BİTİŞİMİZ

• 2 Ekim 2008 Perşembe 18:26:05

Dağlar yürütüldüğü zaman, vahşi hayvanlar bir araya getirildiği zaman, denizler kaynatıldığı zaman. Ve diri diri gömülen kıza sorulduğu zaman, Hangi suçtan öldürüldün ? Diye....

İşte kainatın yok edilişine dair evrensel bir meydan okuyuş ve bitişler tasvirinin anlatımı Kuran lisanıyla.

Var olma sürecini aşan ve zamanını misyonunu bitiren her olgu gibi dünyamızın da bir sonu var elbette.Tam manasıyla kaç yaşında olduğu anlaşılmış değil.Bir sürü rivayet ve farklı zamandan bahsediliyor.Bilim adamları var olma tarihini tartışıyorlar ama ortak paydaları bitiş sürecinin yaklaşmış olduğudur.

Anlamsız bir silahlanma yarışı ile güllük gülistanlık yapabileceğimiz dünyayı dev bir kışla haline çevirip birbirimizin üstünde en son teknoloji silahları denemenin adı artık gelişmişlik oldu.Sanki her ülkenin kendine özgü bir atmosferi varmış gibi itici gazlarla deldik ozon tabakasını.Üç kuruş para için içeriği bilinmeyen parfümler yapıp güzel kokular uğruna kokuttuk güzelim dünyayı.Her gün tv lerde gördüğümüz o eriyen buzullar var ya hani ? İşte o buzullarla birlikte eriyen aslında evimizin içinde oturan o küçücük masum çocukların geleceğidir.Eritenler ise parasını bizden alıyorlar ne komik bir trajedi. Adı parfüm ya da başka bir şey olarak.

Hayatı bir mücadele haline getiren bizler acaba insanlık için ve en önemlisi bize bizden öncekilerin emaneti olan dünyamız ve çevremiz için ne yaptık bu güne kadar ? Açıkçası düşünün ömrünüzde kaç ağaç diktiniz ? Eğer ağaç diktiyseniz ve cevabınız varsa deminki soru için, o ağaç diken ellerinizi öpeyim yaşınız kaç olursa olsun.

TSK kadar ağaç diken bir kurum daha var mı bir düşünün? En acısı bizler ’ elinizde bir ağaç fidanı var iken kıyamet kopuyor olsa dahi onu dikiniz ’ diyen bir peygamberin ümmetiyken neden ağaç dikmek gibi evrensel bir görev sadece köylülerden, Orman Bakanlığından ve ilgili kurumlardan beklenir anlamam. Ve en acısı az önceki hadisi içine sindirmiş olduklarına inandığım diyanet görevlilerini neden hiç göremeyiz ağaç dikme seferberliklerinde ? Oysa ülkemde hemen hemen her kışlada ağaç vardır ve zırhlı birliklerde orman seviyesindedir ağaç dikme kavramı.

Mesele sadece ağaç değildir.Ama ağaç dikmemek bir odunluktur tıpkı su kullanımında tutumlu davranmanın bir olgunluk olduğu gibi.Evimizde iş yerimizde belki de bazı garibanların bir günlük içme suyunu bir seferde harcıyoruzdur.En kötüsü de abdest alırken yani dünyanın en mükemmel eylemlerinden biri için hazırlanırken bile israf ediyoruz suyumuzu.Abdest alırken suyu israf etmek belki de namazlarda huşu eksikliğinin bir sebebi.

Biz her bir taraftan tüketmeye ve sömürmeye endekslenmişiz dostlar. Dünyanın evrensel global sömürge devleti diye ABD ye kızıyoruz ya her yazımızda, bizlerin ondan kalır yanı ne bir düşünü hele? Durmadan tüketen ve üretimi unutan bir nesil olduk bizde. Evde çocuklarımız bile yemek yerine cips yiyor. Hatta kola sütün yerini aldı nerdeyse.

Çevrenin ve dünyanın kirlenmesi gıdaların da kalitesini azalttı. Bundan yıllar önceki yıllarda kalorisi 60 olan bir gıdanın bu günkü kalori değeri 20 lerde. Miktar aynı ürün aynı ama kalori değeri düşmüş. Hormonlu gıdalar nesillerimizi içi boş canavarlara dönüştürüyor.

Vesselam biz böyle ettikçe dayanacak gücü kalmayan dünya da yardım çığlığı atmaya başladı.Ozon dedi , buzul dedi ama anlatamadı derdini.Bir zaman sonra derdini bizim çok kötü anlayacağımız ve hamile olanlarımızın çocuğunu düşüreceği,yıldızların döküleceği ve babanın evladından kaçacağı bir günle anlatacak.O zaman da anlamayın da göreyim sizi.

NOT: Aslında ayetle başlayıp ayetle biten bu yazımız daha çok dini içerikli bir yazı olacaktı ama herkese hitap etmesini istedik. Din elbette herkese hitap eder ama herkes kulak vermez ki dostlar. Selamlar.