Kavramak için görmek, görmek için de dikkatle bakmak gerek! - pitigrilli
sami biberoğulları
sami biberoğulları

HEP AYNI TERANE : MÜFTÜLERE NİKAH KIYMA YETKİSİ VERİLMESİ MESELESİ.

Yorum

HEP AYNI TERANE : MÜFTÜLERE NİKAH KIYMA YETKİSİ VERİLMESİ MESELESİ.

9

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1059

Okunma

HEP AYNI  TERANE : MÜFTÜLERE  NİKAH  KIYMA  YETKİSİ  VERİLMESİ  MESELESİ.

HEP AYNI TERANE : MÜFTÜLERE NİKAH KIYMA YETKİSİ VERİLMESİ MESELESİ.




Bilmem seyrettiniz mi? Oldukça güzel bir tiyatro eseridir ’Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü? ’

Bu eseri doğrudan doğruya tiyatroda seyretmedim ama gerek televizyondan gerekse internetteki cd lerinden bir kaç seyretmişliğim vardır.

Tabii ki şimdi oturup da bu eseri anlatmayacağım sizlere. Ama başlığımızla ilgili bir bölümünden bahsetmeden de geçemeyeceğim

Yılmaz Erdoğan’ın yazıp yönettiği ve ayrıca çok önemli olmasa da rol aldığı bu eserde oyunun lokomotifi Demet Akbağ’dır. ( Oyundaki adı Gülseren ) Onun dışında daha pek çok tanıdığımız sanatçılar yer alır oyunda. Söz konusu edeceğim sahnede rol alanlar ise Bican Gündoğan( Oyundaki adı Nevzat bey ) ve Demet Akbağ’ın yani oyundaki adıyla Gülseren’in annesidir ( Zerrin Sümer )

Yaşlı Nevzat Bey de Gülseren’in annesi de şikayetleri olan iki yaşlı ve mızmız insandır.

Gülseren’in annesi öncelikle tek eğlencesi olan televizyonunun kızı tarafından sokağa atılmasından şikayetçidir ama daha da şikayetçi olduğu konu kızının gül gibi (!) bir kasabın evlenme teklifini reddetmesidir. Eğer kızı o kasapla evlenmiş olsaydı bir tarftan et yerken bir taraftan oturup televizyon seyredecekti. İşte bunu anlatır yaşlı Nevzat Bey’e

Nevzat Bey’in derdi ise aynı evi paylaştığı bu insanların, evinden çıkmasıdır. Gülseren’in annesi et ve televizyon derdindeyken o ne anlatırsa anlatsın Nevzat Bey ’ Çıkın evimden ’ demektedir.

Sadece ona değil tabii ki. Gülseren’e de ’ Çıkın evimden ’ demektedir. Daha da dahası, o evin kapısından kim içeri girerse ’ Çıkın evimden yahu. Mönşen Gladbhtan oğlum gelecek, Bayern Münihten oğlum gelecek ’ gibi laflar etmektedir. Ve daha da komiği Nevzat Bey o evin sahibi filan da değildir. Kafayı sıyırmış bir yaşlıdır hepsi o. Papağan gibi hep ’ Çıkın evimden ’ Diye tekrarlamaktadır. Veyahut da eski ve çizik bir plak misali iğne çizik kısım üzerinde sabitlendiğinden hep aynı şeyi söylemektedir: ’ Çıkın evimden ’ Oyundaki oyuncular ona ne söylerse söylesinler, ne şekilde kendisinin ev sahibi olmadığını anlatırlarsa anlatsınlar, ya da ortadaki mevzu ne olursa olsun Nevzat bey tek bir şey söyler: ’ Çıkın evimden ’

İşte bu oyundaki Nevzat beyi hatırlarım aynı teraneyi tutturanları gördüğümde.

