- 810 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
TRUMP ' BATI KUDÜS İSRAİL'İN BAŞKENTİDİR' DESEYDİ HİÇ BİR SORUN OLMAYACAK MIYDI? --1. BÖLÜM--
6 Aralık 2017 de ABD Başkanı Trump ’ Kudüs, İsrail’in başkentidir ’ dedi. Demekle de kalmadı attığı imzasıyla bunu tüm dünyaya ilan etti.
Buna mukabil bizler de ’Dur bakalım ne olacak ’ derken Türkiye’nin öncülüğünde toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı 13 Aralık 2017 de ’ Doğu Kudüs Filistin’in başkentidir ’ dedi.
Kafalarımız karıştı tabii ki. Öyle ya Trump, doğu- batı ayırdetmeden ’Kudüs ’ demişken başta Türkiye olmak üzere kırk dokuz Müslüman ülke neden ’ Doğu Kudüs ’ Demişti?
İşte o zaman pek çoğumuz pek de bilmediğimiz bir şeyi daha öğrendik: Meğer Kudüs 1980 yılından beri doğu ve batı Kudüs diye ikiye ayrılıyormuş ve Doğu Kudüs BM kararları gereğince dokunulamaz bir yermiş. Yani ne İsrail’in, ne Filistin’in, ne Müslümanın, ne Hrıstiyanın ne de Yahudinin...Hepsinin ama hiç birinin değil. Fakat orada yaşayanların %64 ü Yahudiİsrailli, geri kalan %36 ise Müslüman ve Hrıstiyan Filistinliler...
Ancak bu dokunulamaz (!) bölge artık ne kadar dokunulamazsa İsrail askerinin izni olmadan mesela Mescid-i Aksa’ya giremiyorsun. Hatta Mescid-i Aksa’yı İsrail asker ve polisi - istedikleri takdirde - ibadete kapatabiliyor.
Neyse. Asıl söylemek istediklerim bunlar değil.
İsrail’in tüm resmi kuruluşları Kudüs’te. Parlamentosu orada, İsrail Üniversitesi orada, İsrail Müzesi orada.
Hangi Kudüste peki? Batı Kudüste...
Yukarıdaki 1. Resimde Doğu ve Batı Kudüs ile Filistin neresi görmektesiniz.
Bu duruma bugüne kadar Türkiye de dahil hiç bir Müslüman ülke itiraz etmemiş. Hatta Türkiye ile İsrail Arasında ’Tazminata İlişkin Usul Anlaşmasını’ ( Yani Mavi Marmara Anlaşması ) Türkiye Ankara’da, İsrail Kudüs’te 28 Haziran 2016 da imzalamışlar ( 2. Resim ) ve Türkiye ’ Kudüs İsrail’in Başkenti değildir. Ben Kudüs’te imzalanmış bir anlaşmayı kabul etmem’ Dememişti. Ancak, Trump ’ Kudüs İsrail’in Başkentidir ’ Deyince Yumruk masaya vuruldu ’ Hayır kabul etmiyoruz’ Diye.
İşte o bakımdan soruyorum: Eğer Trump ’Kudüs’ değil de ’ Batı Kudüs İsrail’in Başkentidir ’Deseydi herhangi bir sorun yaşanmayacak mıydı?
Herhalde yaşanmayacaktı. Öyle görülüyor.
II. Abdülhamit’in ’ Ben Filistin’den bir karış toprak bile vermem ’ Hassasiyeti nerede peki?
Türkiye olsun diğer Müslüman ülkeler olsun İİT Bildirgesinin bir gereği olarak Doğu Kudüs’te Büyükelçilik ya da elçilik kurabilecekler mi? Diğer Müslüman ülkeler bu güne kadar tanımadıkları Filistin Devletini resmen tanıyacaklar mı? Hiç sanmıyorum ama yine de bekleyip göreceğiz.
Bu, Kudüs meselesinin bir boyutu.
Bir başka boyutuna bakalım.
Ülkemizde Trump’un bu tavrına karşı tepki gösterileri yapılıyor. Güzel hoş da ’ Mescid-i Aksa’da ezanlar susarsa yeryüzündeki tüm mabetler Mescid-i Aksa olur ’ Diyen bazı vatandaşlar bunu niçin Ürdün Bayrağı altında söylerler? ( Resim 3 ) [ 3 No lu resim aslında Trump’un açıklamasından önceki bir döneme ait. Ama konu yine Mescid-i Aksa’da ezanların susması konusu olduğu için pek farketmiyor.]
