- 897 Okunma
- 8 Yorum
- 1 Beğeni
ALİ BİZİM ŞAHIMIZ/KABE KIBLEGAHIMIZ/ MİRAÇTAKİ MUHAMMED/ O BİZİM PADİŞAHIMIZ.
Bugün Mevlid kandili ve özellikle sosyal Medyada neredeyse herkes Mevlid kandili mesajları yayınlamış.
Peki yaklaşık olarak herkesin en azından ’ Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun’ Diye mesajlar yayınladığı bir günde ben niçin daha çok Alevi vatandaşlarımız tarafından söylenen bir türkünün sözlerini yazıma başlık yaptım?
Şunun için yaptım: İslam aleminde Mevlid Kandilini ilk kez Fatımiler kutlamışlardır da ondan. Fatımiler ise bilindiği gibi Alevi bir topluluk ve devletti.
Evet, ne peygamberimiz, ne dört halife dönemi ne de ondan sonraki üç yüz yıl içerisinde Mevlid Kandili yani Hz. Peygamberimizin doğum günü kutlaması diye bir şey yokken bunu ilk kez İslam aleminin gelenekleri içine sokan 910 yılında kurulan ve Alevi olan Fatımiler olmuştur.
Alevi- Fatımilerin bu kutlamaları daha sonra Sünni Müslümanlarca da benimsenmiş, ilk kez bir Selçuklu atabeki olan Ebu Sâid Muzafferüddin Gökböri ( 1154- 1232 ) Mevlid kutlamalarını Sünni İslam gelenekleri arasına katan kişi olmuştur. Yani Sünni İslam dünyasında Mevlid Kandili ilk kez 1200 lü yıllarda bugünkü Urfa ve çevresindeki topraklarda kutlanmıştır.
Eyyubi Devletinin Kurucusu olan Selahaddin Eyyubi’nin kızkardeşi ile evli olan Muzafferüddin Gökböri, Mevlid Kandili kutlamalarının daha sonra Eyyubiler tarafından benimsenmesine sebep olmuş yani Eyyubiler de Mevlid kandili kutlamaya başlamışlardır.
Eyyubileri yıkan Memlukler de bu geleneği benimsemişler ve Mevlid Kandili kutlamalarını devam ettirmişlerdir.
Osmanlılara gelince:
Osmanlılarda 1409 yılına kadar bir Mevlid Kandili kutlama geleneğine rastlanmıyor. 1409 da ise bilindiği gibi Süleyman Çelebi adlı bir zât asıl adı ’ Vesiletü’n Necât ’ Yani ’Kurtuluş Vesilesi ’ olan, ancak bizlerin ’ Mevlid ’ olarak bildiğimiz eserini yazar. İşte bu eserin yazılmasından sonra Osmanlı Dünyasında da Mevlid Kandili Kutlamalarının başladığı söylenirse de kesin bir kayıt yoktur. Lakin kuvvetle muhtemeldir ki Osmanlılar da 1409 dan itibaren Mevlid Kandillerini kutlamaya başlamışlardır. Zira Memluk Devleti ile aralarında ’ İslam Dünyasının Lideri ’ olma konusunda hem siyasi ve hem de dini bir rekabet vardır ve 1517 de Yavus Sultan Selim bu devlete son verene kadar İslam Dünyasının liderliği Memluklerin elindedir.
Osmanlılar Döneminde tarihi kayıtlara geçmiş olan ilk Mevlid kutlamalarının ise ta 1589 yılında III. Murat döneminde yapıldığını görmekteyiz. Yani Memluk devletinin yıkıldığı, halifeliğin Osmanlılara geçtiği 1517 senesinden yetmiş iki yıl sonra...
Şimdi tekrar yazımın başlığına dönelim.
