- 814 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kendine Varmayan Her Yol Çıkmaz Yoldur
Her gün az da olsa çok da olsa konuşuyor, yemek yiyor, uyuyor; zevklerimizi, ihtiyaçlarımızı çeşitli yollarla tatmin ediyoruz. Bir önceki günden bünyemizde sindirdiğimiz somut ve soyut şeylerle büyüyor, geçip giden yıllarda yaşımızı ilerletiyoruz.
Sonra bir gün yaşantımızdaki eksiliği farkediyor, eksikliğin ne olduğunu bulmadan yine çeşitli yollarla tamamlamaya çalışıyoruz. Hiçbir insan senin gördüğün gibi görmez, senin algıladığın gibi algılamaz oysa dünyayı. Aynı aileden, aynı genlerden, aynı sosyal çevreden gelse dahi insan.
İnsan, önce insan neslindeki her insandan ’farklı’ olduğunu kabul etmeli, tıpkı diğer insanların da birbirlerinden farklı olduğunu kabul etmesi gibi.
’’Yalnızlık dünyayı doldurmuş.
Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey.
Burada bir insanı sevmekle bitiyor her şey.’’
(Sait Faik Abasıyanık / Alemdağı’nda Var Bir Yılan)
’Her şey’ etkisi suyun içine atılan bir taşın dalga dalga çoğalması gibi. Biz taşa neden, niye, nasıl diye sorarken, taşı atan eli görmezden geliyoruz. Yaşantımızdaki eksikliği oluşturduğunu sandığımız insanlara neden, niye, nasıl diye sorarken asıl eksikliğin bireyin içsel devinimi olduğunu kendimize kabul ettiremiyoruz. Kişisel hırsımız, yanlış öz güvenimiz gözümüze perde gibi çökmüş durumda. İnsan kendini kendisiyle tamamlardı oysa ve kendine varmayan her yol çıkmaz yoldu.
’’Başka birisine kendime yetemediğim için bağlanıyorsam, karşımdaki kadın ya da erkek benim için bir cankurtaran olabilir belki ama aramızdaki bağ, sevgi bağı olamaz. Çelişik gibi görünse de yalnız kalabilme yeteneği, sevebilme yeteneğinin tek koşuludur.’’ ( Erich Fromm)
Dünyanın günümüzde geldiği noktada; sabahtan akşama kadar çalışıyor, arta kalan zamanlarda ailemize, sevdiklerimize, kendimize yetmeye çalışıyoruz. İnsan ömrü ne kadardı ki? Ve bu ömürlük süreçte, dünyanın bu ekonomik eşitsizliğinde birey içsel devinimini nasıl gerçekleştirebilir ki?
Elbette ki kendisinden kendisine giden bir yolculuk yaparak, o yolculuk sırasında ’soluk mavi nokta’ya sorularla, sorgularla adım adım yaklaşarak gerçekleştirebilir. İnsan o zaman dünyanın içinde ve dışında var olan her bir nesne, canlı, duygu, düşünce ile bir bütün olabilir.
Kendimize yettiğimiz ölçüde diğer varlıkların yaşamsal mücadelesine omuz verebiliriz. Bu halimizle saflar hep uzak, aralardan hep rüzgar almakta.
Her şeyden öte önce kendi insanlığımızın temelini sağlam tutmamız dileğiyle. Sevgiyle ...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.