalâ"ya yükseliyordu. Secde yaratılış gayesinin en temiz ve en yüksek noktasıydı. "Esselamualeyküm ve Rahmetullah" sağdan sola bütün yaratılmışların en şereflisine,meleklerin şahitliğiyle ulaşıyordu.
Fikredilip başlanırken salât,şükredilip edâsı tamamlanınca zikir tesbihatında Rabbinin isimleri dilde tesbih tesbih asumana arz’ı endam ediyordu.Eller semâya yönelirken yunulan gönüller,şefaâte ulaşabilme duygusuyla ümitlenip,acaba kabul olur mu? endişesiyle bir dahakine daha temiz ve huşuyla buluşabilme kaygısını taşıyordu.Amin dediğinde gök kubbede meleklerde amin diyordu.Çünki onlardı şahitler, en temiz en güzel şahitler onlardı.
Taş mescit’in duvarlarıydı, "evet, bu kulun seher vakti salât’ı nevm’e" tercih eden sözleriyle akislenen.Adımları sevgiliyle buluşabilme heyecanını taşıyordu.Her adıma bir sevab mıknatıs misali yapışıp,kartopu misali yürüdükçe büyüyor,büyüdükçe yürüyordu.İşte bu gönül’ü kabul eden Yüce Allah’a şükürler olsundu.Beşi bi gündenin ilkinin edâsını tamamlamış huzura giden gönüller saba makam’ında yolun başından sonuna doğru değişik makamlara yelken açıyorlardı.
Gönül huzuru; nereye gideceğini bilenlerindir. Dua ibadet edenlere daha yakın ve makama ulaşabilmenin en yoğun ve bilinir yoluydu.
Bunu bilenlere her seher gönül gönül çağlayanlara selam olsun,selam olsun,selam olsundu.
YORUMLAR
Gönül huzuru; nereye gideceğini bilenlerindir. Dua ibadet edenlere daha yakın ve makama ulaşabilmenin en yoğun ve bilinir yoluydu.
Aslında günlük hayatın hızına kapılıp duyumsamayı tehir ettiğimiz lakin hayatın seyrinde en etkin dönemeç.
Kendimize vakıf olmak yine kulluğun ilk kaidesi.
Maneviyat eşsiz bir tını ve farkındalık sanırım yazmak bu anlamda sayısız açılım sunmakta gerek şahsıma gerekse pek çoğumuza.
Kutluyorum güne eşlik eden güzel çalışmanızı ve değerli Seçki Kurulunu da bu anlamda daha çok insana erişme imkanı oldu kaleminizin.
Saygılarımla değerli yazarım...
SelimADIM
Ne mutlu beşi bi gündenin tamamında ertesine ulaşabilene..
güne ve geceye dair çok güzel yazınızı ve seçki kurulunu tebrik ediyorum..
dua ile..