Neden ’O Rebiülevvel ayın nicesi/ On ikinci gece isneyn gecesi’ değil de ’ Ali bizim şahımız/ Kabe kıblegahımız/ Miraçtaki Muhammed / O bizim Padişahımız ’
Daha bir kaç gün önce çok önemli iki olay yaşadık.
Bunlardan birincisi Malatya’da cereyan etti. Malatya’da Cemal Gürsel mahallesi denen bir mahallede ( Ki bu mahallede yaşayanların büyük çoğunluğu Alevi vatandaşlarımızdı ) bazı evlerin kapılarına kırmızı çarpı işaretleri kondu. İşaretlenen evlerde yaşayanların tamamı Alevi idi. 13 ev bu şekilde işaretlenmişti.
Resmen Türkiye’de Ku Kluks Klancılık yapıyordu birileri. Hem de Alevilerden öğrendiğimiz ve onlardan alarak yüzyıllardır kutladığımız Mevlid Kandiline yaklaştığımız şu günlerde...Yüce Peygamberimizin doğum gününün de içinde bulunduğu mübarek Rebiülevvel ayının hemen başlarında...
Bu elbette ki bir provokasyondu. Yapılmak istenen yeni bir Sivas katliamı ya da en azından Alevi kardeşlerimizin yüreğine korku salmaktı.
Bu provokasyonları o ya da şunun yapmış olmasından daha çok üzerinde durulması gereken şey bu menfur olaya karşı millet olarak ne kadar tepki verdik sorusudur.
Lafa gelince ’ Bir olalım, iri olalım, diri olalım ’ diyen bizler maalesef bu olay karşısında sustuk. Dillerimiz lal oldu adeta. Parmaklarımıza felç geldi. Bir tek satır kınama yazısı yazamadık. Çünkü yılan bize dokunmuyordu o halde bize dokunmayan yılan bin yaşasındı.
Aynı kıbleye yöneldiğimiz, bizim ’ Fahrı- alem ’ dediğimiz peygambere ’ O bizim Padişahımız ’ Diyen insanların tedirgin edilmesi bizi hiç ilgilendirmiyordu. Biz sadece va sadece ’Mevlid kandili günü nasıl bir mesaj yazayım ki herkes bana aferin desin’ Derdindeydik.
24 Kasım 2017 günü Mısır’da bir camiye saldırı düzenlendi ve bu saldırı sonucunda en son edindiğim bilgilere göre 309 insan katledildi. Hayrettir ki Fransa’daki terör saldırısında sadece on bir insan katledildiğinde profil resimlerini Fransız bayraklarıyla dolduran hiç bir Allahın kulundan yine tık çıkmadı. Bir kaç duyarlı insan dışında neredeyse hiç kimse terörü lanetleyen siyah kurdelalar paylaşmadılar paylaşımlarında. Ama bugün hepimiz ’Bir Mevlid Kandili mesajı yayınlayayım bari. Ayıp olmasın ’ Telaşındayız.
Bu gün hepimiz o Yüce peygamberden şafaat diliyoruz. Oysa o yüce peygamber bakın ne diyor:
’Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan gibidir ’
Şeytana şafaat edilmeyecektir ey Ümmet-i Muhammed !
Ama yine de Kandilimiz mübarek olsun. Bu kandil ve daha nice kandiller uyanmamıza, yaratılanı Yaratandan ötürü sevmememize vesile olsun inşallah.
’ Canım kurban olsun senin yoluna
Adı güzel kendi güzel Muhammed
Gel şefaat eyle kemter kuluna
Adı güzel, kendi Güzel Muhammed’
ilahisi de
Ali Bizim şahımız
Kabe kıblegahımız
Miraçtaki Muhammed
O bizim Padişahımız
Eyvallah pirim eyvallah
Hak la ilahe illallah
Deyişi de bizim...
Allah, birliğimizi, dirliğimizi bozmaya çalışanlara aman ve fırsat vermesin inşallah. Yüce Rabbimden bu kandil vesilesiyle tek dileğim budur.
YORUMLAR
"...
