- 1291 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YÜREĞİ SEVGİ KOKAN KADIN -öykü
Sesi kulaklarımda yankılanıyor gecenin zifiri karanlığı. O gece çok başkaydı, onunla, beni bütünleştiren son geceydi.
"Yüreği sevgi kokuyordu kadının."
Karanfil kokusu soluyordum o gece. Bedenler türlü türlü isteklere yeltenmişti.
Saatler sonra, dışarıda yağan zemheri yağmurun şiddetiyle irkildim. Bedenimi pencereden dışarı sarkıtarak, olup biteni anlamaya çalıştım. Bir bakındım ki, hiç görmeye cesaret bulamadığım bir gölge belirmişti ve içimde fırtınalar kopmaya başlamıştı. Eylül aklımın başucundaydı. Onsuzluk içime kara hüznü yapıştırmıştı. Gece ilerledikçe,
O’nun kokusunu soluyordum. Gamze’li bakışlarını özlüyor, çırpınarak ağlıyordum. Odamın her tarafında o vardı. Resmiyle, ruhuyla yüreğime mıhlanmıştı adeta. "Sevgisiyle, damarlarımdaki kanıda sahiplenmişti."
"Gölgesi beni çağırmıştı, büyük bir arzuyla gitmek istiyordum ona doğru." Kadifemsi gri tonlarında bir çeket giyerek yola koyuldum.
Umuda yolculuk vaktiymiş gibi, süregelen ayrılıklar yaşanıyordu. "İçimdeki özlem çığlıkları katledilmişti." Uzaklardan sarı bir ışık beliriyordu. Birden, içimde bir umut doğdu, ağaçlarım filizlenip meyva verir, kanayan yaram acımaz oldu.
Aracıma bindim ve radyomu açtım. "Çalan şarkı "yüreği sevgi kokan kadın adını taşıyordu." Yüz ifadem değişerek, umutsuz gözlerle etrafa bakınıp durdum. İçimi yangın alevi sardı ve önümü göremez duruma geldim. Ağlamaklı halimle kimseyi tanıyamaz haldeydim. "Gözlerim kapalı bir kutunun içine bakınmaya başladı, o kutuda yılların hatırası gizliydi." Bizim ilk hatıramız, sevgi bağımız yeşil altın yüzüklerimiz duruyordu. Büyük bir heyecanla içime ılık bir rüzgâr serpildi, mutluluk şarkılarımızı mırıldanmaya başlamıştım bile. Buda mutluluğun habercisiydi. Artık nefes aldığımı hissedebiliyordum, gözlerimdeki matem perdelerini uzaklara fırlatıp, üzerimden atıvermiştim.
Eylül’le büyük bir istekle tatile gitmeye karar verdik. Otelin giriş kapısına adım atarken, arkamdan bana Selim bey diye seslenen kısık bir ses geliyordu, arkama bakındım, yıllar önce hiç görmediğim Gaye karşımdaydı. Birden gözyaşlarım süzülmeye başladı ve ağladım. Bu benim hoşlandığım kızdı. Evlenmiş, çoluk çocuğa karışmıştı. Eylül’de şaşkın şaşkın bakışlarla bakıyordu ikimize. O’da farkındaydı artık, yılların hiç eskitemediği sevgi bağı bitmemişti. Gaye ile yıllar sonra karşılaşmanın garip duygusunu yaşadım. Tokalaşıp oradan hızlıca uzaklaştım. Eylül, Gaye ile karşılaşmaktan sarsılmış gibiydi. Bunu açıklıkla hissedebiliyordum. Bu durumu bir an önce toparlamam gerekiyordu. Elini tutup odamıza geçtik. Eylül’e yazdığım şiirlerimin bir tanesini okumaya başladım. Oldukça duygulandığı belliydi. "Bana sarılıp seni seviyorum Selim, tut yüreğimi dercesine, kucağıma sığınıyordu." Eylül, yüreği sevgi kokan kadın ismiyle yüreğime kazınmıştı, onu çok seviyordum.
