- 652 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnsanlara Görünmez Prangalar Ve Zincirlerle Mahkûm Edenler Ve Buna İzin vermeyen İslam
İnsan beşer, şaşar bazen de istemeden varması gereken yerden hızlıca kaçar. Saçması gerekeni saklar, saklaması gerekeni ise saçar yakar oturur da bakar. İşte insan yaşarken bu hayatın içinde ona yüklenilen ve gönlünde bulanan güzel his ya da duyguların yolunu kaybettiğinde veyahut ta kendini kaybettiğinde, onu dine İslam’a Nur Kur’an’a Nebi yoluna gitmesini sağlık verir. Bu duygu ve hislerin merkezi olan kalp veya gönül yapısının oluşunda, bu güzellikle kulu mutlu mesut insanlara ve kendisine değer veren bir kul haline getirir. Bu duygular her insanda vardır, kimisi var olduğu halde üstünü kapatır karanlıkta bırakarak karanlıkta kalır, kimisi fark eder aydınlığa çıkarır aydınlık olur. Kulunu seven Âlemlerin Rabbi, kulunun karanlıkta değil aydınlıkta olmasını arzu eder ve bu hisleri kuluna yükler ve kapısını açarak içine girmesini gezmesini ve ne icabet ediyorsa yapmasını ister. İnsanların mutluluğu, yarınları için bir adım atmak söz konusu olunca bu duygular harekete geçer ve kul isterse elinden tutar, aydınlığa mutluluğa gülümsemeye gülümsetmeye götürür ve bu duygu ve hisleri kulu tatmin etmek için zaten yeterlidir, kulun açtığı bu kapı Âlemlerin Rabbi olan Allah c.c. ait bir kapı ve ona doğru, yürüyerek gittiği bir yoldur.
Kul bu kapıyı açınca, nefis şeytan çıkarlar sömürü düzenine yakalanması söz konusu olmaz, aksine sömürü düzenini yıkmak için kulun harekete geçirerek yıkmasını sağlar ve bu yolda yol aldırarak, toplumsal huzurun, olması için mücadele için güç kuvvet verir. Kendini büyük güç sanan zavallılar sömürü ile insanı tesir altına alarak, sömürenler için böylesi insan her zaman için onlar için bir tehdit, yollarını yıkmaya çalışan bir kul olduğu için, bu kutlu yolda dönmesi için uzun uğraş ve gayret içinde dönmesini veyahut ta karalama yalan dolanla, karalamanın iftira atarak yok etmek için tüm şer güçler ile beraber her türlü rezilliğe başvurarak yok etmek için, şerleriyle hücum ederek bertaraf etmeye çalışacaklardır.
Din, insan için gerçeğin kapısı dünya ahiret mutluluğu, geleceği inşa etmenin tek yoludur. Bundan başka yol ve izimler her ne ise, bu izimler kuranların emri altında sömürülerek isteklerine ulaşmaları için insanlara, görünmez prangalar ve zincirlerle mahkûm ederek, hatta nefretle gelirken ister istemez sırıtarak gülüyormuş gibi, kendini insanı mutlu edenin olduğunu sistem/Sistemi/ sistemlerle mümkün olabileceğini söyleyerek veyahut güç kuvvet ile etki ederek, sindirerek kandırmanın sömürmenin peşindedir. Kesinlikle insanın dünya ve ahretini düşünmezler bu sistemleri kuranlar, sadece dünyalık çıkarları içinde, insanı bir sömürü köle aracı yaparak isteklerini gerçekleştirmeyi arzu ederler. İşte dinimiz İslam da buna karşı çıkarak sadece kulun mutluluğu için güzellikleri kuralları getirerek bu sömürenlerden kurtulmasını istemektedir. İşte bu nedenle, İslam insanların bu amaç uğruna birlikte yol alarak büyük kuvvet olan kardeşlikle el ele gönül gönül’e omuz omuza yol almasını, bu şer güçleri inançlarıyla yıkmalarını, toplumun refahı geleceği için İslam ile birlikteliği bir arada tutulmasını ve insan hayatının mutluluğunun da, İslam’ın hayatlarına hâkim olması ile varlığı devam ettirmesi ile mümkün olduğunu söyleyerek, bu yolda yürüyerek ancak toplumca mutlu olabileceklerin vurgular vesselam. Selamlarımla.
Aşık Gülveren
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.