Bu müftülere de ( ’de’ nin altını bir kez daha çizelim. ) nikah kıyma yetkisinin verilmesi üzerine o kadar çok şey yazıldı çizildi, bu meseleyi artık beş yaşındaki çocuk bile anladı ama bazı kafalara anlatmak mümkün olamadı maalesef. O kafalar hâla aynı teraneye devam ediyorlar ’ Müftülere nikah kıyma yetkisi verildi ’

Anlatamıyorsunuz ’ Müftülere de nikah kıyma yetkisi verildi’ ile ’ Müftülere nikah kıyma yetkisi verildi ’ arasındaki farkı. Onu anlatamadığımız için de vatandaş bozuk plak gibi tekrar ediyor ’ Nikah kıyma yetkisi müftülere verildi ’ Diye.

Oysa daha ilk okul çağlarındaki çocuklar bile ’ Müftülere de nikah kıyma yetisi verildi’ ’ Müftülere nikah kıyma yetisi verildi ’ ve ’ Nikah kıyma yetkisi müftülere verildi ’ cümleleri arasındaki farkı rahatlıkla anlayabilmektedir.

İşte o ’ de ’ nin anlamını kavratamadığımız için o vatandaşlara bu ülkenin yegane sahiplerinin kendileri olmadığını da anlatamıyorsunuz. Dolayısıyla da ’ Çıkın evimden diyorlar sık sık.

Sonuç?

Sonuç genellikle aynen Gülseren’in yaptığı gibi oluyor tabii ki ’ Tamam tamam en yakın zamanda çıkacağız ’ Deyip bu bunaklara aldırış etmiyoruz. Yani zamanımızın gözde ifadesiyle ’ He yav he ’ deyip geçiyoruz.

’ He yav he ’ deyip geçmeyenlerimiz de var. Onlar da oturup gereksiz ve lüzümsuz bir şekilde bunlara Atatürk’ün nikahını da bir müftünün kıydığını, ( İzmir Müftüsü Rahmetullah Efendi ) O müftünün 14 Mayıs 1915 de ’ Bu sakalım kanımla kızarabilir, ama bu alna Yunan alçağını sukûnetle selâmlamış olmanın karasını sürerek Huzur-u Ilâhiye çıkamam” Dediğini anlatıyorlar.

Ne kadar gereksiz bir şey. O vatandaşların nezdinde beyaz sakallı biri ancak on on bir yaşında bir kız çocuğuyla evlenir ya da o yaştaki çocukları evlendirir, muta nikahı denen sapıklıklara alet olur, çocuklara cinsel istismarda bulunur. Öyle Yunan alçağının karşısına çıkmak, Milli Mücadele için kanıyla canıyla kendinini ortaya atmak ak sakallıların, hele de müftülerin işi değildir. O beyinlere Ne Rahmetullah Efendiyi, ne Denizli Müftüsü Hulusi Efendiyi anlatamazsınız.

Siz onlara ’ Atatürk’ün nikahını da bir müftü kıymıştı ’ dediğiniz anda ne cehaletiniz kalır ne yobazlığınız ve bir de küfür yersiniz ’ Ulan geri zekalı ! Atatürk’ün nikahı kıyıldığı 29 Ocak 1923 de Türk medeni Kanunu yürürülüğe girmiş miydi?’ Diye... Bir de tarih dersi verirler size.

Yani demem o ki aslında Gülseren’in yaptığı gibi ’ he he ’ Deyip sallamamak varken ne diye hâla bu vatandaşlara bir şeyler anlatmaya çalışıyoruz onu da anlayamıyorum.
..........................................

Bu arada...

Dün ilk kez bir müftü tarafından resmi nikah kıyıldı.

Milli Savunma Bakanımız Nurettin Canikli’nin oğlu Furkan Canikli ile Rabia Tuna’nın nikahlarını Ankara Müftüsü Mehmet Sönmezoğlu kıydı. Nikah şahitleri ise Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve Meclis Başkanımız İsmail Kahraman’dı.