"Bu birlikteliğe gölge düşeceğine dair kaygılarım vardı." Onunla uçsuz bucaksız diyarlarda kaybolmak istercesine, içime sıkıntılar biriktiriyordum. Onunla iken, zamanın hiç bitmesini istemiyordum. Sevginin bağlılığı adını taşıyordu yürek atışlarımız. Bir sonbahar akşamı, hâzânı içimize çekerek kırmızı şarap içmeye karar verdik. Eski hatıraları yâd ederken kapımız çalındı. Kapıda teyzesi Handan vardı. Ağlamaklı bakışlarla, Eylül’e annen öldü der demez, bu haberle yere yığılıverdi, Eylül bayılmıştı. O’nu hastaneye apar topar götürdük, nefes almakta zorlanan Eylül, annesinin öldüğüne inanamıyordu, kötü rüyaların esaretine kendini kaptırdı. O’nu bir türlü sakinleştiremiyordum. Maalesef ki, ölümler bu denli derinden yarıyordu bedenleri.
Eylül uzun süre uzak kaldı benden. Bu süre zarfında ben hastalandım. Uzun süre tedavi gördüm. Hastalandığımı duyan Eylül, evime keskin soluklarla yaklaşıp, kapımı çaldı. Bir anda üstüme yığılıverdi. Beni kucaklamak isterken, ben ondan kaçıyordum. Artık kalbim cam kırıklarıyla dolmuştu. Onun bakışlarından kaçırıyordum gözlerimi.
Beni ulu ortada yapayalnız bırakmıştı.
Duygularımı yok saymıştı. Beni bir kenara itmişti. O günden sonra kırık ağacımızın, gövdesi yarıldı, kökü derinden kesildi. Eylül yaşadığımız kasabayı terk edip gitmişti.
Üç yıl sonra, şehrin merkezinde bir pazar köşesinde ben taksi beklerken, pazar arabasını iteklemeye çalışan biri ilgimi çekti ve o tarafa bakınmaya başladım. Yıllar geçmesine rağmen güzelliğinden hiç birşey kaybetmeyen Eylül’den başkası değildi.Yanıma yaklaştı, Selim! İyi misin dedi? Ben başımı kıpırdatmadan ona bakıp duruyordum. Hey dedi! Sana diyorum bee. İyi misin? Bende duru bir sesle evet iyiyim deyiverdim. Her tarafım tutulmuş gibiydi. Beni affeder misin Selim derken, ben, sus Eylül deyiverdim. Seni çok aradım ama bir türlü bulamadım dedi. Bana sıkı sıkı sarılırken, bende gözyaşlarımı tutamıyordum. Onu hiç unutamamıştım. O’na olan sevgimden hayatıma hiç kimseyi almadım. Artık seni bırakmam dercesine dakikalarca bakıştık. Şehrin merkezindeki dairesine beni aldı. Selim burası evimiz olsun, hiç gitme artık kal yanımda. İçime yerleşen kramplardan eser kalmamıştı. Ona kavuştuğum için çok mutluydum. Kısa bir süre sonra, sevgimizin mührünü basmaya karar verdik ve evlendik. Gözlerimizin içi ışıl ışıl parlıyordu. "Mutluluk için çok çabaya gerek yokmuş bunu görmüş ve yaşamış oldum." Mutluluğu yaşadık biz. Darısı yaşamayan tüm sevgilere...
Mehmet Öksüz / Öykü- I
Eflatuni Mısralar
01.12.2017 ANTAKYA
YORUMLAR
Kıymetli dost ,bu çok değerli satırlarınız yüreğinizin sevgi ile aşk ile dopdolu olduğunu kanıtlar nitelikte ,hiç eksilmesin bu nadide yüreğinizden güzellikler, şiirlerinizde olduğu gibi kısa öykü yazılarınızdada çok başarılısınız kutluyorum kaleminizi.Sevgiler
Mehmet Öksüz
Sevgi-saygıdeğer kalem dost Eflatuni şiirlerin hümanist duygulu şairi Mehmet Öksüz beyefendi.
Sevgiyi, aşkı yücelten, insani duyguları cümle cümle vurgulayan yazın çok hoştu.
Kutlarım soylu yüreğinin coşkulu dost çağlayışını.
Emeğe ve sanata sonsuz saygımla...
Mehmet Öksüz
Gizem dolu pecereden bakarken, aydınlık doğar yüreklere. Her gizemin ardında bir ufuk belirir yürekli insan. Çok teşekkür ederim güzel insan. Kıymetli üstadım.
Hep Sevgi deminde gülümsesin gözleriniz.. Güzelliklerle bezenmiş yüreğinize selamlar saygılar. Huzur gülümsemelerinizde buluşsun...