Resmen Türkiye’de Ku Kluks Klancılık yapıyordu birileri. Hem de Alevilerden öğrendiğimiz ve onlardan alarak yüzyıllardır kutladığımız Mevlid Kandiline yaklaştığımız şu günlerde...Yüce Peygamberimizin doğum gününün de içinde bulunduğu mübarek Rebiülevvel ayının hemen başlarında...
Bu elbette ki bir provokasyondu. Yapılmak istenen yeni bir Sivas katliamı ya da en azından Alevi kardeşlerimizin yüreğine korku salmaktı.
Bu provokasyonları o ya da şunun yapmış olmasından daha çok üzerinde durulması gereken şey bu menfur olaya karşı millet olarak ne kadar tepki verdik sorusudur.
Lafa gelince ’ Bir olalım, iri olalım, diri olalım ’ diyen bizler maalesef bu olay karşısında sustuk. Dillerimiz lal oldu adeta. Parmaklarımıza felç geldi. Bir tek satır kınama yazısı yazamadık. Çünkü yılan bize dokunmuyordu o halde bize dokunmayan yılan bin yaşasındı.
Aynı kıbleye yöneldiğimiz, bizim ’ Fahrı- alem ’ dediğimiz peygambere ’ O bizim Padişahımız ’ Diyen insanların tedirgin edilmesi bizi hiç ilgilendirmiyordu. Biz sadece va sadece ’Mevlid kandili günü nasıl bir mesaj yazayım ki herkes bana aferin desin’ Derdindeydik.
24 Kasım 2017 günü Mısır’da bir camiye saldırı düzenlendi ve bu saldırı sonucunda en son edindiğim bilgilere göre 309 insan katledildi. Hayrettir ki Fransa’daki terör saldırısında sadece on bir insan katledildiğinde profil resimlerini Fransız bayraklarıyla dolduran hiç bir Allahın kulundan yine tık çıkmadı. Bir kaç duyarlı insan dışında neredeyse hiç kimse terörü lanetleyen siyah kurdelalar paylaşmadılar paylaşımlarında. Ama bugün hepimiz ’Bir Mevlid Kandili mesajı yayınlayayım bari. Ayıp olmasın ’ Telaşındayız. "
*
Yukarıdaki alıntıladığım, değerli öğretmenimize ait sözlere ekleyecek söz bulamadım! "Aklın yolu birdir" dediğimiz şey...
Samimi, kendince inandığı yolda dürüstçe yürüyen ve yürürken de kimselere çelme takma düşüncesini taşımayan, -bilakis bu düşüncede olanları duyarlılıkla gözler önüne serme çabasında olup toplumu "ortak toplumsal ve insani" değerler bağlamında buluşturma/birleştirme düşüncesini yüreğinin en derinlerinde taşıyarak yaşama aksettiren bir gönül dostunun akl-i selim sözlerine ekleyeceğim bir söz bulamadım gerçekten!
Anlamlı, değerli, sarsıcı bir farkındalık yazısının Yunus yürekli bilge kalemine selam olsun...
Hem gündeme dair olmasi, hem hakli bir serzenisi dile getirmesi ve hatta kandil gününe denk gelmesi, hepsi de yerinde ve güzel faktörler olmus.
Ben elhamdülillah müslüman ya da kategorize etmek isteyenlerin agzi ile sünni ailenin evladi olarak, sahsen alevi vatandaslarimizin kapilarina çarpi atan birini veya birilerini görse idim, sünni demez, komsu demez galiba bir temiz benzetirdim.
Sami beg'i tebrik ediyorum, çok yerinde bir konuya degindigi ve yaziyi herkesin okuyacagi, okumak isteyecegi sekilde ele almayi basardigi için.
selamlar,saygilar,
Bazen susmak en güzel cevaptır..
akil olmak lazım...aleni provakasyona tepki, daha çok provake anlamına açık bir durum olasılığına neden olabilir.. buda provakasyon üretim merkezlerini sevindirir..
