- 883 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Şehir ve Sen
Cümlelerime sarılıp nefeslerinde uyumak bu gece iyi gelecek..
-Biliyor musun aslında hiçbir insan ömrü ’her şey’i yaşamak için yeterli değil..ve bir yol; en fazla nereye gidebilir ki..
Yollarla dans ettiğim bir gecede, sokak lambalarının konçertosunda adım adım yalnızlığımı ıskaladığımı farkettim.. Muntazam aralıklarla oluşturulmuş kaldırımtaşı çizgilerini teğet geçmeden, hepsine ama hepsine basmak için kıvrak devinimler sergilemiştim.. Arada sol elimle saçlarımı düzeltip kulağımda uğuldayan şarkıyı mırıldandım.. Her adımda kendime göçerken kendimden yitiyordum da.. Tanıdık tanımadık bütün suratlarda, mimiklerarası geçişlerde, ismini cismini bilmediğim bir suretin izini sürüyordum; durdurup birkaçını kokladım da..
-Değilmişsin, sen de değilmişsin!, sayıklamalarıyla vardım yoluma..
İç’imdeki delinin dışa yansıması ayaklarım, laleli bir kıvamında sekiyorken bariyerlerin altından üstünden, bir yıldız kaydırdım..
-Dile beni ey aşk, sana geliyorum..
O an sıcak yatağında, tv başında, şömine yanında pinekleyen insan modellerini usumdan öyle böyle geçirip suretimin neşesine koyuldum.. Neşesine vurulduğumun yangısı, ne de güzel yakıyordu cancağızımı.. Heyecanına koyulayım, yaktığın ’can’ senin..
Ömür dediğimin anlamı, sensin bu hikayenin kahramanı, gel kurtar yazarını, tekerlemesini uygun adımda uydururken, heyhat! dedim, ömrümün kalanı, ömrümü üstüne örtsem yine de gelmez miydin?
Oturup bir kaldırım taşına, bakarak gelenin geçenin ayağına, tozsal sunulara maruz kaldım.. Gökten üç elma dile, dedi yıldızlar..
-Ey Ay! bana kağıt ve kalem sal!, diye haykırdım..
koyuldum yazmaya,
bu yazı
senin..
Sana dokunamadığım her an’ımdan parçalanıyorum bugünlerde.. Uysal bencillikler satın alıp kabuğuma çekildimse de, hafızama neşter vurmak için çok geç; düş’ün iç’imde kanserleşti sevgili..
Gökyüzü bir iki damla bıraktı önüme, yaşlı bir amca üç para.. Birkaç sokak serserisi yanağımdan makas almak isteyince, yağmurlarımı göğsüme sokup paraları onlara terk ettim.. Küfür ettim artlarından, tükürdüm yere; kendime döndüğümde aklım sende, parmaklarım kalemde..
Gece gece sokulurken özsıcağıma, dilimde naif lakırdılar.. Dokunsan düşecekti ya gardım, tam da o kıvamdayım.. Bir köşe yaptım yalnızlığımdan, bütün kurallı tümcelerimi devirdim üstüne.. Hİç’liğimin etlerini yoluyor bu gece.. Seni ağlarken bir yanım, bir başka yanımdan çağlayanlar boşaltıyorum olmayışına.. Varlık ve yokluk arası muazzam çelişkilerimin üstünü yine hayalinle örtüyorum, yalnız hayalinle örtüyorum, ancak ve ancak hayalinle örtüyorum..
Birkaç fahişe geçiyor önümden, ayak bileklerinin kalınlığı midemi bulandırıyor.. Sağlı sollu devirdikleri kalçaları, üzerlerine yapışmış milyonlarca milimetreküp meninin ağırlığını taşıyor.. İki sarhoş laf atıyor, bir trmvay görevlisi sarı saçlı olanı kuytuya kıstırıyor.. O gece birkaç dolarla, onlarca üstü kapalı mekan orgazm kokularıyla çağlıyor.. Ertesi sabaha yapış yapış bir kirlilik ve yeni günün ekmek telaşı kalıyor.. Oysa ben, son bir bahar gibi döküyorum ağarmış saçlarımı; sana yaşlanıyorum sevgili..
Üzerine tünediğim kaldırım, kendisiyle temas haline olan münasip bir taraflarımı titretmeye başladığında, oturduğum yerden kalkıp ışığa yürüdüm, lekesiz aklımın sonsuz günışığı’na..
Ah sevgili!
Seni sevdiğim her yanımın fotokopisini çekip sana fakslamak vardı şimdi.. Büro malzemelerini, eskimiş envanterleri aşkıma katık ederken, adın adın sayıklıyorum yine..
Yazılan’ım;
Seni sığdıramadığım her kelimeyi geri dönüşüm kutularıma postalarken, ismimi senli hallerde çekiyorum.. Dilimin rahmine düşüremediğim döltutmaz lakırdılarım, boğazımdan aşağı yuvarlanırken, yeni hecelere nefes alıyorum.. Küçük dilim titriyor aşk sarhoşu yanlarımdan, damağım kuruyor..Dilimi uzatıp göğün göğsüne, haykırıyorum:
-Sula beni ey Aşk! Seni içiyorum..
An’ım;
Bir Eylül’ü kapatırken senle, aşkımın mevsimsizliğini yitik kentlere gömüyorum, bulunmaya en nazır yanlarından.. Bir sonraki sonlu baharların en güzel aylarında, en iç’ten titrerken dallar, yine sen’li an’ların hayali ezberimde..
Seni seviyorum,
seviyorum..
Çünkü ’can’ dediğimde en iç’imdeki teli ancak böyle titretebiliyorum..
Seviyorum
zira emek emek uykular büyütüyoruz yastığımızda her gece..
Ben seni
seviyorum
hem de
ne çok
ne çok seviyorum..
YORUMLAR
eylül.. hiç bi ay değil de eylül en hüzünlüsü
"An’ım;
Bir Eylül’ü kapatırken senle, aşkımın mevsimsizliğini yitik kentlere gömüyorum, bulunmaya en nazır yanlarından.. Bir sonraki sonlu baharların en güzel aylarında, en iç’ten titrerken dallar, yine sen’li an’ların hayali ezberimde.."