- 769 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
✓ İSTANBUL'A BOŞGELDİNİZ ✓
✓ İSTANBUL’A BOŞGELDİNİZ.! ✓
Görmezden gelinecek kadar küçük gibi gösterilmeye çalışılan, fakat gerçekte avaz avaz konuşulması gereken dehşet büyük bir toplumsal sancının,yok sayılarak unutulmak istenmesi gibi garip bir ruh halinde insanlar.!
Bana inanmıyorsunuz değil mi? O halde;
Nerede olduğunuzun inanın hiç önemi yok. Başınızı kaldırıp, saniyeler kadar kısacık bir zaman diliminde dikkatle bakın çevrenizdeki insanların gözlerine...
Az evvel çetin bir kavgadan çıkmışcasına şaşkın, heran bir büyük kargaşaya hazırım dercesine gergin ve hiçbirşey umurumda değil dercesine baygın bakan gözleri göreceksiniz çevrenizde evvelâ..
Peki ama sizin gözlerinizin ne anlattığını düşünerek gözlerinize dokunan bir göz? Yok değil mi?
Evet maalesef yok.!
Bu duruma halk arasında verilen isim nedir peki?
Cevap net;
"Kim kime dumduma."
Peki bir de, dehşet denilecek desibel güçle beyninizde korkunç şekilde yankılandığı hâlde, sadece duymaya alıştığınız şu adına trafik denilen araçlardan yayılan gürültüye odaklayın birkaç dakika kendinizi.
Saliseler kadar kısa bir zaman diliminde; neden çaldığını çalanın bile bilmediği, fakat durmaksızın ardarda çalan o lânet korna seslerinin, paldır küldür çalışan motor sesleri ile nasıl bir keşmekeşe sebep olduğunu göreceksiniz..
Birbirinin aksi istikametinde konvoylar oluşturmuş olan ve yürüyerek gitmekten farkı kalmamış aciz bir metal yığını.!
Sonra bir toplu taşıma aracına çevirin bakışlarınızı; sinek gibi cama yapışan, yada poposu bir başkasının poposuna mecburen yaslayarak, bir eliyle metal boruya kendini bağlayan ve diğer eliyle çağımızın vazgeçilmez diye adlandırılan akıllı telefon ekranına bakarak kendi kendine gülen insanların çokluğunu göreceksiniz.!
Çöp arabasını aratmayacak kadar yığın insanların doluşturulduğu o araçlarda; yaşlıların ayakta durma çabalarına karşı, gencecik asalakların koltuklarda manda gibi nasıl yayıldığına şahit olacaksınız.!
Çevreye yayılan ve gerçekte beyninizde korkunç bir infiale sebep olan o sesleri bölecek ansızın; üzerinde 112 yazan beyaz bir aracın çığlıkları...
Sonra;
Masmavi denizin ortasında gelin gibi duran Kızkulesi’nin, bakarken milyon defa onu neden görmediğinizi, göremediğinizi avaz avaz size haykırdığını göreceksiniz.!
Kaldırımlarda yürüyen insanların gözlerinin içine bakan bir simitçinin, sizin az evvel yaptığınız şeyi heran yaptığını görecek ve aslında sadece bakmanın değil görebilmenin derinliğinde kulaç attığınızı hissedeceksiniz.!
Derinlerde her kulaç atışınız, bir başka resme saplayacak gözbebeklerinizi...
Öyle ki;
Küçük bir kız çocuğunun sırtına astığı çantasından çıkartarak, minik elleri ile size uzattığı o bir paket mendilin, gercekte masum yüreği ile sizin gözlerinizde gördüğü akmayan göz yaşlarınızı silmeniz için olduğunu farkedeceksiniz.!
Farketmediyseniz ne diyeyim? "İstanbul’a BOŞGELDİNİZ.!"
Ramak Kaldı /(Samim İĞDE)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.