- 721 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
Bir Sevda Öksesinde
Ah, karartmaya çalıştığım dehlizlerimde en sakin anlarımda ansızın sesinle vuruyorsun beni. Ansızın ve cıvıl cıvıl gülüşlerinle. Ansızın ve aradan onca zaman geçmemiş gibi… Kıvranmalarıma, suskunluğuma, zavallılaşmama o kahredici ilgini zımpara edip öyle abanıyorsun, sesinle öyle kanırtıyorsun ki ömrümün yarısına denk düşen şu mengene zamanı.
Beynimi burgaçlanmaktan kurtarıp kendimden sıyrılmak; insanlara, ağaçlara, hasılı senden gayrı her şeye ilgiyle sarılmak derdine düştüğüm her yeni ışıklı günde senin ısrarcı gölgen. Yirmiüç yıl önceki yüzün, Boşnak lehçeli ağzın ve o buğday sarısı perçemlerin ucunda sallanan iki çakır göz.
(Anlayamıyordum… Gündüz kapıyı açan çilingire teşekkür diye şiir okuduğumda senin sözlerinle kutsadı beni; “Ciğerinizi dilimleyip sözünüze sarıyorsunuz.” Çırılçıplak cinnetimin komşu penceresinden uzatılan çarşafla giydirildiği o akşam herkes senin yüzünle yanaştı bana. Senin ağzınla gülümsedi evliya bıyıklı ambulans şoförü, ivecen polis memuru senin gözlerini takınıp seyretti gözlerimi, ekin demeti saçlarını sencileyin savurup rüzgarıyla kavurdu beni o hemşire.)
Yaşlanmak ne olgunlaşmakmış bir sevda öksesinde, ne de yaralarını örtülere saklayıp çocuk sesleriyle dolu bir bahçenin tadına varmak. Bugün, burada, bu ciğeri ağaç dallarında sürüklüyor ve ardından da kalp yangınımın küllerini eşeliyorsam hala eğer; sen yoksun diyedir. Sen öyle çok yoksun ki, son sözlerini söylemekte olduğunu hisseden bir şairin satırlarında konuşuyorsun ısrarla, sesini gönderdiğin her gün daha büyüyor yokluğun.
İnsan olgunlaşmaz, olsa olsa acılarını olgunlaştırır.
Sesinin kimyası üretiyor bu onmaz kederi, sende kulağımdan gayrı tüm bedenim ah.
YORUMLAR
Avni Çakar
Başka kapılarda debelenmeler...
Kendi kilitlerine yanaşmaya cesaret edememekten olabilir mi?
Şair ve yazarlığımız, çilingirlerin maymuncuklarını söze vurmak arzumuzun yansıması mı acep?
Her birimiz kilitlenip anahtarı cebine koyanlar uğruna mı bu hallerdeyiz?
Saygı ve selam ile.
deniz-ce
Kapıyı tıklatmaya cesareti olmayanlar da muhtemel başka kapıların aralığından gördüklerine tutulup, kalmışlardır orada.
Sonra başka kapılar, pencereler...
Hem okumak değil midir, kendi içimize bakmaya cesaretimiz olmadığında sığındığımız liman.
Öyle bir liman ki gözlerimizi içimizden uzaklaştıran ya da tam tersine içimize içimize diken!
Anahtarı cebine koyanlara da selam olsun bu vesileyle...
Avni Çakar
Avni Çakar
Övgünüz harmanımın gönüle düşen taneleridir. Hürmetle.