- 1589 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
Bazı şeylerin üzerine düşünceler
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Algıladığımız kadardır her şey cümlesi ne kadar da güzel bir cümle olsa da maalesef karşıdakinin algıladığı kadar cümlesi de bizi ilgilendiriyor, çünkü sosyal hayvanlarız,iletişimdeyiz karşıdaki insanın anlattığı şeyleri biz de deneyimliyoruz yani ben size bir olay anlatırken aslında belli bir süre sonra siz de o olaya müdahil oluyorsunuz ister istemez beyniniz beynimiz böyle kodlanmış,artık siz de hikayenin bir parçasısınız bundan kaçış yok,
İnsanlar çoğu zaman faydacı varlıklardır, Buradan Bentham’a selam çakarak devam edelim nasıl mı ? İnsanlar genelde gerçeğin kendisi ile ilgilenmezler gerçeğin nasıl pazarlandığı ve bu gerçeğin nasıl sunulduğu ile ilgilidirler,yani gerçek hiç bir zaman tam salt bir gerçeklik olsa bile mit veya hikayenin karşısında çok güçlü değildir,örneklendirmek gerekirse, balığın karnında yaşayan bir peygamberin hikayesi evrimsel olarak böyle bir şeyin olmaması gerekliliğinden üstün gelmiştir günümüzde, yani hikayenin aktarılışı beynimizin bu kurgulara yatkınlığı gerçeklikten üstündür,tıp kı cennet cehennem için iyi insan olmaya çalışan dindar birinin daha gerçekçi bir neden için aynı tutumu sergilerken burun kıvırması gibi bir şey,
aşağıya bu konuyla ilgili bir flood twitimi bırakıyorum konuya istinaden örnek olması açısından ;
’’
Size bir flood yazacağım okumazsanız canınız sağ olsun, İsrail’de 7 12 yaş arası 20 çocuğa Tevratta Tanrının israil soyuna başka bir ırkı telef etmesini erkek, çocuk, hayvan,evlenmiş kasın /bakire hariç hepsini ortadan kaldırılmasını isteyen bir pasaj okurlar
Çocuklardan yüzde 75 i bu haraketin doğru olduğunu yüzde 15 i kararsız geriye kalan 10 da yanlış olduğunu söyler,yüzde 10 da stratejik hata olduğunu hayvanların telef edilmemesi gerektiğini ileride kullanabileceklerini söyler,hemen hemen her cocuk israilin geleceği için kararı
dogru olarak işaretler, aynı deneyi aynı çocuklara bu sefer tanrı ve tevratın yerine hitler ve almanyayı koyup aynı olay örgüsünü anlattıklarında kelimesi kelimesine aynı,bu sefer çocuklar çok acımasız ve diktatörce olduğunu söyler ve yüzde 95 e yakın bir kınama ile.’’
Yani artık gerçeklik tam bir gerçeklik değildir, Belki de Baudrillard’in smilasyonu gerçekliğinden öndedir ( bknz hasta birinin gerçekten hasta olup olmadığını bilememe durumu)
Zaten kurgusal gerçeklerin gerçeklerden üstün olduğu fikri yeni bir şey değil din adamlarına bakalım neden hep genç çocukların dinlerini iyi öğrenmelerini söylerler çünkü bu pazarlamanın farkındalar kiliseler camiler neden çocukları çağırırlar bu mitin devamı için,çünkü bu yaşta edindiğimiz mitsel değerlerle büyüyoruz,çocukken bizim için bir üst otoritenin söylediği şeylerin doğru ya da yanlış olup olmadığını ayırt etme bilincimiz gelişik değildir, mesela babanız size hırsızlık yapmayını öğütlerken öteki taraftan çünkü çalarsan seni gözetleyen mavi ceketli periler görür ve utandırır derse siz bunun hangisinin gerçek hangisinin mit olduğunu ayırt etmeden ikisini de alırsınız,çünkü hikayesel anlatım gerçekten daha yalın ve basittir , çocuğa o dönem ne Kant ne de Hume’dan pasaj veremezsiniz onun yerine mavi ceketli periler girer,şimdi savaşlarda neden Tanrı iman figürleri işe yarar sanırım şimdi daha net olmuştur,
Evrrimde nasıl doğal seleksiyon var ise,kültürel evrimimizde böyle mem’ler vardır, iyi insan ahlaklı insan olmamızı sağlayan bu memlerin kökeni ise yine evrimsel olarak varlığımızdan gelir, neden iyiyiz sorusuna verilecek cevap çünkü iyi olmamız bize kısa dönemde zarar verse bile uzun vadede kazandırdığı için ( iyi bir eş, iyi bir konum statü kazandırma olasılığı kötü olmamızdan üstün gelir)
Peki bu mem dediğimiz şeyler neden var ,din tanrı google, elvis presley posterleri, ra falan neden var, çünkü beynimizin kurgusu için önemli olan anlama sonuç çıkarma ve kullanma modluyuzdur,belki de beynimiz evrilirken bu kolaj ve pasajlara yatkınlıkla evrilmiştir,ve hikaye anlatımı inanışı ve gerekirse insan öldürmeyi bile göze almamız,birlikte iş yapma yetimizi geliştirmesi bile yeterlidir, çünkü önemli olan sosyalleşme ve sürüden ayrılmamadır, iyi olmamızı da kötü olmamızı da bu süreç belirler bu gerçekliktir, ama çogu insan için değil çünkü bu evrenin hikayesidir, insanların değil...
