- 1206 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
DİYALOG SAFTATASI... (PAYLAŞIM)
DİYALOG SAFSATASI
Bir yandan aziz vatan evlatlarımızın kan ve canlarına kasteden Türk- İslam düşmanları, diğer yandan da gençlerimizin imanlarını çalmak için geceli gündüzlü uğraş vermektedirler.
Bu sinsi oyunlarının planlarını yüzyıllar öncesinden yapan Türk ve İslam medeniyetinin karşısındaki haçlı şer ittifak, günümüzde hızlı bir şekilde uygulamaya sokmaya devam etmektedirler.
İşte, bu sinsi oyunlarının başında “dinler arası diyolog” safsatası gelmektedir. Bu şekilde temiz gençlerimizi tuzaklarına düşürüp imanlarını çalmak en birinci hedefleridir.
Aşağıda Türkiye Gazetesi yazarlarından Muammer Erkul’un köşesinde kaleme aldığı “Diyolog” adlı makalesini, kendi internet sitesindeki yorumlarla birlikte sizlerle paylaşmayı uygun gördüm.
O siteye uğrayıp sizlerde görüşlerinizi paylaşabilirseniz, bu güzel yazının duymayanlara da duyurulmasında katkı yapmış olacaksınız. İşte sayfanın linki;
www.muammererkul.com/index.php?option=com_content&task=view&id=1622&Itemid=25
Aşağıdaki yazıyı sizlerle paylaşıp, yorumu yine sizlere bırakıyorum…
Diyalog
-Demek isminiz Musa, diye gülümsedi Hıristiyan misyoner... Siz çok akıllı ve aydın bir beyefendiye benziyorsunuz. Yanılmıyorum değil mi?
-Yanılmıyorsun da, sen önce dilinin altındaki baklayı çıkar bakalım, dedi Musa Dayı.
-Hah! Ben de dinler arası diyalogdan bahsedecektim size: Hani, her dine mensup insanların kendi aralarında kaynaşmalarından... Bazı liderlerin, bu alışverişi günümüze kadar nasıl engellediğinden ve dinler arası diyaloğun nasıl kurulması gerektiğinden bahsedecektim... Hıristiyanlar ile Yahudiler zaten iç içe, kendilerine Müslüman diyen Muhammedîlerin de işte bu birliğe dâhil olmanız gerektiğini anlatacaktım...
-Ben zaten kendi oğluma öğrettim dinler arasındaki irtibatı, dedi Musa Dayı. Bunu da babamdan öğrendim. O da dedemden öğrenmiş. Peki sen kimden öğrendin?
-Ben mi, dedi misyoner... Biz bunu Vatikan’dan öğrendik, bir önceki Papa’mızdan. Bu yeni çalışmayı bildiğinizi duymak ise şaşırttı beni!
-İyi dinle: Dedemin ismi Davut idi. Babamın adı İsmail, amcamın adı ise İbrahim... Benim ismimi biliyorsun ki Musa’dır, hanımımın adı Meryem, oğlumun adıysa İsa... Bizler bütün Peygamberlere inanıyoruz; her birini seviyor ve isimlerini ismimiz biliyoruz...
-Çok güzel, bunlar bizim kutsal isimlerimiz...
-Fakat... İslamiyet gelmeden önceki dinlerin insan eliyle bozulup değiştirildiğini siz de bizim kadar biliyorsunuz. Hazreti Meryem’den doğmuş bir insan olan İsa peygambere “tanrı” diyor; son din olan İslâmiyet’i din kabul etmiyor; bizlere yani bütün Müslümanlara dinsiz gözüyle bakıyorsunuz!
-Aslında şöyle düzeltmek...
-Sözümü bitireyim de öyle konuş! Bizler, tarihin her döneminde sizlerle birlikte yaşadık. İslâmın o yüce hoşgörüsü olmasaydı yeryüzünde pek çok insan ırkı tükenirdi!.. Eğer şimdi hoşgörüden, dinler arasında bir diyalogdan bahsedecekseniz; şartlar eşit olmalı: Bir kısmınız tanrı üç, bir kısmınız birdir, diyor... Allah birdir diyenler, Muhammed O’nun resulüdür, demiyor!..
Sen şimdi git ve bana bunları anlatmak için; annesinin adı Emine, hanımının ismi Ayşe kızının adı Fatma olan... Ve kendi ismi Mahmut veya Mehmet olan bir arkadaşını gönder ki; o aynı zamanda “Birdir Allah” derken; “Muhammed Resulallah” da desin!
Birlik ve dinler arası diyalog ancak böyle olur!
