İtiraf Ediyorum
Zaman ne kadar acayip bir olgu;hem acımasız bir o kadar kendi uzunluğunda bizde kısa yansımalarıyla geçip gidiyor ömür denen insan defteri yine zamanı gelince sonbahardaki uçuşan yapraklar gibi birer birer dökülüyoruz her birimiz bir yana mezarlık denen musalla taşlarıyla...
Her birimiz kendi çabalarıyla bazende toplumdaki bazı insanların itip kakarak bizi ortaya atmasıyla birer yaşam sürdürüyoruz.Bazende bir başımıza kalıp şapkamızı önümüze aldığımızda yalnızca mücadele vermenin zamanı geldi de geçiyor diyoruz.İşte tamda burada başlıyor hırsızlıklar konuşmalarımızla,fikir alışverişlerimizle kendi doğrularımızı şekillendiriyoruz bunun adı düşünce hırsızlığı kendi farkındalığımız adına, çalmak zorunda olduğumuz düşünce çaresizliğinde yapılabilecek en mantıklı şey bu belki de...bu bence kendimce...ama bir çok insanda yapıyordur zannımca..
Her neyse beyefendi veya hanımefendi ne fark eder ki..günlerden bir gün herhangi bir yerlerde sizinle bir kahve içimlik sohbetlerimizde farkettim,evet farkettim diyorum zaten bende içerilerde bir yerlerde var olan şeyleri kendi ellerimle raflara kaldırdığımı anlamamı sağladınız siz bana farkında olmadan.Sohbetlerimizde arada bir tebessüm edip yeri geldiğinde ciddi mimikler takınıyordu çehrem sizi can kulağıyla dinlerken.Siz bazen anlam veremeseniz de bu surat ifadelerime ona da gülüp geçiyordum, bilmeyerek benim düşüncelerimin sesi olmanızdan aldığım büyük keyifle...Sanki önümde bir set vardı kunduzlar gibi nehrin akıntısına kapılmak için tek tek o çalı çırpıları kemirdim ben ...
Ve nihayet mutlu son... su aktı yolunu buldu adeta...nelere vesile olduğunuzu bilmeden ettiğiniz o sohbetler sayesinde bu konuda zamanı gelince meyvelerimle size izzeti ikramda bulunacağım Allah ömür verirse...ve işte o zamanda sizden çaldığım belkide ödünç aldığım düşüncelerinizi, hayallerinizi sizlere yeniden geri vereceğim ama şimdilik bendeler gözünüz arkada kalmasın..bir sonraki düşünce hırsızlığına kadar hoşçakalın..dostlar...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.