- 699 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Köpeğin Adı Badi-80 (Son Bölüm)
Kenan Baba köy mezarlığına defnedildi. Hoca’nın dediğine göre, buraya gömülmeyi vasiyet etmiş. Cenaze merasimindeki insanlar, yavaş yavaş mezarlığı terk etmeye başladılar. Birkaç kişi beni sahiplenmek istediyse de Hoca, bu isteklere itiraz ederek son noktayı koydu:
-Badi’yi hiç kimseye vermem. Onun yeri benim yanımdır.
Kenan Baba’nın mezarının üzerine çıktım. Beni görenler buradan indirmek istediler, hepsine hırladım. Kimse cesaret edip de yanıma yaklaşamadı. Gene Hoca girdi devreye:
-Arkadaşlar, Badi’yi kendi haline bırakalım. O ne yapacağını bilir, deyince beni rahat bıraktılar.
Tek başıma kaldım mezarlıkta. Ortalıkta tuhaf bir sessizlik vardı. Rahatlatıcı, biraz da ürkütücü.... Mezarın üzerinden inip gezindim içeride. Çeşmenin yalağından su içtim. Birkaç kuş da vardı benim gibi su içen. Bunlar beni görünce korkup kaçtılar. Mezarların çoğunun başucuna ağaç ekilmiş, hemen hemen hepsi selvi ağacı... Selvi ağacı ekmenin elbet sebebi vardır; sağ kalanlara iletilmek istenen mesajlar olabilir mi?
Tekrar gelip Kenan Baba’nın mezarı üzerine yattığımda ortalık kararmıştı. Uyudum. Rüya gördüm. Hem de ne rüya! Belki de gördüğüm rüya değil, gerçektir:
Kenan Baba ile uzun uzadıya sohbet ettik. Artık ben de tıpkı insanlar gibi konuşabiliyordum. Önce kafama aldığım o darbeden sonra insanların konuşmalarını anlamaya başlamıştım, sonra okumayı öğrendim ve bunu bilgisayarda yazmayı öğrenme takip etti. İşte uyanmadan az önce Kenan Baba ile konuştuklarımız:
-Biliyorum, sen buradan gideceksin. Git arkadaşım Badi. Hayat senin, istediğin gibi yaşama hakkın var. Dedi.
-Evet, doğrusu gitmek istiyorum. Sütkardeşim Aslancık’ı ve Cafer Aga’yı çok özledim. Belki onları bulurum umudu azıcık da olsa var içimde. Gideceğim, ama senden nasıl ayrılacağım. İşte bana zor gelen bu.
-Badi arkadaşım, biz ayrılmayacağız; sen beni unutmadığın sürece ben hep senin yanında, seninle beraber olacağım.
Uyandığımda güneş doğmak üzereydi. Gerçekten de insan gibi konuşabilecek miyim diye birkaç söz söylemek istedim. Hırıltı çıktı ağzımdan, kendimi zorlayınca ise sadece havlayabildim. Rüyaymış.
Kenan Baba’nın mezarına birkaç defa kafamı sürtüp oradan ayrıldım. Bu güzel insanı hiç unutmayacaktım. O beni gerçekten çok sevdi, sevmekle kalmadı bana saygı da duydu. Acaba ondan başka bir hayvana hem de bir köpeğe saygı duyan başka bir insan var mıdır? Hoşça kal Kenan Baba, hoşça kal.
Eve gittim.
Bahçe kapısının altından süzülerek içeri girdiğimde her taraafı bir ölüm sessizliği sarmıştı. Ortalık sisli, pusluydu. Oysa mezarlıkta da geldiğim yolda da sis, pus yoktu. Daha önceki görüntülerden çok farklıydı şimdiki! Kenan Baba’nın otomobili hurdaya ayrılacak bir arabaya dönüşmüş, otlar sararmış, ağaçların tamamı yapraklarını dökmüş, gövdeleri kurumuş, ev çöktü çökecek, benim yuvam birkaç çürük tahtadan ibaret kalmış, duvarlar yan yatmış, demir kapı paslanmış... Ne olmuş buraya? Bir gecede bu kadar değişiklik nasıl meydana gelmiş? Yoksa şu anda yaşadığımı sandığım zaman parçası yüz sene sonrasına mı ait? Evet, bu zaman tüneline ait bir eskitmeden başka bir şey olamaz.
Sokağa çıktım. Bir an önce buradan uzaklaşmalıydım. Çünkü beni götürmek için birazdan Hoca’nin geleceğini tahmin ediyordum. Ona buralardan gitmek istediğimi, onunla kalamayacağımı nasıl söylerdim? En iyisi kaçmaktı. Yola çıkıp, hızlı hızlı yürüdüm. Bir otomobil sesi duyunca ağaçların arkasına saklandım. Yanılmamışım, gelen Hoca’ydı. Arabasından indi, bahçe kapısını açtı, içeri girdi. Birkaç defa bana seslendi...
