- 670 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HERKES GİDER
Gitmeye karar vermişliğin, kalmayı da iç cebine sokuşturarak; yaka paça yollara düşmüşlüğü ile bitti benim hikâyem. Senden en uzak mesafem olan arka odadan çıkıp, haritadaki en uzak enlemi seçmiştim kendime. Bir gece yarısı arkama bakmamışlığın ömrümce bende yaratacağı iç sızlamasından habersiz koyulmuştum yola. Gitmek yapabildiğim en iyi şeydi belki de. Hayatımı en son 16 yaşındayken derme çatma bir kutuya sokuşturup başlamıştım bu gitme işine. Sonra da kiralık evlerde yarım yamalak açıp kullanmıştım. Çabuk tükettim sayılır. Zamansız, değersiz, hiç… Bir süre sonra kutu boşaldı. Kutuyu fırlatıp gitmeye devam ettim. Soluksuzdum koşarken.
Bir ağaç altı mıydın bilmem. Şimdi düşününce asla emin olamadığım bir yerdin işte. Gölge, bulanık, biraz ışıktın belki de. Uzandım boylu boyunca toprağına. Köklerine sarılmayı seçtim. Köksüzdüm. Yeşermek istedim sende. Rüzgârlar ve ardından yüzümüzü ıslatan yağmurlar hiç bırakmadı peşimizi. İki tomurcuk verdim. Kalbimde açmalarına izin verip sarıp sarmaladım onları. Bildiğim en güvenli yerdi orası. Korkudan ve tüm kötülüklerden en uzak yerdi kalbim. Ardından gelen kar ve borana aldırmadan içimde yeşerttim. Yeni yollar mı öğreniyordum ne? Ve her şey yepyeni bir kutuya koyulabilir gibi geliyordu gözüme. Gördüm ki içinde biriktirmeye başlamışım insanlardan kaçırabildiğim her şeyimi. Çocukluğumun, çocuklarımın resimleri. Dostlar, anılar, anı sandıklarım, anlar... Şiirler, mektuplar, veda edilmiş kardeşler, anne babalar, dilini hiç bilmediğim şarkılar ve hatta hiç tanışmadığım insanlar…
Her güzel şeyin bittiğini söylemeyeceğim sana. Aslında her şeyin bittiğini öğrenmen gerekiyor artık sanırım. Etraftan duyduğun o kişisel geliştireceğine nedense inandığımız, duymaya alıştığın sözlere de benzemeyebilir sözlerim. Bir kalemde silip atabilen o efsane insanlardan da olmadığımı bilirsin. Ne atmayı, ne silmeyi ne de unutmayı bilirim ben. Sadece emanetlere inanırım. Herkes hayatının bir yerinde birilerine bir şeyler emanet eder ve gider. Bazen emanet ettiğimiz şey kendimiz bile olabiliriz. Bir boşlukla ayrılırız o andan. Bir daha hiçbir zaman eskisi gibi olmayacağımızı bile bile gideriz. Gidişlerin tek gerçeği de budur zaten. Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
Ve şimdi şu an benim gibi sıradan biri, bir klavyenin önünde oturup kanamayı seçmişken; – buna görkemli vedalara ve zafer kazanmış kalmalara pirim vermemiş biri de diyebiliriz-diğer herkes gibi birileri bu satırları okurken, son cümleyi onlarla birlikte sesli söylemek isterim ki;
“ Ben hiç kimseye gönül koymadım, ortaya koyabildiğim tek şey gönlümdü! ”
Şükran UZUN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.