Niçin Ürdün Bayrağı? Çünkü Ürdün Bayrağı ile Filistin bayrağı arasındaki farkı bilmiyorlar ve bir yandan Kudüs hassasiyetini dile getirirken öte yandan bayrağını bile tanımadıkları bir ulusun haklarının müdafaasına soyunurlar(!) ( Filistin Bayrağı 4. Resimdir. Arada ufak da olsa bir fark var değil mi? )
Ama işin daha da acı tarafı var: Arap ülkelerinin ( Suudi Arabistan hariç ) yaklaşık olarak hepsinin bayrağının İngiliz asilzadesi Sir Mark Sykes’ın eseri olduğunu kaç kişi bilir?
Evet evet..1916 tarihli Sykes- Picot Antlaşmasının mimarlarından olan İngiliz Asker ve diplomat, aynı zamanda ressam olan Mark Sykes tarafından çizilmiştir şu anda Arap ülkelerinin kullandıkları Kırmızı, Yeşil, Siyah ve Beyaz renkli bayrak. Yani Filistin Bayrağı da olsa ürdün Bayrağı da olsa faketmeyecek. Daha önce bir bayrakları olmayan Arap Ülkelerinin yaklaşık hepsinin bayrağı İngiliz asilzadesi Sir Mark Sykes tarafınan dizayn edilmiştir.
Bu arada Sykes- Picot Antlaşmasının Osmanlı Devletini bölüştürmek amacıyla İngiltere, Fransa, Rusya arasında yapılmış bir antlaşma olduğunu da ilave edelim.
Bir ilave daha yapalım:
Ürdün, bugün bayrağın ilk hâlini, yani Mark Sykes’ın çizdiği şekli kullanıyor. Ayrıca kral, Amman’da her sene Haziran ayının başında yapılan Arap İsyanı’nının yıldönümü törenlerinde bayrağı büyük dedesi Şerif Hüseyin’in başkaldırısının hatırasına binlerce askerin bulunduğu meydana bizzat dikiyordu. 13 Haziran 2107 den sonra da bu geleneğe devam eder mi zaman gösterecek.
’Doğu Kudüs Filistin’in Başkentidir’ kararının baş aktörü olan Türkiye bu işe önayak olduğu için İslam dünyasında Halifelik makamını yeniden kurmuş oldu mu peki?
Evet, bir de bu konu var.
Bazı vatandaşlar, pek çok Müslüman ülkeye ’ Doğu Kudüs Filistin’in Başkentidir ’ Dedirttiğimiz için Türkiye liderliğinde halifeliğin yeniden kurulduğunu düşünüyorlar.
Bu tartışmaya pek girmeyeceğim ama şu kadarını söylemeden de geçemeyeceğim:
En güçlü olduğumuz ve Halifeliği Osmanlılara geçirttiğimiz 1517 yılından, en güçsüz olduğumuz ve Halifelik makamını kaldırdığımız 3 Mart 1924 tarihine kadar gelmiş geçmiş Tüm halifeler ’ Kudüs Osmanlı Toprağıdır, Kudüs Türk Toprağıdır’ dediler. Hiç biri ’ Doğu Kudüs ’ demedi. Ne ilk Osmanlı Halifesi Yavuz Sultan Selim’in ağzından ne de son Osmanlı Halifesi Abdülmecit’in ağzından ’ Doğu Kudüs ’ Diye bir söz çıkmadı tarih boyunca. O bakımdan ben halifeliğin yeniden kurulduğunu da sanmıyorum.
Uzun yazılar okunmadığı için burada kesiyorum
’ Kudüs İsrail’indir. Bunu Kur’an söylüyor ’ Diyen bir haine vereceğim cevap gelecek bölümde inşallah ...
YORUMLAR
Değerli hocam, güç gösterisi yapmak zorundayken yapmazsanız, gücünüzün öznesi değilsiniz demektir ki, o zaman üstünüzdeki (Karşınızdaki) gücün nesnesi durumunda kalıyorsunuz veya gücünüzü idare edemiyorsunuz demektir...
Yani, oyun kurucu değilsiniz demektir...
[Ne diyordu o otomobil lastiği reklamındaki söz; "Kontrolsüz güç, güç değildir"...:)))]
İşte, avamın yüzde 49'u bunu anlamıyor...:)))
Türkiye'yi parçalamak isteyenler silahlandırılırken, senin "Yurtta sulh, dünyada sulh" şiarını öne sürmen, bu şiarın özünü kavramadığını gösterir sadece...
Çanakkale'yi, Kurtuluş Savaşı'nı kavramadığını gösterir...
'Belge açıklayanlar'ın 'Kıble'sini gösterir...
"Bağımsızlık benim karakterimdir" denmiş olsa da...
Velhasılı, Türkiye'nin (Mevcut vizyonun) derdi ne hilafet ne şeriat değildir, değerli hocam...
Selam ve saygılarımla.