Şu ana kadar ne başımıza taşlar yağdı ne de kıyamet koptu... Bazı vatandaşlarda gaz şişkinliği ve hazımsızlık yapması dışında 1926 yılından bu güne kadar yapılmış ve yapılmakta olan resmi nikahlardan hiç bir farkı yoktu.

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Hep aynı terane : müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesi meselesi. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Hep aynı terane : müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesi meselesi. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HEP AYNI TERANE : MÜFTÜLERE NİKAH KIYMA YETKİSİ VERİLMESİ MESELESİ. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Halit Kesler
Halit Kesler, @halitkesler
6.12.2017 20:35:59
Kalemine emeğine sağlık Sami hocam neden bu kadar yaygara yapılıyor.
Kıçını kokladıkları batı da nikahı papazlar kıymıyor mu?
En azından imam ve müftüler nikahı kıyarken besmele çekecek, hangi memur çekiyor.
Daha yazarım da terbiyem bozulacak hocam.

Saygılar
İBRAHİM YILMAZ
İBRAHİM YILMAZ, @ibrahimyilmaz1
6.12.2017 18:49:02


İBRAHİM YILMAZ tarafından 12/6/2017 5:49:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
İBRAHİM YILMAZ
İBRAHİM YILMAZ, @ibrahimyilmaz1
6.12.2017 13:32:20





İBRAHİM YILMAZ tarafından 12/6/2017 5:35:45 PM zamanında düzenlenmiştir.
İBRAHİM YILMAZ
İBRAHİM YILMAZ, @ibrahimyilmaz1
6.12.2017 12:35:31


İBRAHİM YILMAZ tarafından 12/6/2017 5:36:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
Filiz Şahin.
Filiz Şahin., @filizsahin-
6.12.2017 12:31:46
BEN DE MERAK EDİYORUM
Neden buna gerek duyuldu neden müftülere DE imamlara DA nikah kıyma yetkisi verildi?
dünde ismi lazım değil bir bay üye coşa gelmiş yazmıştı sözüm ona tenkit ediyor ama kullandığı resimde kız çocuğu ve sakaldan ibaret bir herif ( rahatsız olduğum içinde böyle tarif ettim)

tamam anladık müftünün kıydığı da resmi nikah belediye nikahı ama neden din adamlarının nikah kıymalarına gerek duyuldu?



ayrıca şu papaz nikah kıymıyor mu zırvasının yanlışlığı lütfen sen izah et Müslüman Hristiyan ya da Yahudi ya da Mecusi vb. onara benzemelerinin yasak olduğunu anlat rica ederim, bunlar nasıl Müslümansa ona buna benzemek derdindeler tövbe yarabbi


Filiz Şahin. tarafından 12/6/2017 11:34:28 AM zamanında düzenlenmiştir.
Recep Şahbaz
Recep Şahbaz, @recepsahbaz
6.12.2017 11:29:53

SN mümin hocam dinimizde resmi nikahtan sonra evde cami imamı gelir dini nikah kıyılırdı hırıstiyanlarda papazlar nikah kıymıyormu ,ki bizde çok görülüyor ,illaki dini nikah olacak diyede bir dayatma yokki şimdiye kadar büyük şehirlerde resmi nikah kıyıldıktan sonra dini inancları geregi nikah kıydıran kaç kişi varki dini alet ediyorlar .Toplumumuzda öyle şerefsiz insanlar varki her şeyi büyütüyorlar dürüstlere sözüm yok,70 yaşındaki bir insanında 11 yaşındaki kızla evlenmesi ise şerefsizligin danıskası o cocugu 70 yaşındaki şerefsize veren anne babada şerefsizdir kuran kurslarında o ahlaksızlıgı yapan şerefsiz din adamları dinlen alakası olmayan kişilerdir basında yazılıyor ama hiç birinin ceza aldıklarını dogrusu pek duymuyoruz kanunlarımız yetersiz demekki 550 millet vekili ne için secilmişlerdir bu tür yanlışlıklar devamlı yapılıyor neden kanun maddesi cıkarmıyorlar işlerinemi gelmiyormu kendi başlarına gelse ne yaparlar merak ediyorum daha yazılacak çok şey var toplumun kanayan bir yarası malesef saygılarımı sunarım
chaotica
chaotica, @chaotica
6.12.2017 09:45:51
Beni saymazsak...

