- 851 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MASKELİ AYI
MASKELİ AYI
ŞABAN AKTAŞ·19 ARALIK 2017 SALI
Yıl Bin Dokuz Yüzsen Üç , Antalya’da turizm sektöründe yaz sezonunun sonuna yaklaşmıştık. Ben o zamanlar, 12 Eylül Kenan Evren Cuntası tarafından Almanca öğretmenliği mesleğimden uzaklaştırıldığım için, yabancı dilim Almanca olması nedeniyle ve yüksekokul öğrenim yıllarında, yaz aylarında Antalya ve ilçelerindeki muhtelif turistik otellerde resepsiyon yöneticisi olarak çalıştığım için ( ki ta 1973 yılında ilk kez Side’de Athena Motel’de ( Cennet Oteli) başlamıştım turizm sektöründe çalışmaya) kazanılmış bir beceri olarak yine, Kemer’deki Olimpos Motel’de resepsiyon şefi olarak Mehmet Karadağ adlı arkadaşımla birlikte o gündüzcü ben de gececi olarak çalışıyordum.
Otelin işletmesi, rahmetli Nuray Berberoğlu ve Ali Berberoğlu adlı, Antalya’nın tanınmış ailelerinden Berberoğulları’na aitti.
O tarihlerde Kemer henüz bir balıkçı köyü konumunda denecek kadar az nüfusa sahipti ve portakal ağaçları ve nar bahçeleri, seralar ile daha çok yeşil alanı olan bir sahil beldesiydi. Turistik konaklama tesisi olarak da çok az, parmakla sayılacak kadar otel vardı. Kemer’in en güzel otellerinden birisiydi Olimpos Oteli. Mavi Kemer Oteli, Fransız Tatil köyü ( Club Mediterane) dışında Liman caddesi üstünde küçük bir otel daha vardı sanırım adı Doğa Oteli’ydi yeni yapılmştı daha ve ufak tefek bir kaç pansiyon işletmesi dışında konaklama tesisi yoktu anımsadığım. Diğer bütün tesisler daha sonraki yıllarda yapıldılar...
Nereden aklıma estiyse bu sabah gözlerimi açar açmaz, aklımdan unutamadığım bir anı geçti, birden aynı otelde o yıllarda aynı otel sahipleri ile yakın diyalog ve işbirliği içinde bulunan Oktay Koltan adlı arkadaşım aklıma geldi. (Belki dün bir eski arkadaşla söyleşmiş yazışmıştık Facebook’ta biraz belki onun etkisiyle geçmiş yıllara sürüklenmişimdir.) Oktay Koltan deyince onunla yaşadığım unutulmaz bir anıyı anımsadım ve yazmaya karar verdim. Olayı yeni baştan yaşadım ve yazmaya değer olduğuna karar verdim. Bu arkadaşımızı daha sonraki yıllarda spor yazarı ve fanatik bir Antalyaspor tutkunu olarak basında izleyenleriniz çoktur.
Bu vesile ile şimdi hayatta olmayan patronlarım, Nuray Berberoğlu ve Ali Berberoğlu adlı zatı muhteremleri turizmin eski duayenleri olarak yâdetmiş olalım, ruhları şâdolsun, her ikisi de aktif turizmci olarak Antalya turizminin ilk yönlendiricilerindendiler. Gerek Seyahat Acentası ( Mandalin Turizm) gerekse konaklama sektöründe işveren, dernek yöneticisi sıfatıyla, ülke turizmine yıllarca değerli katkılar sağladılar, ülkeye döviz kazandırdılar ve istihdam yarattılar.
Asıl yazmak istediğim öykümün konusuna geleyim; Mehmet Karadağ arkadaşımdan günlük nöbeti devralmış, gece akşam mesaisine başlamış, resepsiyonda, önümde rezervasyon tablosunu incelemekle meşguldüm, resepsiyondaki zile basan oldu ve başımı doğrulttuğumda birdenbire şoka uğradım, karşımda maskeli bir ayı vardı! O güne kadar ne böyle bir korkunç maske görmüş ne de
ayı tulumu giymiş bir maskeli birine rastlamıştım! Garip garip hareketler yapıyordu maskeli ayı, ürkmüş, korkmuştum, bana eliyle resepsiyondaki bazı şeyleri işaret ediyor, ’’ Onu bana ver!’’ der gibi beden diliyle konuşuyordu! Ödüm patlayacak gibi oldum, olaya anlam veremedim ilk anda ve ‘’Acaba bu bir soyguncu mu, ne yapacak bu adam, bana ne zarar verebilir endişesi sardı o an beni, samimi olarak söylüyorum korkmuştum adeta beynim dönmüştü?!