Olayı kaa'le almadığımız anlamında düşünülmemeli, yıllarca izlediğimiz filmi, ne kadar ısıtıp ısıtıp önümüze getirmeye çalışsanızda kaa'le almayacağımız anlamında düşünülmeli..
Hepimiz bir olma,iri olma, diri olma bilinciyle yaşıyoruz, yaşayacağız ve oyuna gelmeden yaşamayada devam edeceğiz..
dua ile..
Hak Resul
Varlığın özenip bezenilmiş hamurundan
Kamil insanın en güzel sureti açılmış
Özünden ferasetle bakan kara gözlerin
Ahengi sevimli gülyüzüne pek yaraşmış
Kara gözlerden güneş gibi nurlu bakışlar
Yağmur kuşağındaki yedi renkte açmışlar
Bakışlardan abı hayat sırları sezilmiş
Renklerinden bir ömürlük yaşamlar seçilmiş
Başlamış bir bitmeyecek yazgı bestesinden
Dünya rüyası faslın icrasına geçilmiş
Esenlikler dileklerimle...
Merhaba Sami hocam..
Deftere girer girmez ilk olarak yazılara bakıyor, seçiyor ve okuyorum...
Bu akşamda iyi ki deftere girmiş ve bu anlamlı yazınızı okuma fırsatını bulmuşum.
Alevileri bir kalıba sokmak, İnançlarını, felsefelerini, yaşama biçimlerini sürekli dışlamak insanlığa yakışır bir durum değildir.
Evlere kim işaret koymuş bilemem ama birilerinin yara başı kaşıdığından eminim...
Kendinden olmayanlara insan gözüyle bakmayanlara LANET olsun..
Kutluyorum duyarlı kaleminizi.. Sevgilerimle..
Değerli hocam, illa birilerinin kapısına çarpı koymak gerekiyorsa...
Türk milletine ve Türk devletine karşı savaşanların, Yedi Düvel ile çarpıştığımız şu sıra dönen makus talihimizi durdurmaya çalışanların kapılarına konmalıdır...
Bunun da Alevisi, Sünnisi olmaz...
Elbette bu tavır temel insan haklarına bir karşı çıkış değil...
Öyleyse, tam bu noktada şunu tesbit ve teslim etmek lazım: Makus talihi döndürmeye çalışma, temel insan haklarının tam anlamıyla tesisi demektir, ki bütün kötücül niyet okuyuculuklarına rağmen Türkiye sosyolojisi farklılıkların birbirilerine yaklaştığı, yani birbirilerinin temel insan haklarını tanıdığı bir süreci yaşıyor...
Bu süreci sabote etmeye çalışanların hedefi de temel insan haklarını yok etmektir aynı zamanda...
Denklem biraz karmaşık gibi görünse de durum daha başka bir şey değil...
Türk devletinin bu paradigmasına düşman değilse, Alevi veya Sünni, neden korksun ki...
Kandiliniz mübarek olsun, değerli hocam...
Selam ve saygılarımla.
ne oldu, neden kimse yorum yazmaya zahmet etmemiş
gutlu doğum haftası etkinliğin düzenlenirken pek bi sarılan olurdu dağıtılan güllere ya sonradan totoşun eseri olduğu ortaya çıktı gülleri soldu ya neyse çok önemli değil kimin ne yaptığı
peygamberimizin doğum günüdür, gelenektir, fazladan ibadet için vesiledir
kutlu olsun Allah'ın selamı senin ve samimi olanların üstüne olsun...
Filiz Şahin. tarafından 11/29/2017 6:12:02 PM zamanında düzenlenmiştir.
Filiz Şahin.
pislik değil mi yapardım.
Hocam gönlünüz kadar kaleminizde engin ve merhamet dolu....sizinde kandilliniz mübarek olsun...selamlarımla
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle