- 908 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
MÜMİN MİSİNİZ YOKSA ACİZ Mİ?
Evet hanımlar beyler, mümin misiniz yoksa aciz mi? Bu ikisi çok ince bir çizgiyle birbirinden ayrılır ve birbirine tamamen zıttır. Bizim Türk halkının bildiği ama anlamadığı, anlasa da anlamazlıktan geldiği bir kelime vardır, biz ona tevekkül diyoruz. Önce tevekkülü anlayalım. Siz çalışırsınız, çok çalışırsınız, ölümüne çalışırsınız ve daha sonra da Allah’a dua ederek işinizin olmasını dilersiniz. Peki biz ne yapıyoruz, çok zekiyiz ya hani. Hiçbir icraat yapmadan, dirsek çürütmeden her şeyi Allah’tan bekliyoruz. Armut piş, ağzıma düş. Ama öyle olmuyor.
En basitinden şu büyük küçük dünya ülkelerine bir bakalım;
1)Avrupa ülkeleri: Almanya, Italya, Rusya, İsveç, İngiltere, Belçika, Hırvatistan, İsviçre, Hollanda, Fransa, Sırbistan, Çek Cumhuriyeti...
Bu ülkelerin karakteri ve kaderi şu şekildedir:
Yıllar boyunca medeniyete katkı sağlamış, kültürel ve siyasi olarak birbirleriyle etkileşimli bir şekilde yaklaşık 1000 yıl öncesinden buralara kadar gelmiştir. Karakteristik özellikleri disiplin, saygı, sevgi, işine sadakat, ciddiyet, alçakgönüllülük, çalışkanlık ve iman. Peki bu nasıl olur? Yani hıristiyanlığı seçen büyük bir kitle nasıl olur da hem çalışkan hem de dürüst ve imanlı olur? Cevabı basittir, dinler çoktur, yaratıcı bir. O yaratıcıya inanırsanız zaten nasıl inandığınız hiç de önemli değildir. Gerçeği gören Alman da olsa İzlandalı da olsa başarıya ulaşacaktır. Ve bu ülkelerde genel olarak düzen hakimdir. Her şey belli bir düzen içindedir ve sistemli bir bütündür. Sistem+istikrar+azim+tevekkül= başarı formülünü benimsemişlerdir.
2) Kuzey-Güney Amerika ülkeleri: Arjantin, Uruguay, Brezilya, ABD, Kanada, Panama, Peru, Meksika, Şili...
Bu ülkelerin karakteri ve kaderi şu şekildedir:
Tarih boyunca büyük çoğunluğu İspanya sömürgesinde yaşayan bu devletler genel olarak medeniyete katkı sağlamış, kültürel ve siyasi olarak birbirleriyle ve diğer ülkelerle etkileşimli bir şekilde yaklaşık 1000 yıl öncesinden buralara kadar gelmiştir. Karakteristik özellikleri hırs, duygusallık, zeka, tutku, estetik, işine sadakat, alçakgönüllülük. Genel olarak hızlı duygu değişimleri yaşarlar, hırsla çalışırlar, yenilgiyi kabullenmezler, azimlidirler. Tarih boyunca İspanya sömürgesinde yaşamışlardır ve hıristiyanlığı seçmişlerdir. Avrupalılardaki alçakgönüllülük ve tevekkül özelliği bu ülkelerde de mevcuttur. Zaten en büyük ortak özellikleri de bunlardır. Sistem+istikrar+azim+tevekkül+tutku= başarı formülünü benimsemişlerdir.
3)Afrika ülkeleri: Cezayir, Kamerun, Mısır, Tunus, Nijerya, Fas, Gana, Fildişi Sahilleri, Kongo...
Bu ülkelerin karakteri ve kaderi şu şekildedir:
Tarih boyunca İngiliz ve Fransız sömürgesinde yaşamışlardır ve genel olarak ikincil karakterdirler, yani asimilasyona uğramışlardır, kölelik sisteminin getirdiği itilmişlik yüzyıllardan günümüze kadar devam etmektedir. Bazı ülkeler gelişmiş olmasına rağmen büyük çoğunluk gelişmemiştir. Ve bu ülkelerde genel olarak açlık, sağlık sorunları hakimdir. Ekonomisi tarıma dayanan bu ülkelerin karakteristik özellikleri itilmişlik, azim, düzensizlik, özgürlük, özgünlük, doymamışlık, iman. Afrikalılar İngiliz ve Fransız sömürgesinde yaşamanın da etkisiyle hıristiyanlığı seçmişlerdir fakat hatrı sayılır miktarda da müslüman afrikalı devlet bulunmaktadır. istikrar+azim+tevekkül+tutku= başarı formülünü benimsemişlerdir.
4) Asya ülkeleri: işte bizim karakteristik özelliklerimizi en çok yansıtan ülkeler. zaten biz de bu gruptayız. Çin, Hindistan, İran, Türkiye, Suudi Arabistan, Japonya, Güney Kore, Kuzey Kore, Pakistan, İsrail, Kazakistan, Suriye, Kırgızistan, Özbekistan...
Bu ülkeler tarih boyunca istilaya uğramışlardır. Hindistan, Pakistan tarzı ülkeler ingiliz kültürüne asimile olmuşken Çin, Japonya, İran, Kazakistan gibi ülkeler tarihi ve kültürel özelliklerini korumuştur ve siyasi alanda belli bir yere sahip olmuştur. Bu ülkelerin pekçoğu savaş ve sefalet içindedir ayrıca bilimsel ve ekonomik olarak kötü konumdadır. Büyük çoğunluğu Müslüman olmakla birlikte Hıristiyanlık, Taoizm, Şintoizm, Budizm gibi inançları benimseyen ülkeler de mevcuttur. Bu ülkeler genel olarak Allah inancını içlerinde taşırlar ve çalışmayı ilke edilmişlerdir. Ancak dine kendilerini fazla kaptıran ve siyasete, spora dini alet eden skolastik düşünce yüzünden bu milletler tam özgür olamamışlardır. Sistem+azim+istikrar= başarı formülünü benimsemişlerdir.
Peki bizim yapmamız gereken nedir? Avrupanın disiplinini ve iş ahlakını, Amerikanın tutku ve hırsını, Afrikanın özgürlük ve azmini, Asyanın ahlak ve istikrarını alıp kendi ekol ve kültürümüzü oluşturarak ilerlemeliyiz. Yani hiçbir şeyi eksik yapmayıp yürekten çalışarak ve tevekkül ederek başarıya ulaşabiliriz. Tevekkül kavramı bizim için ve dünya için sandığımızdan daha önemli. Peki siz de şimdi kendinize sorun; mümin misiniz yoksa aciz mi?
YORUMLAR
Meselenin aslı kapalı olmakta yatıyor, kabuğunu kıramamış, irade ipotek edilmiş, sindirilmiş,uysallık öğretilerine aldanır konumdayız ve ufku açacak insanlara karşı güvensizlik sendromu yüklenmişiz..
Değerlerimize önem vermiyoruz, bizden olmayanların rüzgarında daha kolay sürükleniyoruz..
yakın zamandan örnek verecek olursam... Irak halkı Coni'yi Saddam'a tercih etti, ett,ğine şimdi bin pişman, Saddam'ı arıyor artık eline geçmiyor..! Bu yanılgıya içimizde de çok kesimler düşmüş durumda, Bizim bizden başka dostumuz yoktur, bizden olmayanların dostlukları, göstermelik ve samimi olmayan sinsiliklerdir, akletmemiz gerekiyor..
çok güzel değerli bir yazı kaleme almışsınız..
teşekkür ederim..
Taha Yasin Gülbeyaz tarafından 12/7/2017 11:34:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
Anlatılmaya çalışılan gerçek, yaşamsal kavramlar, içerik muhteviyatı, vurgulamalar, yalınlık ve samimiyetiyle akl-i selim ve moral değerlerle mutabık muhteşem bir makale! Kutlarım sagduyulu ve değerli kalem dostumuzu...
Sizler gibi duyarlı, sagduyulu, samimi ve bilinçli kalemlerin/ insanların çoğalarak dünyamızı daha yaşanılır kılması dileğimle, dostlukla...
Mesele mümin misiniz yoksa aciz mi meselesi değil, mesele üretimde ve sermayede görülen temerküz (concentration) öyle yüksek bir gelişim basamağına ulaşmıştır ki bu gelişme o ülkenin kendi kaderini belirliyor. Bunca sömürüyü ellerinde tutan tekeller bahsettiğiniz ,Cezayir, Kamerun, Mısır, Tunus, Nijerya, Fas, Gana, Fildişi Sahilleri, Kongo gibi ülkeleri geri bırakmıştır. Onların iş ahlakı tutkusu hırsları ve başarılarının altında yatan öz sermayesi bahsettiğim sömürge anlayışından gelir.