DÜNYA BUZUL DEVRİNE GERİ Mİ DÖNECEK

• 4 Aralık 2017 Pazartesi 04:27:00

Bizde ve Dünya’da bu soruya cevap olabilecek ciddi araştırmalar yapılıyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden yapılan bir açıklamaya göre yaşanacak iklim değişikliği şöyle:

"Isınan hava önce buzulları yok edecek sonra da Dünya’yı buz devrine geri götürecek. İklim değişikliğinin etkilerini uzun süredir görmeye başladık. Isınan hava, eriyen buzullar, mevsimsel olmayan yağış ve diğer hava hareketleri bunun göstergeleridir. Kirlenen hava nedeniyle artan hastalıklarsa sadece başlangıçtır."

Konuyu ilk dillendirenlerden Rus Uzay bilimci Khabibullo Abdusamatov, daha 2006 yılında şu anki küresel ısınmanın ardından küresel bir soğuma kuşağına gireceğimizi öne sürmüştü.

“Dünyayı sera gazı etkisinden korumak için uygulanan Kyoto protokolleri şimdilik ertelenmeli. Çünkü şu anda Dünya, küresel sıcaklık anlamında en yüksek noktada ve bundan böyle sıcaklık kademeli olarak azalacak” diyen Abdusamatov, soğumanın birkaç yıl içinde başlayabileceğini iddia etmişti.

Günümüzde pek çok bilim insanı da aynı iddiayı seslendirmeye başladılar. Bu nedenle Çevre ve Kaynak Ekonomistleri Derneği’nin Amerika ve Avrupa birimleri her 4 yılda bir WCERE (World Congress of Environment and Resource Economists) Dünya kongresi düzenleyerek çevre ve kaynakları en optimal şekilde kullanmanın, iklim değişikliği gibi sorunları azaltmanın yollarını arıyor.

Dünya gündeminin değişmez maddelerinden biri olan küresel ısınma, bir grup İngiliz bilim insanına göre de son demlerini yaşıyor. İngiliz Meteoroloji Dairesi’yle iklim araştırmalarında başı çeken East Anglia Üniversitesi’nin, sonuçlarını Ocak 2012’de yayımladığı ortak araştırmaya göre, küresel ısınmanın yerini artık, "mini buzul çağı" alacak. Kulağa hoş geliyor ama bu mini çağ, Dünya iklim çağları göz önüne alındığında yüz bin yıl sürebilir.

İngiltere’nin önde gelen bilim adamlarından ve BM’nin Hükümetlerarası İklim Değişikliği Kurulu üyesi Profesör Mojib Latif ve ekibi, Büyük Okyanus ve Atlas Okyanusu’nda su sıcaklıklarındaki doğal döngüyü analiz ederek aynı sonuca ulaşmışlardı.

Küresel ısınma teorilerine ve Dünya’nın 1900’lerden beri insan yapımı sera gazı salımıyla iklim değişikliğine uğradığı görüşlerine tamamiyle ters düşen bir durum söz konusu... İngiliz araştırmacılar iddialarını okyanus sıcaklıklarını, soğuma ve ısınma döngülerinin başladığı yüzeyden yaklaşık bin metre aşağıda ölçmeye dayanan yeni yöntemlerine dayandırmaktalar...

Okyanuslardaki derin dip akıntısının küresel ısınma veya soğumaya ne gibi etkileri olabilir?.. Bu akıntının iki önemli noktası var. Biri suyun kutuplarda soğuması, diğeri ise suyun tuzluluk oranı. Küresel ısınma ile bu iki noktada önemli değişiklikler meydana gelmekte. Buzulların erimesiyle hem denizin tuzluluk oranı değişiyor hem de suların soğuyup ağırlaşarak dibe çökmesi için bir buz kütlesi olamadığından okyanuslardaki küresel devinim duraksıyor. Bu durumda da bilimsel açıdan buzul çağına girmemiz kaçınılmaz gözüküyor...

Bu üşüten hastanın ateşlenmesi gibi bir şey... Üstelik gelecek buzul çağı öyle bir iki bin yılda atlatılacak türden de olmayacak. Çünkü kutuplardaki buzların erimesi söz konusu. Yani okyanusların tuzluluk oranındaki hayli bir değişimin yanısıra, suların soğuyup dibe çökerek bir dolaşım yapması için gerekli bir buz kütlesinin olmamasıyla karşı karşıyayız. Böylesi bir buzul çağı çok çok uzun sürecektir.

Soğuk hava dalgasının adı Almanya ve Doğu Avrupa’da Cooper diye anılıyor. Otuz bin ayrı meteoroloji ölçüm istasyonundan gelen verilere dayanarak gerçekleştirilen bir çalışmada, Dünya’da hava sıcaklıklarının yükselmesinin, 1997 yılında durduğu bulgusuna ulaşılmış.

Dahası, önümüzdeki on beş yıllın, güneş faaliyeti nedeniyle daha da soğuk geçmesi bekleniyor. "25. Döngü" denilen bu süreçte sıcaklıklar 2022’de dibe vuracak. Öyle ki, 1790 ile 1830 yılları arasında Avrupa Kıtası’nda ortalama sıcaklıkları iki dereceye kadar düşüren soğuklara ulaşılması, hatta bunun da ötesine geçilmesi, olası senaryolar arasında sayılıyor.

İnsan, ABD’nin Kyoto Protokolu’ndan çekilmesinin arkasında, NASA’nın ulaştığı daha kesin bulgular mı var (?..) diye sormadan edemiyor...

Allah (cc), encamımızı hayreylesin!..

YUSUF BİLGE