Eğil
Baharlar geldi geçti, lakin her bahar gibi bu bahar da bitecek ve kendisine çizilen istikamette yol alacak. Bahçende önce neşvünema bulan tüm rengareng çiçekler hazanla toprağın sinesine sarılacaklar ve veda vakti buruk bir hazin olarak kalacak bizde.
Her emanetin ve emanet edenin bir hürmeti olmalı ki vardır da. Ne cesed bizim ne de ruha hükmümüz geçer. Kala kala, iyiliğe meyletmek ve güzel düşünüp güzel yaşamak heybemizde duruyor. Öyleyse neyin hürmetsizliği bu , asırlardır süregelen?
Bizi saran kibir atmosferinden sıyrılmalıyız çok geç olmadan. Hayvanlar kadar gamsız değiliz, tabiat kadar muhteşem hiç değil. Hem neyin tasası bu böbürlenme hastalığı?
Ne dağların heybetine sahibiz ne suların coşkusuna ve hükmüne.
Cimriyiz hem de çok cimri . Mert bir padişahın cimri vezirleri gibiyiz. Hava , su, hayat bize ardına kadar açık kapılarken bizler o kapıları tıkayacak kadar cahil ve zalimiz. Cömert olmalıyız. Her hâlukarda hem de. Âlimsek ilmimizle, zenginsek servetimizle , fakirsek duamizla , hükümdarsak âdaletimizle, dostsak guvenimizle cömert olmalıyız. Daha kendimize hâkim değilken neyin hükümranlık telaşı ve hevesi zehirli sarmaşıklar gibi çevrelemiş benliğimizi?
İnsan gençken çok cahil ve kaygısız olur hâliyle. Lakin genç olduğu hâlde kâinattaki ihtişamlı sanatı takdir eden ve buna hürmet gösteren güzel yürekler yok değil. Gururdan, bencillikten sıyrılıp gülistanda güller yeşersin diye kanatan dikenleri avuçlayan güzell ellere ne mutlu .
Hem hiç düşündün mü ki gençken hürmet ile eğilen beller bükülmez, inad edip kâinatın bu ihtişamlı sanatkârına asi olanlar ister istemez eğilirler.
Nasıl mı?
Gençlik uçup ihtiyatlık toprağına ayak bastıktan , bahar hazana dönüştükten, ve güvenilen bütün limanlar bir bir sular altında kaldıktan sonra insan istese de istemese de eğilir O Kudretin önünde.
Eğil sen de !
Bükemeyecegin bileği öpercesine ,
Hayranlık uyandıran hüneri takdir edercesine ,
Yeryüzünün halifesine yakışırcasına .
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.