Külce
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
varoluşuma anlam katıp onu şenlendiren tek şey kelimelerdir. Her kelime bir meyvedir. sıktıkça içinden ne güzel şeyler çıkar. her harfse benim nadide birer diskimdir: harfdisk.! K( bak yine büyük harfler başladım. Yazıklar olsun büyük harflere)eşke harfdiskim şimdiyi içine alacak kadar geniş havzalı olsa… göğsümün ortasında küçük bir topkek büyüklüğünde durur hiçbir yere sığmayışım. hani bir ceviz içine sıkıştırılmış gibi hissedersiniz ya , hani şarkılar da elden düşme kitaplar gibi ikinci dilden gelir size.Her şey yaşanmış bitmiş ve bana onların külleriyle oynama bahtsızlığı bahşedilmiş sanki. alabildiğine eski alabildiğine kırık dökük. avcumun içine bir parça kül bırakıp ‘’ al bununla kendine çocukların neşesi denli eğlenceli kuleler inşa et’’ demişler , ben bunu unutmuşum. Küllerden kendimce şekiller çıkaracağıma kalkıp kendimi gömmüşüm o küller altına. çiçekler yetişsin diye de şiirleri gömmüşüm bir kat üstüme. Ben beni nereye koysam ben beni nereye vursam hangi sokağa uzansam,hangi ipe kendimi assam hep biraz eksik hep biraz ıslağım.Bekliyorum.solmak pahasına, canlılığımı yitirmek pahasına oturmuş ,bilmediğim bir zamanın bilmediğim küflü bir mekanına kazımışım kendimi bekliyorum.Her şeyin de farkındayım hani.Kendime ait olmayan adımlar atmışım yaşam toprağında ,kendime ait olmayan gözlerle bakmışım yaşamın iştah açan dokusuna,kendime ait olmayan bir etle uzanmışım gecenin yumuşacık karnına…Hiçbir şey bana ait değil gibi ama ben her şeye aitim… her şeye herkes bağımlı…sorumlu…ağır bir tekerlek gibi dönüyorum bu yolda…içi su dolu bir balon gibi oturmuş ..ahh… zorunluluğun kahrolası bir yasası bu. değiştirilemeyecek, yerinden bir dudak boyu kadar bile oynatılamayacak denli köklü, kudurgan ve emici. Reddetmenin gururuyla kavuşmanın canlandıran heyecanı arasında bir yerdeyim. sıyırıp çekiyorum kendimi bir sigara dalı gibi diğer hemcinslerimin arasından… vardır elbet kuşların bir bildiği deyip gözlerimi kuyruk yapıyorum onların ardından sessizce… sonra hemencecik inme telaşı başlıyor sessizce … her şey sessizce olur zaten …her şey…sessiz sessiz sönüp gidiyor mum,sessizce ilerliyor karıncalar ve sessizce değişiyor gün gece… düşüyorum bir tüy gibi ama sessiz ve kimselere zerre dokunmadan..ağzındaki düğüm kopmuşta hızla hava kaçıran bir balon gibi…kendime gülüyorum..kendimden kaçarken ve kendime koşarken..Başımı kaldırıp şöyle şöyle bir baktım gökyüzüne tutunacak bir kuş kuyruğu bulamadım.döndüm çöktüm içime.Oydum kendi gövdemden kendi kalbimi…yumuşak vaatler vısıldadım ama nafile…Umut et dedi.Bir denedin yenildin mi bir daha dene bir daha mı yenildin gene dene dedi.Gene dene..bunu y6aşam maraton8nda uygulamayı bir defa olsun başarabilmiş değimlim…bunu gecenin başlangıcında küçücük dahi olsa bir uykunun boşluğuna düşmek için denedim.Yaşadığım anın bile farkında değilim.içinde olduğum bir neşe bir hüzün bulutunun farkında olmamak dibine kadar onları duyumsayamamak kadar boktan bir şey var mıdır ? vardır elbet bir bildiği herkesin ! yoksa ben neden herkese bu kadar ait olup kendimi unutayım. ‘’ umut et’’ dedim kendime fakat umut etmekle onarılsaydı ben her defasında bu çukurda kendimce suyu kanamaya ant içer miydim ?
‘’Yok abi yaşamadığın bir hayatı asla mandala asıp kurutma çabasına girmeyeceksin.En azından başkasının yaşanmışlığını kendi ipinde kurutmayacaksın.Bu nasıl bir yazı abi! Olmaz! Böyle olmaz!Yakın bu satırları küllerinin altına da yazarını gömün.’’
25.11.2017 ( İstanbul )
YORUMLAR
M.B.
teşekkürler
Harika bir yazı; ilham verici bir dolu söylem var içinde.
Sadece imlâ ve noktalama anlamında biraz daha özen lütfen... Bu yazı, bu anlamda çok şeyi hak ediyor çünkü...
Tebrikler...