DÜNYANIN İÇİNE KAÇTIM
Bugün, af dileme günüm; yok olmadan söylemeliyim son şair hücrem yarım bıraktıklarımı, yarı bıraktıklarımı…
Ben de istidat gören ey sevgili Sisyphos! Omuz attırdığın şiir kayasından sıvışalı çok oldu, fakat sen farkında değilsin terin kaçmış şair gözlerine. Ben dolanmaktayım dağın eteklerinde.
Ey Dionysos! Senin aşkla karıştırıp coşkuyla mayaladığın üzümün suyundan içmeyi başaramadım. Tam aksine üzüm gibi sıkılıp, damıtılmadan damlatıldım yer altı dünyasına. Şimdi Hades ile tavla partisindeyiz her oyunda mars olduğum. Çıkmak için Kerberos’un uykuya dalmasını beklemekteyim.
Ey şarap fıçısını sırtlamış, namaz yolunda yürüyenlerin arasında taşıyan büyük takmasız insan, Şems! Şimdi bırak takmamayı dünyadaki bazı şeyleri, dünyayı takmış kafasına her şeyiyle ezilmiş, yassılaşmış bir zavallıyım. İnsan olma yolunda döktüklerini toplayacağım yerde, şimdi rutubetlere gömüyorum beynimdekileri.
Ey, dünya kokuyorsun diyince Taptuk, ortak adı Emre’yi bırakıp dergahta, Yunus’suz ve susuz dolaşan derviş! Halel gelmesin diye ayak izlerine ve o izleri kutsayan toprağa, ayaklarımı omuzlarıma alıp hareket ediyorum boşluklarda. Dünya kokmakla kalmadım, dünya oldum, dünyalık açgözlülüklerle doldum.
Ey dünya! Senden kaçmak istiyordum, kaçamadım. Uzak durmak istiyordum, duramadım. Bilgiyle dolmak istiyordum, dolamadım… İnsan-ı kâmil değilse, insan olmak istiyordum, olamadım. Dünyadan kaçacağıma, dünyanın içine kaçtım.
Af dilemeyi de bu kadar başardım…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.