- 568 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAK
Eskiden adalet saraylarının duvarlarında bir özlü söz yer alırdı. "Adalet mülkün temelidir." Herhangi bir şekilde mahkemelere işi düşen vatandaşlar, uğradıkları haksızlıkların adalet eli ile giderileceğine sonsuz bir şekilde inanır, böylece gönülleri bir nebze de olsa ferahlardı. Günümüzde insanlarımızın adalete olan inancı artık eskisi gibi değil. Zayıfın, haklı bile olsa, hakkını alabileceğine ise kimsenin inancı kalmadı.
Zengin ve güçlü olanların, adaleti kendi yararlarına istedikleri gibi kullandıkları, istediklerini yaptıklarını, çeşitli uygulamalar ile günlük hayatımızda görüyoruz.
Bir zamanlar elektrik kullanımında bir kayıp kaçak bedeli vardı. Tüketiciler dava açıp kayıp kaçak bedelinin haksız bir kazanç olduğunu bunun alınmaması gerektiği hususunda mahkemeden bir karar almışlardı. Ama bir müddet sonra idare; aracı şirketler yararına, tüketicilerden kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli sayaç okuma bedelinin alınacağına dair kanun çıkardı.
Siz çocuğunuzu 6-7 yaşlarından itibaren okula göndererek gelecekte emekli olmasını temin için seneler boyu masraf yapıyorsunuz. Yetişip bir baltaya sap olabilen çocuğunuz emekli olabilmek için en azından 5000 veya 7200 gün prim ödemesi yapacak ki 55- 60 yaşında emekli olabilsin.
Ancak kanun koyucu bir yasa ile; ilkokul mezunu bile olsa bir vekilin iki yasama yılı sonunda emekli olabileceğini ve ömür boyu yüksek bir maaş alabileceğini öngörüyor...
Bedelli askerlik diye bir şey çıkarıldı.. Parası olanlar belli bir rakamı ödediklerinde askerlikten muaf oldular. Parası olmayanların bazıları askerlik hizmetini tamamlamak için gittikleri bölgelerde terör yüzünden canlarından oldular.
Belki gelişigüzel seçmiş olduğumuz bu örnekler hak ile ilgili uygun örnekler değil diye itiraz edebilirsiniz... Ancak kafanızı ellerinizin arasına alarak düşündüğünüzde ortada genel kriterlere uymayan, vatandaşların yararına olmayan bir takım şeylerin döndüğünü göreceksiniz... Yıllardır aynı kablolardan evinize gelen elektriğe enerji dağıtım bedeli uygulanmadığı halde son dönemde birdenbire bunun yasalaşmasının kime yarar, kime zarar sağladığını sorgulayabilirsiniz. Eşitlik ilkesi içerisinde, fakir ve zenginin aynı askerlik hizmetini yapmasının neden farklılaştığını düşünebilirsiniz. Düşünürseniz siz veya evladınızın 30-40 sene çalışarak, cüzi bir ücretle emekli olması ile vekile uygulanan emekli statülerinin, kaçıncı sınıf vatandaş olduğunuzu sorgulamanıza yol açabilir. İşte bu durumda kaldığınızda hakkınızı alabilmek için ne yapacaksınız? Gidebileceğiniz bir mercii, yapa bileceğiniz herhangi bir şey var mı? Bir düşünün...
İste böyle bir ortamda insanların mutlu olmaları, geleceğe güvenle bakabilmeleri, psikolojilerinin düzgün olması, üretim yapabilmeleri mümkün müdür?
Ben bütün kalbimle yapılmış veya yaptırılmış bu yanlışların ortadan kaldırılacağına, vatandaşın hakkının verileceğine dair umutlarımı taşımaya devam ediyorum... Umarım ki bana hayal görüyorsun demezsiniz...
M. Sabri Haberveren
23.01.2017- İstanbul
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.