Daha fazlasını duymak istemiyorum. Kaçmaya başladım. Kaçtı, kaçtım...
Toprak bir yolda yürüyorum, neresi olduğunu bilmiyorum. Şarkımı söylüyorum; biri de benimle beraber bu şarkıyı mırıldanıyor. Kim mi? Kenan Baba....
Kıpır kıpır eder bu yüreğim,
Ben neden serseri bir köpeğim?
Eller uyurken, ben hep gezerim
Ben neden serseri bir köpeğim?
Bitti
(Not: Bu eser yayımlanırsa, elde edilecek telif ücretinin tamamı “Sokak Hayvanlarını Koruma Derneklerine” bağıışlanacaktır. ÖFH)
YORUMLAR
Badi'nin yeniden çıktığı bu yolda Kenan Baba gibi şefkatli ve sevgi dolu insanlarla karşılaşmasını diliyorum. Çevremizde bize ihtiyaç duyan tüm canlılara sahip çıkalım, onların sesi nefesi olalım. Karşılık beklemeden yapılan iyiliklerin bir şekilde bize geri döneceğine inanıyorum.
Teşekkür ve saygılarımla.
Ömer Faruk Hüsmüllü
hocam tekrardan başlamıştım badi bitti...yaşam süresince tüm canlılar hiç aç.susuz kalmasın inşallah selam ve dualarımla
Ömer Faruk Hüsmüllü
Benim sokakta baktığım can 15 gündür kayıp
Badi gibi oldu
Bunu Badi'ye söylemek istedim :-((((
Ömer Faruk Hüsmüllü
Selam ve sevgiler...
güzel eserini her gün okudum hocam..teşekkür ederim sag olunuz..bizim Isparta da hayvanlar için barınak yapıldı hemde çok büyük ama ne yazıkki ulaşılmıyor her badi gibi akıllı hayvana...ALLAHIM bu kış günü hiç bir canlıyı aç ve susuz bırakmasın..dün internetten ilk ben okudm badinin son bölümünü..bugünde sayfadan sagolunuz..yeni mecaralarda buluşmak umudu ile.güller memleketinden selam ve dualarımla
Ömer Faruk Hüsmüllü
Badi gibi daha kim bilir ne kadar zor şartlarda yaşamaya çalışan hayvan var? Aslında Badi'nin durumu bunlardan çok iyi...
Umarım, insanlarımız daha duyarlı olurlar bu konuda.
Isparta'ya selam ve sevgiler...
keyifle okdum yorulmadım sıkılmadım her gün ne yaşadı bıdık badi diye geldim
badinin maceraları devam ederken ülkede hayvan haklarıyla ilgili gelişmeler oldu umut verici, inşallah yasa da çıkarsa daha bir güzel olacak, ama duyarlılık attı, farkındalık oluştu ve yükseldi.
Teşekkür ederim, emeğinize sağlık.
sosyal mesajımızı da yazalım.
SOKAK KÖPEĞİ SOKAK ÇOCUĞU DİYE BİR ŞEY YOKTUR,
SORUMSUZ YETKİLİLER DUYARSIZ TOPLUM VARDIR,
HAVALAR SOĞUDU, BELLİ BİR SÜRE AÇ KALAN KÖPEK VE KEDİLER DONARAK ÖLÜYOR LÜTFEN YEMEK ARTIKLARINI VE BİRAZDA SU KOYUN SOKAKLARA. ONLARDA CAN TAŞIYOR
Sağlıkla Kalın
Ömer Faruk Hüsmüllü
Hayvanlarımızın tümü için ne yapabiliriz ya da ne yapılmalı sorularının cevabını arıyorum. Bu konuda tabii ki yasa gerekiyor ama yetmez. Ayrıca toplumun da hayvanlara, onların yaşam haklarına saygı konusunda eğitilmesi şart.
Selam ve sevgiler...
Filiz Şahin.
düzenli olarak her gün aynı yere yemek ve su koyun sizi görenler olacak ve hatta size katılanlar olacaktır. böyle böyle artacak.
ah hurafeciler var bir de Allaha ve Kur'an'a ve hatta meleklere bu iftirayı atmaktan çekinmezler "köpek giren eve melek girmez" derler ama ALLAH'IN BÖYLE BİR EMRİ YOK KUR'AN-I KERİMDE DE YAZMIYOR. KUR'AN ALLAH KELAMIDIR YAZMIYORSA BÖYLE BİR YASAK YOKTUR. PEYGAMBER ALLAH'IN HARAM DEMEDİĞİNE HARAM DİYEMEYECEĞİNE GÖRE BU BİR İFTİRADIR.
ŞEKLİNDE DÜZLETMELER YAPIYORUM BU KONUDA FARKINLIKLARI ARTIRMAK ZORUNDAYIZ.
SAĞLIKLA KALIN