İlk toplum modellerinde klan birleştirmek için araya atkı atmanın bir versiyonu olan evlilik, tarihin hiçbir döneminde birey algısındaki ütopik tanıma oturmadığı gibi, ders kitaplarındaki tanımla toplumun çekirdeği olan en küçük topluluk tanımından da öteye gitmedi.

An itibariyle evlilik, bireyi, toplum içinde serseri mayın gibi süzülen kontrolsüz bir bomba durumundan kurtarıp! kendisi hayalî, etkileri gerçek olan bir statükoya bağlayarak kurumsallaştırmanın yegane yoludur. Yanisi nedir? Ferhat, uğruna dağları deldiği Şirin'le evlenseydi de Ferhat mesaiye gidecek, Şirin de ev temizleyip çocuk bakacak, o efsanevi aşk, sıradan bir evliliğe dönüşecekti. Büyük büyük ütopik aşkları aşk yapan daima kavuşamama ön koşuluna sahip olmasıdır. Nihayetinde evlilik, bireyi ve bireyselliği öğütür. Birey üzerinde sürdürülmesi gereken sırtında ekonomik bir kambur, ayağında zincirdir. Çünkü sistem bireyi tek başına ayakta duramayacak biçimde koşullandırır. Uzun mesai saatleri, düşük ücret ve piyasa koşulları, bireyi ekonomik ortaklığa mahkum eder ve hayali bir kurumun kölesi durumuna düşürür. Hal böyleyken, evliliği birey kafasındaki o ideal tanıma yaklaştırmak şöyle dursun, içini iyice boşaltıp mahkumiyete çevirmişken tartışma ne? Nikahımı kim kıysın? Kim kıyarsa kıysın, nikahınızı kıymıyor size kıyıyorlar.

Bu nedenle tartışılması gereken şey bence evliliğin kendisidir.


Dilek USTA
Dilek USTA, @dilek-usta
6.12.2017 03:09:13
"İşte o ’ de ’ nin anlamını kavratamadığımız için o vatandaşlara bu ülkenin yegane sahiplerinin kendileri olmadığını da anlatamıyorsunuz. Dolayısıyla da ’ Çıkın evimden diyorlar sık sık."

Çok manidar bir cümleydi.
Sadece şunu merak ediyorum.. Neden müftülere verildi... Burada ki amaç hem dini hemde resmi nikahı bir arada kıymak için mi... Bu ülkede artık dinin de ,din görevlilerininde suyunu çıkardılar..
Üç çocuk meselesinden ,nikaha kadar insanların tercihine saygı duymayan emri vaki bir durum.
Bir nikah kalmıştı karışmadıkları.. Ne halt ederse etsinler. artık bu ülkede hiç bir şeye şaşırmamak lazım
Bence müftüler kuran kurslarındaki ve yurtlarda taciz edilen çocukları koruma altına alsın.

Selam ve saygılar



Dilek USTA tarafından 12/6/2017 2:09:31 AM zamanında düzenlenmiştir.
Kayzer Şose
Kayzer Şose, @kayzer-sose
6.12.2017 01:45:41
Toplumsal kaygıları anlamayıp bir de bunu savunan yazı yazmanız harika olmuş.


Size sadece şunu sormak istiyorum, muhafazakar kimliğiniz ile ileride bu konuda daha radikal kararların alınmasının ( nikah kıyma yetkisinin belediyelerden alınması vb.) önüne geçebilmenin bir yolunu biliyormusunuz? Yoksa böyle iyi mi?
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.