YORUMLAR
bu sürü psikolojisi eskidenmiş sanki, ya da eskiden pozitif kullanılabilirken şimdi negatif yönde ilerleme kaydediyor :)...
yani, bana göre artık insanların tek tek kendi benliklerini bulup, ayağa kalkmaları,
kendi başına güçlü olmaları, düşüncelerini kendi adına ortaya koyabilmeleri gerek...
eee sonrasında zaten bu tek ve güçlü ben'ler doğru yerde, doğru sürüyü oluşturacaktır diye de düşünüyorum...
naçizane...
...
dostça...
birde, yazının girişinde " aaaa kocam burada mı yazıyor yoksa" diye de bir düşünceye kapılmadım değil... :)))
boşuna bas bas bağırmıyorlar 'dört beş çocuk doğurun' diye...aslında bu cümlenin altında bile, kendi rahatını-sefasını sürdürmesi ve günahlarının örtülmesi için bir takım güruhun neyi hedeflediği apaçık ortadadır...kalabalığı kendi safına çekip dünyaya hakim olmak ve azınlıktaki muhalif grubu da yok etmek...
ya sürüde kalır boyun eğip buyrukları altında prototip bi hayat yaşarsınız, ya da sürüden ayrılır ve tehlikeli azgın sularda gerçeklerin peşine düşersiniz...
çocukluktan gelen ve kemikleşmiş ön yargılarına bir de ahlakçı söylevlerin katılımıyla 'dünya güzel bir yer olur mu?' diye soruyoruz birbirimize...ve galiba "kötülük ölümden daha hızlı koşuyor"...
bu anlamda yazıyı da mantıklı buluyorum...ve fikirlerime de uyuyor...
bence bundan birkaç asır önce daha kolaydı sanırım düşünmek. beyinler daha az zarar görmüşken ve çöplük haline gelmemişken. şimdi ise düşünceler hep etki altında...
bırak düşünceleri, rüyalar bile güdümlü. mevcut düzene isyan ederken bile aykırı fikirlere sahip olduğuna tam emin olamıyorsun. bilinçaltında yine bir kuklacı arıyor insan. lanet bir dönemde dünyaya geldik ve işimiz çok zor.
Carl Sagan'ın dediği gibi "yeterince uzun zamandır aldatılmışsak, aldatmacayı ortaya koyan her türlü kanıtı reddederiz. gerçeği bulmakla ilgilenmeyiz artık. aldatmaca bizi kafeslemiştir. tuzağa düştüğümüzü kendimize bile itiraf etmek, son derece acı vericidir çünkü."
Yazının sonunda yazarın da belirttiği gibi evrenin hikayesine dahil olduğunun bilincinde olup ve fakat kendi hikayesinin kahramanı olmayı her şeyin üstünde tutan insanlar azımsanmayacak kadar çok. Evrende işgal ettiğim yerin ne kadar da önemsiz olduğu gerçeğini keşfettiğimden beri bu çoğunluğun içinde ben de varım diye itiraf ediyor ve yorumumu Nietzsche'nin bir sözüyle noktalamak istiyorum.
"Basit bir hayatın mı olsun istiyorsun? Sürüye yakın dur ve orada kendini unut."
Cliff Burton
Güzel bir yorumdu.
Den(iz)
Şiirlerinde çok özgünsün. Bunu yazıda da yap.
Vişne severim. Her zaman karışık tatlar daha iyidir.
bu mem dediğimiz şeyler sıçrayan türler gibi nesilden nesile zıplayıp gelirken
ilgimi çeken şey neden bu denli yavaşça ve kötümser mehilli bir içerikle evrimsel bir süreç izlerler
burada suç genlerinse o halde biz iyilik-kötülük-suç ve cezadan muafmışız anlamına mı yorumlamak lazım?
Can Fırat tarafından 12/19/2017 5:49:01 PM zamanında düzenlenmiştir.
Cliff Burton
İlfan
Cliff Burton
İlfan
sürücü +firen=direksiyon •vicdan >özgecilik
teşekkürler
Önemli konular seçtiğiniz halde, aceleciliği ve elbette burada olduğumuz için edebi dili, önemini gölgeliyor diye düşünüyorum. OKB bana göre çok mühim bir konu, daha detaylı olmalıydı, hele bu zaten içinden çıkılması zor ve uzun bir tema. Neyse sizin bileceğiniz iş olup, bknz diye işaretlenen satırı inceleyeceğim, ilgimi çekti.
Cliff Burton
incsoft
peygamberlerden daha temiz ve adil bir söylem geliştirecek olsa bile insanlık, egoistçe bir söylem yani faydacılık sağladığını inkar edemez. insanlığın (bizim) kurtulacağı bir şey varsa o da kutsallıktır. sanat yaparak en iyi olmak veya futbolda en iyi olmaktan kurtulmalıdır. sanatta da, futbolda da, ya da amelilikte hayatı geldiği gibi yaşamalıyız. ne olduğumuz ise çocuklukta gizlidir. çocukluğumuza güvenerek yolumuza devam etmek zorundayız.