Neyse daha sonra benimle yeterince dalga geçtiğine kani olmuş olacak ki otelin sağlı sollu denize doğru uzanan karşılıklı blokları arasında sahile doğru yollandı... O gidince ön departmanlara telefon açarak durumu anlatınca, onun bizim Oktay olduğunu bir başka otel çalışanını daha Amerikan barda benzer biçimde korkuttuğunu söylediler?! Ah dedim Oktay ben senden bu yaptığının intikamını almaz mıyım şimdi?!
Kısa bir süre düşündüm ve aklıma ilk gelen, ona bir oyun oynamak ve en az benim yaşadığım kadar bir panik yaşatmaktı! Tasarladım ve karar verdim; olayın üstünden yaklaşık yirmi dakika kadar geçmişti ve ön departmanlara telefon açtım, dedim ki; ‘’ Kemer Jandarma karakolundan telefon açtılar; Oktay beyin Kemer’deki evinde yangın varmış, haberi olsun, hemen gitsin!’’ dedim. Az sonra Oktay ve aklımda kaldığına göre teknisyen Yusuf, birlikte resepsiyondan geçerken haberin doğruluğu konusunda benden onay da alarak otomobile binip palas pandıras eve gittiler. Ev otele yaklaşık bir kilometre kadar mesafedeydi ve otelden bakışla görülemeyecek konumdaydı. Şimdi düşünüyorum da Oktay’cığım eve varana kadar ne karabasanlar yaşadı acaba, fakat ben içimden kahkahayla gülüyorum hâlâ!
Tabi ki eve gidince yangın mangın olmadığını gören Oktay bu kez soluğu jandarma karakolunda almış ve jandarma da kendisini aramadıklarını söyleyip, Oktay beyin karakolda anlattıklarının doğru olup olmadığını anlamak için, otel sahiplerinden Ali beye yine resepsiyondan geçen bir telefon muhaberatı ile ulaştılar. Aralarında geçen konuşmadan sonra, durum üzerine Ali bey olayın ne olduğunu nereden böyle bir durum ortaya çıktığını soruşturmak üzere resepsiyona, yanıma geldi, ‘’Nedir bu olay?!’’ diye sordu, Oktay beyin yaptıkları bütün ayrıntısıyla anlatınca Ali bey bana hak verdi ve ‘’ İyi yapmışsın, öyle yapana böyle yapmak gerek !’’ diyerek döndü gitti.
Daha sonra Jandarma karakol komutanı geldi otele ve akşam Ali bey ile birlikte bir akşam yemeği yiyip, sohbet edip gitti. Bana jandarmadan herhangi bir baskı ya da soruşturma yansımadı konuya ilişkin olarak.
Nereden nereye, insan eline kalemi alıp da bir yazmaya başlasa var ya, bitmek bilmez anılar, anılar bir derya, Olimpos Motel’de güzel günlerim oldu... Yabancı dilimi geliştirdim, iş deneyimi ve becerisi kazandım, ilerleyen yıllarda önce seyahat acentasında korsan rehber olarak işe başlayıp, Kültür ve Turizm Bakanlığınca yapılan enformasyon memurluğu sınavını kazanıp, kendim Maki Turizm ve Seyahat Acentasını kuracak ve hem rehber hem acenta olmanın tatlı keyfini yaşayıp hem de acı yorgunluğunu iflas ile ödeyecektim, sektörün içine bir girip bir çıkan herkes gibi...
Ya işte böyle sevgili arkadaşım Oktay Koltan, kulakların çınladıysa bu sabah bendendir bilesin!.. Okuyup sen de gülesin... Sevgiyle esen kal arkadaşım...
Şaban Aktaş
19.12.2017
ŞABAN AKTAŞ·19 ARALIK 2017 SALI
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.