- 625 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MUSKA
MUSKA
Oğulcuk ağzında “mısga” denir. Evvela bunu belirtelim. Peki nedir muska? Arapça kökenli bir sözcüktür. Kelime anlamı “yazılı kağıt”tır. Eski yazıyla yazılır tabii ki. Bu yazılı kağıt üçgen biçiminde dürülüp bükülür. Katlanır. Sonra bir muşambanın içine sıkıca sarılıp iyice dikilir. Boyuna asılır. Çocuklarda omuza takılır. Hatta ceketinin iç tarafına görünmeyen yerine takanlar bile vardır.
Niçin taşınır muska? Büyüden, efsundan, gözden, nazardan, kem bakıştan korunmak için. Hastalıklardan kurtulmak maksadıyle. Vee kazayı, belayı, şeri uzaklaştırmak gayesiyle.
Bir faydası olur mu? Bilmem. Olur belki. Halk arasında derler ki: “Allah’tan sıska. Ne yapsın mıska mısga (muska).”
Öyle ya, fiziki bir rahatsızlığı olana muskanın yapacağı bir şey yok. O hasta doktorluk. Psikolojik sorunları olana da bir nebze faydası olur gibi geliyor bana.
Dedem Hacı Mustafa Efendi (Hacı Mısdağafendi) muska yazardı. Oğulcukluların yanı sıra çevre köylerden Devecipınar, Yazıçepni, Gürden, Belören… muska yazdırmaya gelirlerdi. Hastaları için isterlerdi muskayı. Dedem de bir kağıda nazar duası yazıp verirdi. Felak ve Nas surelerinden ayetler yazardı. Vesvesecilerin şerrinden, gerek insan gerek cinden… Hasetçilerin hasedinden Allah’a sığınırım mealinde.
Hasta sahibini de uyarırdı:
-Allah şifa virsin. Sen gine de hasdayı doktura bi gotür, derdi.
Büyü maksadıyla muska yazmazdı rahmetli. Buna inananlara da kızardı. Büyü maksadıyla muska yazanları lanetlerdi.
.
Bir söz daha geldi hatırıma: “Sıtma! Bu iti tutma…” Bir hoca bu ibareyi , sıtmadan muzdarip birine muska diye yazıp verir. Çünkü bu adamın elinden kurtulamaz. Hoca sıtma için doktor tavsiye etse de adamcağız:
-İlle de mısga, demektedir.
Hoca yazar, verir. Adamcağız muskayı muşambaya sarıp sarmalar, asar boynuna hamaylı gibi. Olacak ya, sıtmadan kurtulur. Aynı dertten muzdarip bir başka arkadaşına verir. O da şifa bulur. Bir hoca bu muskayı alır. Açar muşambaya sarılı kağıdı. Okur: “Sıtma! Bu iti tutma…” Hayrette kalır hoca.
.
Söz uzayacak ama Sivas’ta yaşanan aynıyle vaki bir muska hadisesini anlatmalıyım. Bir Bektaşi dedesi muska yazmaktadır isteyene. Yörede nam salmıştır. Bir ağanın çoban köpeği hastalanır. Ağa çobana der ki:
-Dedeye git. Selamımı söyle. Bizim ite bi mısga yazsın.
Çoban bir koç seçer sürüden. Alır götürür dedeye. Selamını tebliğ eder ağanın. Vaziyeti anlatır. Dede bir çobana bakar, bir koça…
-Peki, der. Bir muska yazıp verir çobana. Çoban muskayı alıp döner sürüsünün başına. Muskayı da köpeğin boynuna asar. Birkaç gün sonra köpek iyileşir. Duyulur bu. Derler ki:
-Yav, dede ite mısga yazmış…İte mısga yazılır mı?
Söylenti kadının kulağına gitmiş. Kadı, dedenin derdest huzura getirilmesini buyurur. Alıp getirirler dedeyi. Kadı kükrer:
-Bre kendini bilmez. Bir kelpe, bir köpeğe muska yazılır mı? Allah kelamı köpeğin boynuna takılır mı?
Dede gülümser:
-Kadı efendi! Ben muska yazdım, ama muskaya Allah kelamı yazmadım. Yazdığım muskayı getirsinler. Açıp okuyun. Ne yazdığımı görün.
Kadı emreder. Köpeğin boynundaki muskayı alıp getirirler. Kadı muşambayı kesip muskayı çıkarır. İçinden okur. Bir gülmedir tutturur kadı efendi. Gülme krizine girer. Muskada şöyle yazmaktadır:
.
“Tamah ettim etine
Muska yazdım itine
Tutarsa da s.kime
Tutmazsa da s.kime”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.