MUAMMER ERKUL
03.10.2008 /TÜRKİYE GAZETESİ
YORUMLAR
1. 04-10-2008 03:00
DİYALOG / HERKESE OKUTMALIYIZ
Vatikan ve Kiliseler Birliği adına "DİNLER ARASI DİYALOG" fikrini ortaya atan misyonerler teşkilatının lideri LOUIS MASSIGNON’un Misyonerler Zirvesinde yaptığı konuşma aynen şöyledir:
" Müslümanların her şeyini tahrip ile mahvettik. Dinleri, inançları, ahlakları, dine bağlılıkları ve insani duyguları mahvoldu. Onların milli-manevi değerlerini "Batı Medeniyeti?!" potasında eriterek kendimize benzettik. İslamiyet’den uzaklaştırdık. İslamiyet’i öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı ve Kur’an-ı Kerim öğrenmeyi suç ve gericilik olarak göstermeyi başardık. Artık çoğu, hiçbir şeye tam olarak inanmıyorlar. Ehli sünnet itikadı başta gelen düşmanımızdır. Bu itikadı, geçmişe sapık inançlara kanalize ettik. Son yıllarda ise Müslüman görünen bazı ilahiyatçılarla, 14 asırlık dinlerini, itikadlarını, ibadetlerini tartışır hale getirdik. Derin bir boşluğa düşürdük. Bundan sonra siz misyonerlerin işi, daha da kolaylaştı. Maaş bağlayarak, vize vaadi, yurtdışında iş imkanı hatta fuhşu kullanarak Müslümanları hristiyan yapınız..."
Mustafa Necati Özfatura
Türkiye Gazetesi
İşte hristiyanların diyalogdan anladığı bu. Ilımlı İslam projesinin önayağı haline gelen diyalog mason Abduh tarafından dillendirilen "İbrahimî dinler" projesinin bir parçasıdır. Mezhebsizlerin destek verdiği projelerden biridir. Bu konuda müslümanlar çok dikkatli davranmalıdır.
-Ne diyaloğu be yahu! Belli başlı bir anlayış kökünde beraber olup ta dallarında ayrı olanlar arasında tutturabilecek hangi aşı olabilir? Her birinin ne yediği ve ne ile beslendiği malûm , KARTALLA-KARGA nasıl diyaloğa girebilir?"
Necip Fazıl Kısakürek - Büyük Doğu
Mehmet Oruç Hocanın Dinlerarası Diyalog Tuzağı kitabını her müslümanın okuması gerekir...
Gizli kardinallere DİKKAT!
AHMED
2. 04-10-2008 03:04
HERKESE OKUTMALIYIZ...
Muammer abicim; bu yazıyı gazeteden okuyunca hemen size bir şeyler yazmak geldi içimden... Bir de baktım ki aynı yazıyı buraya taşıyıp, yorum yazmak kolay olsun diye bir de not düşmüşsünüz... Ehhh... Bu kadar olur diyorum...
Abi; sözü fazla uzatmaya gerek yok... Bu yazı öyle hoş olmuş ki o kadar olur...
Helal olsun Musa’ya.. Helal olsun size...
Bir daha okumalı aklımıza, kalbimize yazmalı, bu yazıyı herkese okutmak için çalışmalıyız, diyorum...
Sevgiler kere sevgiler...
KADİR ÇETİN
3. 04-10-2008 22:37
TORUNLARIMIZ İÇİN EN BÜYÜK BELA
Gerçekten çok güzel cevap vermiş, hatta konuşturmamış bile o misyoneri Musa Dayı. Kestirmeden işi bitirmiş. Bu gün, biz Müslümanlar için, özellikle çocuklarımız için en büyük bela bu diyalog tuzağıdır. Belayı azim yani. Cenabı Hak torunlarımızı bu bela ve musibetten korusun. Bunlara aldanan Müslümanlara da ne kadar yazık ki, kendilerini Müslüman sanıyorlar, ama imanları yok. Niçin? Çünkü "La ilahe illallah kâfidir, Muhammedün Resulullah demeye lüzum yok" diyenin imanı gider, kafir olur.
Bilmem anlatabildim mi?
ABDÜLLATİF UYAN
4. 05-10-2008 00:52
RADYODA OKUNDU
Sevgili ve sayın abicim,
Cuma günkü bu yazınızı mailimdeki bütün herkese gönderdim.
Ayrıca TGRT FM’de yayınlanan "Makaleler Arasında" programında makalenize yer verildi... Ellerinize, yüreğinize ve dilinize sağlık...
İRFAN ATASOY
5. 05-10-2008 00:53
ARNAVUTLUK’TA DURUM
Misyonerlerin burada (Arnavutluk’ta)sundugu din hoşgörüye dayalı. Açıkçası (argo olacak ama) damardan giriyorlar.
Bir arkadaşımı kiliseye davet etmişler. O Müslüman olduğunu söylemiş.
Olsun demişler. Biz AHLAK dersi veriyoruz, demişler...
İlginç insanlar, mesela bütün misyonerler aynı kıyafeti giyiyor. Kim misyoner anlıyorsun...
Para toplamıyorlar. Onlara uyanlar Hıristiyanlığı yayacak. Kiliseye gidiyorlar belli günler, dua ediyorlar...
Şunu duydum; misyonerler çok para alıyorlarmış yaptıkları bu işten dolayı...
ÇİĞDEM
6. 05-10-2008 00:57
SİNSİ OYUN: DİYALOG VE PANZEHİRLERİ
Akıl ve mantık kuralları çerçevesinde herşey o kadar berrak ki... Maalesef bunu görmekte zorlanan dimağlara anlamakta güçlük çekiyorum. Bakın size bir örnek. İmanın şartlarından olan Allah-ü tealanın peygamberlerine ve kitaplarına inanmak bu diyalog safsafatasını beyinlere kazımak isteyenlerin gözden geçirmesi gerekir. Bizler Musa aleyhisselam’a da, İsa aleyhisselam’a da ve onlara gönderilen kitaplara da -aslına uygun, tahrif edilmemiş- inanıyoruz. Peki diyaloğun başını çekenler ve Türkiye mümessilleri niye Hazreti Muhammed -sallalahü aleyhi vessellem-’i hak peygamber olarak kabul etmiyorsunuz? Her gelen yeni din diğerini nesh ediyorsa ve bunu özellikle Hıristiyanlar kabul etmişse daha ne demeli? Bize mantık ve akıl öğretenleri tüm bunları gözden geçirmelerini ve aklı selime davet ediyorum. Bizlere düşen en büyük görev, gelecek nesiller için, Allah’ını ve Peygamberini bilen bireyler yetiştirmek, bu eğitimi de ehli sünnet alimlerinin bildirmiş olduğu kitaplarla sağlamak lazımdır. Yoksa bunun altından ne bizler kalkabiliriz ne de bizi bu yükün altından kaldıracaklar çıkar. Vakit hiçbir zaman geç değildir. Ne güzeldir ki bu milletin beyninden, dilinden ve gönlünden o yüce ’Allah’ lafzını silemediler, silemeyeceklerdir. Bütün sıkıntıları da bu değil mi? Uyanık olmalılıyız! Ayrıca diyaloga ve misyonerlerin faaliyetlerine karşı Harputlu İshak Efendi’nin yazmış olduğu ve Hakikat Kitabevi tarafından yayımlanan "Cevap Veremedi" adlı kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Bu mübarek kitapta dört incil, yahudilik, tevrât ve talmud hakkında geniş bilgi sunulmuştur. Online okumak isteyenler için link aşağıdaki gibidir. kitap.hakikatkitabevi.com/cgi-bin/cgi.exe/cvbvrmd/query=*/doc/%7B@1%7D
GENCO DEVRİM
YORUMLAR
Sultan Yürük yorumu... 2
Terbrik ediyorum bu konuyu ele alan Muammer Erkul dostumuzu...
Ve dahi okunmasını sağlamak amacıyla buralara taşıyan Kadir Çetin bey kardeşimizi de kutlarım.
Ben de elimden geldiğince bir çok adrese göndermeye çalıştım ve daha da çalışacağım inşallah.
...
Yabancı rumuz alan kardeşlerim, anladınız mı şimdi bizlere düşman olanların ne yapmak istediklerini?
Bu konu çok önemli çoook!..
Amman dikkat!..
Dikkat etmezsek, imanımızı korumamız zor olacak yoksa.
Onların amacı bize şeytanlık etmek.
Ne olur uyanalım, uyanalım da çocuklarımız ve torunlarımız da bu şeytanlara uyarak, yozlaşmasınlar.
Yoksa ellerimizle cehennem ateşine itmiş oluruz hem kendimizi, hem de gelecek neslimiz olanları...
Bu konuyu gündeme getirip, uyanmamıza yardımcı olanlardan Yüce Rabbim razı olsun inşallah.
Saygım ve dualarımla selamlar... Sultan Yürük
Fikrinize aynen katılıyorum Muammer Erkul.
Çünkü aynen sizin düşündüğünüz gibi düşünerek, "Ergenekon" adının güzelim manasından öte, başka ve hoş olmayan bir manâda kullanılmasını yadırgayıp duruyordum.
Yazılacak çok şeyler var aslında.
...
Siz bir mektepsiniz...
Yeni neslimize belki de derslerinde okutulmuyor bile "Ergenekon destanı".
Belki de şu an yetişmekte olan çocuklarımız bilmiyor bile bu efsanemizi.
Tebrik ediyorum sizi.
İnşallah ilgililer duyar da, ERGENEKON asıl manasında kalır...
Saygım ve dualarımla selamlar...